Ülkemizin belası NATO

Kurtuluş Kılçer, Türkiye'nin NATO üyeliği çerçevesinde yaşadığı süreci değerlendiriyor

NATO, Rus uçağının düşürülmesinden sonra AKP’nin arkasında durdu. IŞİD petrollerinin Türkiye üzerinden ticareti söz konusu olduğunda Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermekten hiç çekinmedi. Suriye’ye Ruslar’ın müdahalesi sonrası Akdeniz’e NATO ülkeleri İngilizler, Almanlar, ABD’liler, Fransızlar uçak, gemi, asker göndermeye başladılar.

Ancak tek başına mesele Suriye değil. Öte yandan büyük devletlerin kendi arasındaki rekabet olarak da meseleyi görmek eksikli bakmaktır. Rus uçağının düşürülmesinde NATO’nun ne kadar parmağı var meselesi soru işareti olarak durmaktadır ve Rus uçağının düşürülmesiyle Türkiye’nin NATO’ya daha fazla yanaşması bir sonuç olarak karşımıza çıkmıştır bugün.

NATO, Sovyetler Birliği’ne karşı kuruldu. Sovyetler Birliği artık olmamasına rağmen yani iki kutuplu dünya geçmişte kalmasına rağmen, bir savunma paktı olduğunu söyleyen NATO varlığını hala sürdürmektedir. NATO’nun merkezinde G7 ülkeleri bulunmaktadır. Bizzat emperyalist ülkelerin savaş gücü olarak devrededir. 

Bugün NATO üyesi olan ülkelerin hangi anlaşmaları yaptıklarını ne gibi görevler üstlendiklerini ne gibi planlara sahip olduklarını en ince ayrıntısına kadar görmek mümkün değil. Ancak emperyalizmin ve NATO’nun neler yaptığına bakarak bir okuma yapmak hiç de zor değil. 

NATO, yeşil kuşak projesini hayata geçirendir. Bugün Afganistan, Pakistan ve Ortadoğu’da cihatçı dinci terör varsa, arkasında NATO vardır.

NATO, gladio demektir. Kapitalist ülkelerde derin kontr-gerilla örgütlenmesini kuran bizzat NATO’dur. Ülkemizde bir dizi cinayetin arkasında duran derin örgütlenme NATO tarafından kurulmuş ve finanse edilmişti. Gizli devlet NATO’dur. 

Ülkemizin NATO’ya girmesinin bedeli Kore’ye asker göndermek olmuş, yoksul Türk köylüsünden oluşan askerler NATO görevi diye ölüme gönderilmişlerdi.

Bugün de NATO yüzünden ülkemiz bir savaşın içine çekilmiştir. NATO üyeliği, bugün Türkiye’nin Suriye’de yaşanan savaşın parçası olmasının asli sebebidir. Rus uçağının düşürülmesi ülkemizi büyük bir savaş tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.

Katar’da Türkiye’nin tugay büyüklüğünde askeri üs açması tam da ülkemizin NATO üyesi olmasından dolayıdır. Deniz aşırı bir ülkede Türk askerinin ne işi var diye sorduğunuzda mantıklı bir açıklama ülke çıkarı açısından bulamazsınız. Ancak eğer NATO üyeliği varsa tam da bu yüzdendir diyebilirsiniz. 

Ülkemizin başı belaya sokulmaktadır. Çünkü NATO üyesi bir Türkiye, elini vermiş kolunu kaptırmıştır. 

Ülkemiz, emperyalizmin boyunduruğunda NATO üyesi olarak büyük sorunlara gözü kapalı onay vermektedir. Çünkü AKP iktidarının ipleri NATO’nun elindedir bugün. 

Ya da NATO’cu AKP ülkemizi yeni maceralara sürükleyecektir. Milli duruş ve ülke çıkarından bahsedenler NATO’nun bir dediğini iki etmeyen işbirlikçilikler olarak kraldan çok kralcıdır bugün. 

İşbirlikçiliğin ipini pazara çıkarma zamanı gelmiştir. Ülkemiz vatan, millet, sakarya adına, Türkmen edebiyatıyla, Osmanlı hayalleriyle NATO’nun oyuncağı haline getirilemez.