"Türk Akımı" ve "Akkuyu"nun akıbeti tartışılıyor

Resmi açıklamalarda somut bir ifadeden kaçınılmasına ve Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev'in imzaladığı ekonomik tedbir kararnamesine "Türk Akımı" ve "Akkuyu" projeleri dahil edilmemesine rağmen bu beklentiler sürekli olarak medyada ele alınıyor.

İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan Gazprom kaynakları, Türkiye’ye yönelik yaptırımlar kapsamında “Türk Akımı” projesine yönelik çalışmaların birkaç yıllığına durdurulabileceğini söylemesi Türkiye ile Rusya arasındaki doğalgaz ticareti tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Doğalgaz boru hattı projesinin daha önce de dondurulduğu haberleri gündeme gelmişti. G-20 zirvesinden müzakerelerin ve çalışmaların yeniden başlatılması üzerine karar alınmıştı.

Resmi açıklamalarda somut bir ifadeden kaçınılmasına ve Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev’in imzaladığı ekonomik tedbir kararnamesine “Türk Akımı” ve “Akkuyu” projeleri dahil edilmemesine rağmen bu beklentiler sürekli olarak medyada ele alınıyor.

Türkiye’nin doğalgaz ihtiyaçları

Türkiye’nin, “Batı Hattı”ndan aldığı yıllık 14 milyar metreküplük gaz yerine, 15.75 milyar metreküp gazı “Türk Akımı” üzerinden alması planlanıyordu. Projenin hayata geçmemesi halinde Türkiye’nin yıllık 50 milyar metreküpü aşan doğalgaz tüketimi için kaynak çeşitliliğine ve yeni işbirliklerine gitmesi, yeni doğalgaz kontratları yapması gerekecek.

Türkiye doğalgazın yarısından fazlasını Rusya’dan alıyor. (yüzde 54.7) Türkiye’nin doğalgaz ithal ettiği diğer ülkeler İran; yüzde 18.1, Azerbaycan; yüzde 12.4, Cezayir; yüzde 8.5 ve Nijerya; yüzde 2.8 olarak sıralanıyor.

2014’te Rusya’ya ödenen enerji faturası 16.5 milyar dolar idi. 2013’te bu rakam 17.1 milyar dolar, 2012’de 19 milyar dolar, 2011’de 16.8 milyar dolar, 2010’da 16 milyar dolar, 2009’da 14.7 milyar dolar ve 2008’de 22.7 milyar dolar idi.

Öte yandan, Ukrayna ile olan ilişkilerinin Türkiye’den daha kötü olması da Rusya’nın alternatiflerini önemli ölçüde azalttığı ve bu tür projeler uzun çalışmalar sonucunda ortaya çıktığı için hamle yapmasını zorlaştırıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminin yaklaşık yarısının da doğalgaz çevrim santrallerinden karşılanması bu tablonun Türkiye için sonuçlarını ağırlaştırıyor.

Akkuyu: Rusya’nın oyun sahası

Türkiye ve Rusya arasında yaşanan gerginliğin merakla beklenen bir diğer sonucu da Mersin Akkuyu’da gerçekleştirecek Türkiye’nin ilk nükleer santralının inşaatı projesinin geleceği.

Rusya Stratejik Enerji Araştırmaları Direktörü Alexander Kurdin’in “Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesi tamamen iptal olmaz fakat herhangi bir siyasi gelişme projenin ertelenmesine sebep olabilir” şeklindeki açıklaması iki ülke arasında imzalanan anlaşmayı yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, Türkiye ile Rusya arasında imzalanarak 14 Temmuz 2010’da Meclis’te onaylanan uluslararası anlaşmada Türkiye lehine oluşacak durumların iyi hesap edilemediğini vurguladı.

Hükümetlerarası anlaşmaya göre Rusya nükleer santralın inşaatının başlaması için gerekli tüm izinlerin ve lisansların alınmasından itibaren yedi yıl içinde ilk üniteyi devreye almak zorunda. Ancak henüz inşaat dahi başlamamış durumda. Rusya’nın yükümlülüğü ise 2023’te ilk elektriği üretmek ve 2026’ya kadar diğer 3 üniteyi devreye almak.

Henüz ciddi bir harcamanın yapılmadığı projede, Rusya’nın anlaşmayı bir yıl sonra geçerli olmak üzere feshedebilme hakkı var. Ancak anlaşma feshedilse dahi anlaşmadaki maddeler Akkuyu Santralı’nın sadece Rus şirketinin yapabileceğini ve Rus şirketinin payının hiçbir zaman yüzde 51’in altına düşmemesini garanti ediyor. Bu durumda Türkiye sadece burada üretilen elektrik için “alım garantisi”nden vazgeçebiliyor.

Bu tablo Türkiye’nin kaynaklarının nasıl kullanıldığını göstermesi açısından da dikkat çekici. Türkiye ile Rusya’nın karşılıklı uzlaşmayla sözleşmeyi feshetmesi halinde dahi Rusya’nın bugüne kadar yaptığı tüm harcamaları faiziyle talep edebilme hakkının dahi verilmiş olması ancak bir sömürgede söz konusu olabilecek nitelikte.

 

Medvedev yasaklar listesini imzaladı

Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev, Türkiye’ye uygulanacak ekonomik yaptırımlara ilişkin kararnameyi imzaladı.

Kararın detayları şöyle sıralandı:

*Türkiye’den alımı durdurulacak tarım ürünleri listesine portakal, mandalina, üzüm, kayısı, şeftali, çilek, salatalık ve domates de girdi.

*Rusya ile Türkiye arasındaki düzenli havayolu uçuşlarında güvenlik önlemlerinin artırılması için Ulaşım Bakanlığı’nı görevlendirdi.

*Rusya Ekonomi Bakanlığı, Türk şirketlerinin faaliyetlerine sınırlama getirilecek iş ve hizmetlerin listesini 10 Aralık’a kadar hazırlamakla görevlendirildi.

*Türkiye ile ticari-ekonomik işbirliği alanında yürütülen hükümetler arası çalışmaların sonlandırılması talimatı verildi. Rusya ve Türkiye arasında 14 Mayıs 1992 tarihinde, Rus-Türk Hükümetler arası Karma Ekonomik Komisyonu (KEİK) kurulmuştu.

*Rus tüketici hakları ajansı Rospotrebhadzor, Türkiye’ye tur satışlarının durdurulması yönündeki karara uyulup uyulmadığını denetlemekten sorumlu olacak.

*Rusya Ulaşım Bakanlığı, Türk TIR’larına 2016 için verilen taşımacılık izinleri gerek görülmesi hâlinde iptal etme hakkına sahip olacak.