Yabancılar, Türkiye'den kaçmaya mı başladı?

AKP iktidarı Türkiye'de yüksek karlılık oranları sağlamasına rağmen uluslararası finans sermayesi daha fazla güvence bekliyor.

Yabancılar, Türkiye'den kaçmaya mı başladı?

Yabancı yatırımcıların bu yıl rekor düzeyde hisse ve tahvili ellerinden çıkardıktan sonra paralarını Türkiye’den çekmeye hazırlandıkları değerlendiriliyor.

Yurtdışı yatırımcılar 2015’te 7,6 milyar dolar düzeyinde bir varlıklarını çektiler. Bu sayıya, AKP’nin tek başına iktidar olmasından sonra geçtiğimiz ay 1,4 milyar dolarlık sermaye kaçışı da dahil. Yabancı yatırımlardaki kaçışlar komşu Suriye’deki savaş ve Rusya’nın yaptırımları ile devam ediyor.

Yabancı yatırımcıların daha fazla satış yapacağı ve bunun şu ana kadar yüzde 19 değer kaybeden ve 2008’den beri en büyük yıllık değer kaybına doğru giden Türk Lirası üzerinde daha da dağıtıcı olması beklentisi olduğu söyleniyor.

Türkiye G-20 ülkeleri içerisinde en büyük cari açığa sahip ülke olarak dikkat çekerken AKP’nin seçimlerden büyük bir güçle çıkmasının Merkez Bankası üzerinde faiz oranlarını indirme baskısını arttıracağından endişe ediliyor. Bu sorun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enflasyonun artması ve Türk Lirasının değer kaybetmesine rağmen faizlerin düşürülmesini istemekten geri durmayan tavrı nedeniyle yabancılar için en kritik sorunlardan birini teşkil ediyor.

10 yıllık borç faizleri son bir ayda yüzde 0,51 artarak yüzde 10,36’ya gelirken Türk Lirası da dolar karşısında son bir hafta içerisinde yüzde 0,6 değer kaybetti. Yüksek dış borç düzeyinin, ABD’nin faiz oranlarını arttırmaya başlamasıyla Türk Lirası ve tahviller üzerinde baskı oluşturup kırılganlığı arttıracağı söyleniyor.

Öte yandan petrol fiyatlarındaki düşüş sayesinde 2004’ten beri ilk cari denge Ağustos ve Eylül aylarında üst üste 2 ay fazla verdi. Bunun bu yılki ekonomik üretkenlikte yaşanması beklenen yüzde 5’lik açığı daraltması bekleniyor.

Yine de, Türkiye, özel sektör borçlanmasının yükseldiği, dış finansmana bağımlılığın arttığı ve kredi notunun düşmesi tehlikesiyle karşı karşıya olan bir “gelişen piyasa” durumunda. Kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir düzeyin en alt basamağında tutarken, Standard & Poor’s ise bir derece daha aşağıda değerlendiriyor.

Görünen o ki, AKP iktidarı Türkiye’de yüksek karlılık oranları sağlamasına rağmen uluslararası finans sermayesi açısından “ödevlerini” yapması gereken ve güvence istenen bir noktada sallanıyor.