Sakız ve sermayenin bülbülleri

Televizyonda bir reklam; ağzınıza x marka sakızı atarsınız ve dünya ayaklarınızın altına serilir. Özgürlük, irade sizinledir. Dünyanın hiçbir derdi size ulaşamaz. Nasıl mı? Sermayenin pazarlama yöntemlerinden birisiyle. Formül basit; gerçeklikten kopar, sihirli bir dünyaya sok ve talebi karşıla. Bundandır ki, asgari ücretin üç katı fiyatla satılan cep telefonuna özenir insanımız. Şimdi ne alakası var diyecek... View Article

Televizyonda bir reklam; ağzınıza x marka sakızı atarsınız ve dünya ayaklarınızın altına serilir. Özgürlük, irade sizinledir. Dünyanın hiçbir derdi size ulaşamaz.

Nasıl mı? Sermayenin pazarlama yöntemlerinden birisiyle. Formül basit; gerçeklikten kopar, sihirli bir dünyaya sok ve talebi karşıla. Bundandır ki, asgari ücretin üç katı fiyatla satılan cep telefonuna özenir insanımız.

Şimdi ne alakası var diyecek okuyucu büyük olasılıkla, ama çok alakalı. Konumuz bugün Antalya da başlayan G20 ve B20.

G20’yi herkes biliyor. B20 ise bu ülkelerin büyük şirketlerinin aynı çatı altında oluşturdukları bir organizasyon.2010 rakamlarına göre 4 trilyon dolar hacmi olan ve yaklaşık 10 milyon emekçinin çalıştığı şirketlerden oluşuyor.

Onlar talep ediyor, G20 yapıyor. Yani patronlar talep ediyor, seçilmiş ve atanmışlar ortamı hazırlıyor, siyasi dengeleri oluşturuyor, savaşsa savaş, işgalse işgal ne gerekiyorsa yapıyor. Tabii ki arada rekabet itiş kakış oluyor, İşin doğasında var, rekabetçi piyasa çünkü. Ama sonuçta hep B20’ciler semiriyor, gelişiyor, kazanıyor.

Mehmet Barlas dün G20yi yazıyor ’’Merkel köpekten çok korkarmış, Putin Kremlin’in bahçesine iki köpek bıraktırmış, Merkel Putin e sarılmış ve öyle yakınlaşma başlamış’’

Bir diğeri Obama için yapılan hazırlıkların muhteşemliğinden, Suudi Kralının şatafatlı maiyeti ve ihtişamından bahsediyor, zaten bu ülkede yoksul yok TV de ki bütün dizilerde herkes villalarda yaşıyor.

Yani tıpkı sakız reklamında ki gibi. Gerçeklikten kopar, sihirli ama boş bir dünya yarat gerisi kolay. Tek fark reklamın yerini sermayenin bülbülleri köşe, yazarlarının almış olması.

Sonra sahneye Haşmet Babaoğlu ve Engin Ardıç gibi daha düşük seviyeli Bülbüller çıkıyor ve akıl veriyorlar hem de solculara: Halk sizi anlamıyor zaten sizde halkı anlamıyorsunuz.

AKP’nin son seçimlerde aldığı oydan cesaret alarak şımardıkça şımarıyorlar, akılları sıra solu ve değerlerini aşağılamaya çalışıyorlar. Böylece siyaseten de hegemonyayı kurup sözde zafer ilan ediyorlar.

Ancak meydan boş değil, kuş uçurtulmayan Antalya da komünistler dört bir yanı afişlerle donatıyor ‘’Gelenler turist değil, dünyamızın egemenleri emperyalistlerdir!’’