Maraş Katliamı’nı anmak yasak!

Maraş Katliamı’nın yıldönümü olan 19 Aralık’ta anma gerçekleştirecek olan kurumlara Kahramanmaraş Valiliği’nden yasak geldi. Vali Yardımcısı imzalı yazıda “Toplumsal gerginlik ve kamu düzenini onarılamayacak şekilde bozacağı gerekçesi, idarenin kamu düzenini sağlaması suç işlenmesinin önlenmesi gibi görevlerini sekteye uğratarak halkın can ve mal güvenliğini tehdit eder niteliğe dönüşebileceği ve kardeşçe barış içinde yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve... View Article

Maraş Katliamı’nı anmak yasak!

Maraş Katliamı’nın yıldönümü olan 19 Aralık’ta anma gerçekleştirecek olan kurumlara Kahramanmaraş Valiliği’nden yasak geldi.

Vali Yardımcısı imzalı yazıda “Toplumsal gerginlik ve kamu düzenini onarılamayacak şekilde bozacağı gerekçesi, idarenin kamu düzenini sağlaması suç işlenmesinin önlenmesi gibi görevlerini sekteye uğratarak halkın can ve mal güvenliğini tehdit eder niteliğe dönüşebileceği ve kardeşçe barış içinde yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve güvenini bozacağı değerlendirildiğinden” ifadeleriyle gerekçelendirilen yasak 18 – 26 Aralık tarihleri arasındaki günleri kapsıyor.

maraş anma yasak

19 Aralık 1978 akşamı bir ülkücünün, Çiçek sinemasına yerleştirdiği tahrip gücü düşük bir bombayla birlikte Türkoğlu ilçesinden gelen bir grup faşist militanın “Kanımız Aksa da Zafer İslam’ın” ve “Müslüman Türkiye” sloganlarıyla başlayan Maraş Katliamı bir hafta sürdü. Resmi rakamlara göre 150 kişi katledilirken yüzlerce kişi yaralandı. Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı. 100’e yakın işyeri tahrip edildi. Binlerce insan katliam sonrasında evlerini terk ederek, başka illere göç etti.

“Komünistleri bırakmayın, Allah yoluna kesin, Sütçü İmam aşkına vurun”, “Bugün cihad günüdür, bir Alevi öldüren cennete gider”, “Alevileri öldürelim, memleketten temizleyelim”, “Alevileri öldürün, şahit kalmasın” diye bağıran faşistlerin arkasına takılan kalabalıklar Alevilerin yaşadığı Yörükselim, Yenimahalle, Serintepe, Mağaralı, Karamaraş mahallelerine saldırdılar. Bu mahalleler taranıp, bombalanıp, kundaklandıktan sonra abluka altına alınarak ölülerin taşınması, yaralıların hastanelere götürülmesi engellendi, hastaneler kuşatıldı. İnsanlar kadın, çocuk, hamile, yaşlı, hasta, yaralı ayrımı yapılmadan öldürüldü.

Katliamın ana sorumlularından Ökkeş Kenger ise Adana Sıkıyönetim Mahkemesi’nde açılan davada beraat etmiştir. Daha sonra soyadını Şendiller olarak değiştiren faşist katil, milletvekilliğine kadar yükseltilmiştir. Milletvekilliği döneminde ise Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliği yapmıştır.