Washington Post'tan Putin'e karşı Soros kartı

ABD'nin Washington Post gazetesi bu hafta başyazısında George Soros'u hatırlayarak Rusya ile mücadelede Soros'un desteklediği sivil toplum kartının en azından bir propaganda aracı olarak kullanılabileceğinin sinyalini verdi.

Washington Post'tan Putin'e karşı Soros kartı

ABD’nin Washington Post gazetesi bu hafta başyazısında George Soros’u hatırlayarak Rusya ile mücadelede Soros’un desteklediği sivil toplum kartının en azından bir propaganda aracı olarak kullanılabileceğinin sinyalini verdi.

Geroge Soros’tan 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin çözülmesinden sonra “dürüst tarih kitaplarının yazılması, Rusya’nın edebiyat dergilerinin varlığını sürdürmesi ve üniversitelerin internet altyapılarının kurulması” için eğitimciler, bilim insanları ve diğerlerini destekleyen adeta bir ‘aziz’ gibi bahseden Washington Post, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soros vakıflarını ‘istenmeyen’ örgütler olarak kara listeye almasını “büyük bir nankörlük” olarak nitelendirdi.

Müslüman Kardeşler de “sivil toplumun” parçasıymış

Gazete, Rusya’yı Uganda, Çin ve Burundi ile karşılaştırıp bu ülkelerde ‘sivil toplum kuruluşları’nı (STK) denetim altına alan yasaları eleştirmesi göze çarparken, daha ilginç bir örnek olarak Mısır da bu ülkeler arasında sayılıyor. Gazetenin, artık bir terörist örgüt olarak kabul edilen ve özellikle Libya, Mısır’ın Sina Yarımadası ile Suriye’de IŞİD ile de bağlantılı olarak faaliyet yürüten Müslüman Kardeşler’e (İhvan) bağlı kuruluşların kapatılmasını “sivil toplumla savaş” olarak nitelendirmesi dikkat çekiyor.

Washington Post, başyazısında, “Tüm bunlar otoriter rejimlerin STK’lara karşı yürüttükleri kararlı savaşın bir parçasını oluşturuyor. En düşmanca ortamlarda hayatları kurtaran ve hakları koruyan bu örgütlerin işleri hiç bir zaman kolay değildi ancak otokratlar ve onların devlet mekanizması, giderek artan şekilde, fonlama, işleyiş ve özgürlükler önünde kalıcı engeller dikiyor.” diye yazarken STK’ların 90’lardaki güzel günlerini de anmayı ihmal etmedi.

2003’te Gürcistan’daki “Gül Devrimi” ve 2004’teki Ukrayna’daki “Turuncu Devrim” sonrasında STK’lara karşı alınan tavrı paranoyakça olarak nitelendiren gazete, 2011’deki “Arap Baharı” sonrasında baskının arttırıldığını ileri sürdü.