ODTÜ’de gerici provokasyon neden tutmaz?

ODTÜ'de yaşananlara dair değerlendirme.

ODTÜ’de gerici provokasyon neden tutmaz?

İlker Demirer

Üniversiteler son günlerde artan gerici saldırılar ile gündeme gelirken, ODTÜ’de yaşananlar gündeme oturdu. Yandaş basının ilerici öğrencileri hedef gösterdiği ve üniversitelerde inanç özgürlüğünün bulunmadığına dönük tanıdık “mağduriyet havası” ileride atılması planlanan adımların ortamını hazırlamaya çalışıyor. Haftabaşından bu yana medyada yaratılmaya çalışılan hava ve AKP’li odakların yaptığı açıklamalar üniversitelere dönük bütünlüklü bir saldırı planının devreye sokulduğunun işaretlerini verirken, gerici çeteler boş durmuyor.

Üniversitelerde bu ortam ise ilk kez yaşanmıyor. Sene başından bu yana idare-polis eliyle devreye sokulan baskı konsepti üniversitelerde bulunan ilerici öğrencileri “marjinalize” etmeye çalışırken, son yıllarda üniversitelerde oluşan siyasal atmosferin de “belini kırmaya” çalışıyor. İlk olarak devreye İstanbul Üniversitesi’nde sokulan bu konsept, özellikle gerici güruhlar tarafından ortamı hazırlanıyor.

Bugüne nasıl gelindi?

Kamuoyunda sık sık “çatışma” haberleri ile gelen İstanbul Üniversitesi’nde gerici güruhlar son bir yıldır “inanç özgürlüğünün bulunmadığı” ve üniversitelerde “sol baskının” bulunduğuna dönük bir atmosfer yaratmaya çalışıyor. Bununla ilgili adım atan ve kendilerine “Üniversiteli Müslümanlar” adı veren gerici güruhlar, Beyazıt’ta ilerici öğrencilere saldırdıktan sonra Beyazıt Meydanı’nda 7 Aralık günü bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Üniversite profilinden uzak ve üniversitenin dışından geldikleri belli olan bir toplamla gerçekleşen eylemde “Sol faşizm” ibareli bir pankart açılırken, açık bir provokasyon denemesinde bulundular.

İstanbul Üniversitesi’nde tutmayan bu durum, ODTÜ’de yeniden devreye sokuldu. Kendilerine “ODTÜ Mescid Topluluğu” (OMT) adını veren grup son bir yılda faaliyetlerine hız verirken, özellikle gündeme “IŞİD’e katılan üniversiteli genç” haberiyle gelmişti. OMT’nin geçtiğimiz haftalarda IŞİD’li bir kişinin etkinlikte konuşma yaptığı fotoğrafları üniversite kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Açıkça görülüyor ki mescitleri paravan olarak kullanan gerici örgütler buradan bir çıkış yakalama peşinde. Sık sık “siyasal İslam propagandasının” yapıldığı etkinlikler düzenleyen ve bunun için üniversitede bulunan mescitleri kullanan topluluk, sene başından bu yana İstanbul Üniversitesi’ndekine benzer bir provokasyon uygulamasını devreye sokmuş durumda.

ODTÜ Mescid Topluluğu gerçekleri saklayamıyor

Okulda mescit sayısının yetersiz olduğunu iddia eden topluluk yeni mescitlerin açılması gerektiğini savunurken, hazırladıkları broşürde dahi bu iddialarının altının boş olduğunu gösterdiler. Hazırladıkları broşürde ODTÜ içerisinde 15 adet mescitin bulunduğunu belirten grup bu sayının yetersiz olduğunu ifade etti. Üniversitede İHH, Furkan Vakfı  gibi bağlarını saklamayan grup, yüzsüzce ‘biz de IŞİD’e karşıyız ama mescitten de kovamayız’ demekten geri durmuyor. Etkinliğinde konuşma yaptırdığı bir örgüte ne kadar karşı olduğunu ise ortadadır.

1 Kasım seçimleri sonrasında IŞİD bayrakları hazırlıkta yerlere saçılmışken, özellikle o günden bu yana ODTÜ ortamın gergin olduğu biliniyor. Topluluk IŞİD bayraklarını dağıtmadığını reddederken bu gerici terör örgütlerinin barınabileceği tek alanın OMT olduğu gerçeği ortadadır. Bu gerginliği tırmandırma peşinde olan topluluk meseleyi “inanç özgürlüğü” noktasına çekerek ODTÜ karşıtı bir kampanyanın fitilini ateşlemeye çalışırken, oluşturulmaya çalışılan havayla tüm üniversitelere dönük bir saldırıyı da peşinde getirmesi amaçlanıyor.

AKP topyekün saldırı peşinde

Bu noktada özellikle yaşanan gerilimden sonra atılan adımlar dikkat çekici. Sosyal medyada gerici odaklar “ODTÜ yıkılsın” içerikli iletiler yazarken, AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal’ın bir televizyonda yaptığı açıklama asıl niyeti ortaya seriyor. Ünal katıldığı bir programda konuşurken, “Cizre’ye nasıl girildiyse, ODTÜ’ye de öyle girilir” diyerek tehdit mesajı verirken, hızını alamadı ve öğrencileri “hainlikle” suçladı. Ünal bununla da yetinmeyerek sosyal medyada AKP’li gruplara saldırı çağrısı da yaptı.

Bütün bu olanlar üniversitelere dönük “topyekun” bir gerici saldırı başlatılması isteğini ifade ederken, durum diğer üniversitelerde de farklı değil. Pek çok üniversitede gerici ve faşist topluluklar ilerici öğrencilere yönelik saldırılarına hız verirken, üniversitelerde “güvenlik sorunu” olduğuna dönük bir algı yaratılmaya çalışılıyor.

“Gericilikle mücadele bizim işimiz!”

Bununla birlikte üniversitelerde aydınlanmacı birikim bu atmosferi kıracak olgunluğa ve deneyime sahip. Bunun tek başına ilerici öğrencilere yönelik bir baskı ortamının olmadığı açığa çıkarken, üniversitelerin aydınlanmacı birikimi bu ortamı kırabilecek araçları kendinde barındırıyor. İkirciksiz gericilik ve emperyalizm karşıtı mücadele üniversitelilerin önünde dururken, şimdi mesele ilerici, yurtsever, devrimci ve komünist öğrencilerin örgütlülüğünü güçlendirmesinden geçmektedir.

ODTÜ’de başlayan bu sürecin karşısına mutlaka üniversitelerin aydınlanmacı birikimi çıkacaktır. Bir kez daha ifade etmekten kaçınmayalım: “Gericilikle mücadele bizim işimiz!”