Nokta dergisi yöneticilerine 20 yıl hapis istemi

Nokta dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahla isyana tahrik etme" suçlamasıyla dava açıldı.

Nokta dergisi yöneticilerine 20 yıl hapis istemi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının bulunduğu ve “2 Kasım Pazartesi: Türkiye İç Savaşının Başlangıcı” ifadesinin yer aldığı Nokta dergisinin 24. sayısı kapağıyla ilgili başlatılan re’sen soruşturma tamamlandı.

murat capan cevheri guven

Murat Çapan ve Cevheri Güven

Savcı Umut Tepe tarafından hazırlanan iddianamede, derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahla isyana tahrik etme” iddiasıyla 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisleri istendi. İddianame mahkemeye gönderildi. Güven ve Çapan 3 Kasım’da tutuklanmıştı.

Savcı, gazetecilerin ifade özgürlüğü savunmasını dinlemedi

5 sayfalık iddianamede, 2-8 Kasım 2015 tarihinde yayınlanan haftalık haber dergisi Nokta’nın kapak sayfasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının kullanılmak suretiyle takvim ve saat ibarelerine yer verildiği, metin olarak da “2 Kasım Pazartesi Türkiye İç Savaşı’nın başlangıcı” ibarelerinin yer aldığı kaydedildi. Konuyla ilgili resen soruşturma başlatıldığı ifade edilen iddianamede, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile derginin toplatılmasına ve el konulmasına karar verildiği hatırlatıldı.

Nokta dergisi yöneticileri Cevheri Güven ve Murat Çapan’ın savcılıkta alınan ifadelerine de iddianamede ayrıntılı olarak yer verildi. Nokta Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni olduğu ve cezai herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ifade eden Güven, ifadesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi otorite anlamında en önde gelen kişi olduğu, genel siyaseti belirleyen bir lider olduğu, bu nedenle derginin kapağında ona ait fotoğrafı paylaştıklarını kaydetti. “Türkiye İç Savaşının Başlangıcı” yazısını fotoğrafın altına koymalarının nedeni de koalisyon döneminin olacağı ve bu dönemde de kaotik bir ortam doğabileceğini düşündüklerini ifade eden Güven, basın ve ifade özgürlüğü çerçevesinde her zaman iktidarı eleştirme haklarının olduklarını söylediği kaydedildi. Murat Çapan da savcılık ifadesinde, hiç kimseyi suç işlemeye tahrik amacıyla bu başlığı ve dergiyi çıkarmadıklarını belirterek, ifade özgürlüğü çerçevesinde iktidarı eleştirme haklarının olduğunu söylediği iddianamede ifade edildi.

Nokta Dergisi’nin 24. sayısının soruşturmaya ilişkin sayfalarının incelendiği belirtilen iddianamede şu ifadelere yer verildi: “Suçla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Kamu güvenliğinin ve barışın bozulması durumunda kişilerin barış içinde ve güvenli bir biçimde yaşama hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Basın ve ifade özgürlüğü sınırsız değildir. Bu özgürlüklere sığınarak toplumda ayrışmalara sebebiyet vermek, insanları kışkırtmak, tahrik ve isyana çağrı niteliğindeki beyanların hukuken korunması olanağı bulunmamaktadır. Aksi halde kamu düzeninden bahsedilmesi mümkün olmayacaktır. Belirtilen nedenlerden dolayı şüphelilerin savunmalarına itibar edilmemesi gerekmektedir.”

nokta dergisi“Verilen mesajla devletin bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine kastedildiği…”

İddianamede, “Suça konu dergide verilen mesajla devletin bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine, kastedildiği ve bu amaçla toplumun huzur ve refahının bozulmak istendiği, ülke içerisinde kaos ortamı oluşturmak niyetiyle derginin basıldığı, iç savaşın sorumlusu olarak başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer devlet ve hükümet yetkililerinin olduğunun vurgulandığı, silahlı terör örgütü mensuplarının ise isyancı olarak nitelendirildiği ve hatta iç savaş için gerekli malzemelerin hazırlanması gerektiğinin belirtildiği, tedirgin hale getirilen vatandaşların ülkeyi terk etme yoluna başvurması gerektiğinin halka zorunluluk gibi lanse edilmeye çalışıldığı, halkın bu mesajla milli ve vicdani duygularının sömürülerek, iç savaşın gelinen son nokta olarak verildiği ‘Türkiye İç Savaşı’nın Başlangıcı’ ifadelerine yer verilerek bir iç savaş senaryosunun oluşturulmaya çalışıldığı, bu algıyla halkın panik ve korkuya sevk edildiği, jenerik senaryo şeklinde yazıya ve görsele yansıtılan fotoğraflarla halkın bu senaryoda izlemesi gereken rolün biçildiği ve olası bir iç savaş halinde halkın bu senaryoda bir nevi provasını yapacak düzeyde hazırlatılmaya çalışıldığının görüldüğü….” ifade edildi.

İddianamede, “Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düşünce ve düşünceyi açıklama hürriyeti düzenlenmiş ise de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi’nde, ‘Milli güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suçun işlenmesinin önlenmesi bakımından bu özgürlüğün sınırlandırılabileceği’ öngörülmüş ise de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uygulamalarına göre de açıkca şiddete çağrı içeren ve şiddeti öven görüşlerin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği belirlenmiştir” denildi.

Savcıdan seçim değerlendirmesi

İddianamenin sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi: “1 Kasım 2015 tarihinde yapılan 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde AKP’nin yüzde 49,4 oranında oy alarak tek başına hükümet kurma hakkını elde ettiği, seçimin demokratik ortamda gerçekleştiğinin gerek diğer siyasi parti liderleri ve gerekse farklı ülkelerin yetkililerince dile getirildiği ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun başarısından dolayı birçok ülke lideri tarafından tebrik edildiği, buna rağmen şüphelilerin, yayınlamış olduğu dergide demokratik olarak yapılan seçimi sabote etmek ve halkın bir kesimini mevcut Cumhurbaşkanı ile kurulacak hükümete karşı provoke etmek, ülkemizde iç savaş çıkarmak için silahlı isyana tahrik etmek suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır”

İddianamede, Cevheri Güven ve Murat Çapan’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahla isyana tahrik etme” iddiasıyla 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisleri istendi.

Nokta dergisi, daha önce de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, kendisinin asker cenazesi önünde ‘selfie’ çekerken tasvir edildiği kapağı nedeniyle polis baskınına uğramış, derginin dağıtımı yasaklanmıştı.