Kendi kendini imha eden liberal

Oral Çalışlar, dünkü yazısını Manisa valisinin özür skandalına ayırmış. Çalışlar, cümle alemin bildiğini bilmezden gelme konusunda bir duayendir. Konuyu her zamanki ezberiyle irdelemeye kalkmış, “yetmez ama evet” günlerinde halka yutturulan “çok renkli” demokrasi zihniyetiyle. Başörtülü olunca, çok olumlu bir imaj kazanıyorsunuz. Kimin gözünde? İktidar sahibi erkeklerin. Daha önce, iktidar sahibi erkekler, başörtüsünü geriliğin sembolü olarak... View Article

Oral Çalışlar, dünkü yazısını Manisa valisinin özür skandalına ayırmış. Çalışlar, cümle alemin bildiğini bilmezden gelme konusunda bir duayendir.
Konuyu her zamanki ezberiyle irdelemeye kalkmış, “yetmez ama evet” günlerinde halka yutturulan “çok renkli” demokrasi zihniyetiyle.
Başörtülü olunca, çok olumlu bir imaj kazanıyorsunuz. Kimin gözünde? İktidar sahibi erkeklerin. Daha önce, iktidar sahibi erkekler, başörtüsünü geriliğin sembolü olarak değerlendiriyorlardı. … Toplumdaki iktidar kavgasının sözcüsü olan bireyler, neden hala bu paradigmadan çıkamıyorlar? İlerilik ve gerilik, olumluluk ve olumsuzluk, neden hep aynı semboller üzerinden değerlendiriliyor?
Komik değil mi? Ülkede tüm kurumlarıyla oturmuş bir İslamcı iktidar var, alabildiğine baskıcı yöntemlerle tüm toplumu dincileştirmeye çalışıyor. Dinle iligli herşey masum, din dışı herşey kirli görülüyor, böyle reklam ediliyor… Oral Çalışlar hala “erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümünden” söz ediyor!
Belli ki çalışlar kendini hala mağdur AKP’nin değirmenine su taşıması gereken “eski Türkiye’de” sanıyor. Oysa devir değişti, şimdi herkes yeni Türkiye’nin ne demek olduğunu gördü. Gericiliği demokrasi diye yutturmanın, yetmez ama evetçiliğin itibarı iki paralık oldu.
Herkes gayet iyi biliyor Manisa’da kelepçelenen kadın türbanlı olduğu için valiye “tıpış tıpış” özür dilettirildiğini. Öte yandan solcu kadınlar akıl almaz işkencelerle göz altına alınıp hakaretlere uğrarken kimselerden ses çıkmadığını, en baştaki kişinin bile “kadın mı kız mı bilemem” diye türbanlı olmayanlara hakaretler yağdırdığını.
Çalışlar bilmiyor mu? Bilmez mi, bal gibi biliyor da, bilmezden geliyor. Bunun için yazının sonunda Bianet muhabiri Beyza Kural’ın ters kelepçeyle göz altına alınmasından söz ediyor. Hiç sormuyor mu acaba kendi kendine, misal Yeni Şafak’ın ya da Zaman’nın türbanlı bir muhabirini polis bu şekilde göz altına alabilir miydi diye? İşte yazısının sonunda kendi kendini imha eden liberal diye buna diyoruz.
Çalışlar’ın dünkü yazısı