Sayıştay raporlarında AKP ‘marifetleri’

Sayıştay, yetkileri kısıtlansa da AKP'nin usulsüzlüklerini buluyor.

Sayıştay raporlarında AKP ‘marifetleri’

Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker’in de geçen hafta köşesine taşıdığı Sayıştay raporlarında AKP’nin devlet kurumlarında ve belediyelerdeki usulsüzlükleri ortaya koyuyor. 17 Aralık operasyonundan dokuz gün önce yapılan yönetmelik değişikliğiyle Sayıştay’ın yetkilerinin önemli ölçüde kısıtlanmasına rağmen raporlarda AKP’nin kamu kaynaklarını nasıl kullandığı görülebiliyor.

AKP’nin ‘tarih sevdası’ rant kapısı

Çiğdem Toker, Sayıştay’ın 2014 Maliye raporunda, Hazine arazilerinin, iktidar belediyelerine ve o belediyelerin kiraladığı kişi ve şirketlere nasıl birer rant kapısı haline getirilme yöntemini şöyle aktardı:

“Yöntem şöyle işliyor:

– Önce Bakanlar Kurulu, “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”a dayanarak karar alıyor.

– Bu kararla, göz dikilen şehirlerdeki Hazine arazileri bedelsiz olarak belediyelere devrediliyor. Hesapta, yıpranan varlıklar restore edilecek.

– Belediyeler de Hazine arazilerini “parsel parsel” özel kişilere kiralıyor. Lokanta, kafe, hediyelik eşya vs. gibi dükkânlar. Yasaya göre elde ettiği gelirlerin tam yarısını Hazine’ye yatırmak zorunda. Yanı sıra, yenileme şartıyla aldığı bu Hazine arazilerini 5 yıl sonra Hazine’ye geri vermesi.”

Toker’in tespit ettiği beş belediyedeki vurgunlar ise şöyle:

Samsun: Belediye, 2006’da devraldığı dokuz parsel Hazine arazisini bir şirkete devrediyor. Şirket, AVM, üç katlı 600 araç kapasiteli otopark yapıyor. Sayıştay tespitine göre şirketin ciro gelirleri üzerinden 77 bin 437 TL hasılat payı elde ettiği halde Hazine’ye yatırması gereken parayı yatırmıyor.

Trabzon: Hükümet, 2. derecede kentsel sit alanında kalan 16 parseli belediyeye 2013’te devrediyor. Sayıştay, devrin gerekçesi olan restorasyon ve yenilemenin 2006’da bittiğini söylüyor. Devirden önce Defterdarlık’ın çeşitli dernek ve vakıflara büro, çay bahçesi, fırın gibi kiralamaları feshetmediğini saptıyor. Taşınmaz belediye adına tescilli. Ama kiracılar karşılıksız olarak ticari birim kullanıyor. Belediye beş kuruş gelir elde etmiyor. Hazine adına gelir kaydedilmiyor.

Beyoğlu: Hükümet, Fransız Sokağı, Tophane Çıkmazı, Galata Kulesi çevresi, belediye binası çevresi, Bedrettin Mahallesi’ni kapsayan 17 parseli belediyeye devrediyor. 2008’de tapu tescili yapılıyor. Ancak beş yıl boyunca herhangi bir yenileşme projesi yapılmıyor. Belediye devirden sonra 91 bin 950 TL tahsilat yapmasına karşın Hazine payını yatırmıyor.

Zeytinburnu: 7 parsel 2006’da belediyeye devrediliyor. 2012’ye kadar parseller üzerinde herhangi bir yenileşme projesi yapılmamış. Beş yıl içinde proje yapılmayan Hazine arazisinin iadesi gerektiği halde yasaya aykırı olarak, belediye mülkiyetinde olduğu belirtiliyor. Sayıştay, Zeytinburnu Belediyesi’nin 2.5 milyon TL kira geliri elde ettiği halde Hazine payının yatırılmadığını saptıyor.

Ankara: 9 parsel 2006’da belediyeye devrediliyor. 2009’daki yürütmeyi durdurma kararıyla arazi belediyeden geri isteniyor. Ancak belediye vermiyor. Hiçbir yenileşme projesinin yapılmadığı saptanıyor. Daha önemlisi bu arazi, yasadaki sit veya koruma alanı bölgesinde olma koşulunu taşımıyor. Ancak hâlâ Hazine adına tescil yapılmıyor.

Yandaşlara ihalelerde KDV kıyağı

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’nin satışını yaptığı işletmelere ilişkin KDV tutarlarının eksik hesaplandığı da Sayıştay raporlarına yansıyan bir başka husus. Bu tutar sadece ihaleyle satışına konu olan 63 ayrı Ticari ve İktisadi Bütünlük için 143 milyon 377 bin TL ve yaklaşık 28.9 milyon dolar tutuyor.

Sayıştay, KDV Kanunu’na göre açık artırmayla yapılan bir satışta KDV matrahının kesin satış bedeli olması gerekirken TMSF’nin açılan davaları ve Gelir İdaresi’nden aldığı görüşü ileri sürerek KDV tutarlarını eksik tahsil ettiğini tespit etti. En büyük iki kalemi oluşturan Mehmet Emin Karamehmet’e ait iken el konan BMC’nin Ethem Sancak’a ait Es Mali Yatırım’a satışında tahsil edilmeyen KDV tutarının 95 milyon 926 bin TL ve Dinç Bilgin’e ait iken el konan Sabah-atv’nin Albayrak grubuna satışında tahsil edilmeyen KDV tutarının ise 33 milyon 994 bin TL ve 24.1 milyon dolara vardığı hesaplandı

TİB bağlı olduğu mevzuatı kendisi belirlemiş

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bağlı olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB), internet erişimi ile ilgili kısıtlamalarda gündeme gelen bir devlet kurumu. Sayıştay raporunda TİB’in yaptığı alımlarda kanun ve yönetmelikleri hiçe saydığı tespit edildi.

Sayıştay raporuna yansıyan çarpıcı usulsüzlüğü, “güvenlik ve savunmaya yönelik makine ve teçhizat alımları” hesabından yapılan ve bedeli 16 milyon 222 bin TL’ye ulaşan hiçbir belgeye dayandırılmayan alımlar oluşturuyor.

Sayıştay, TİB’in yaptığı harcamaların belgelenmesi gerektiğini hatırlatınca TİB’in “TSK, MİT ve Emniyet gibi kurumlar, gizlilik gerektiren alımlarda Taşınır Mal Yönetmeliği’nden muaf. Benim de o kurumlar gibi yönetmelikten muaf olmam lazım. Çünkü ben de ulusal güvenlikle ve suçluların takibiyle ilgili teknik imkânların hızlı biçimde sağlanması ve destek olma konusunda görevliyim. Eğer yönetmeliğe tabi olursam sıkıntı çıkar.” cevabını verdiği Sayıştay raporlarına yansıdı.