Kadınlar kazanacak ama nasıl..

Bugün seçime girecek partilerin seçim bildirgelerinde kadınların nasıl ele alındığı konusuna HDP ile devam ediyoruz.

Kadınlar kazanacak ama nasıl..

Bugün seçime girecek partilerin seçim bildirgelerinde kadınların nasıl ele alındığı konusuna HDP ile devam ediyoruz. Seçim bildirgelerinde “Özgürlük ve Eşitlik için Kadınlar Kazanacak” başlığı altında toparlanmış olan kadın konusu oldukça detaylı bir şekilde işlenmiş. Kadının yaşam tarzına ve yaşam alanına müdahaleden, kadın emeği konusundaki eşitsizliklere; eğitim hakkından ev içi emeğin görünür kılınmasına; şiddetten sağlık hakkına, çocuk ve yaşlı bakımına; kadın sığınma evlerinden engelli kadınlara kadar akla gelebilecek kadın eşitliği ve özgürlüğü konusundaki pek çok başlık bildirgede detaylı bir şekilde işlenmiş. Buradan baktığınızda kadınsanız ve kadın eşitsizliği – özgürlüğü konusunda duyarlıysanız sandığa gitmek ve HDP’ye oyunuzu atmak konusunda en ufak bir tereddüttünüz olmaz. Zaten Türkiye solunun HDP gölgesinde siyaset macerasına benzer bir biçimde kadın hareketi alanında söz söyleyen kimi kesimlerin kadın özgürlüğünü de HDP çatısı altında var etmek istediklerini vurgulamak gerekiyor. Kürt ulusal hareketinin çıkışı itibariyle de kadın alanında yarattığı özgün deneyimi, kadın hareketlerinin varoluş mücadelesinin HDP ile birlikte devinmesine tarihsel arka plan oluşturduğunu da unutmamak gerekiyor.

Yukarıda saydığımız ve asgari bir sol partinin iktidar programında olmazsa olmaz başlıkları tek başına ele alarak değerlendirme şansımız ise ne yazık ki bulunmuyor. HDP’nin, kadınların eşitliği ve özgürlüğünü sağlama niyetinin yanında, bunu nasıl yapacağı sorusunu da mutlaka sormak gerekiyor. Bildirgede “radikal demokrasi” olarak adlandırılan, bildirgenin dün toplatılmasına neden olan öz yönetim vurgusu ile devam eden ve barış talebinin çözüm süreci ile özdeşleştirildiği yakın gelecek tasavvuru, doğal olarak kadın başlığında da bir karşılık buluyor ve “Kadınlar çözüm ve müzakere sürecinde taraftır” cümlesi ile kendini ifade ediyor. Öte yandan, kadınların özgürleşmesinin neredeyse en hayati öğesi olan gericilik karşıtı bir kimlik, bildirgede en ufak bir cümle veya sözcük ile bile kendine yer bulamamış. Bu nedenle kadınların özgürleşmesinin ve eşitliğinin kalıcı adımlarının nasıl atılabileceği konusu büyük oranda havada kalmış görünüyor.