İsmet Berkan paralel evrenden bildiriyor

“Zalimlerin iktidarı cahillerin omuzlarında yükselir.” Anonim bir söz galiba kaynak kişisini bulamadık. AKP, ya da 2. Cumhuriyet rejimi adına ne derseniz deyin Ece Ayhan’ın dizesinden alıntıyla söylersek tam bir “kötülük dayanışmasıdır!” Ama aynı zamanda da zırcahillerin iktidarıdır. Sadece AKP/2. Cumhuriyetin rejiminin muktedirleri değil etraflarındaki karanlık hâlede yer alan köşe yazıcıları da zırcahilliğin bulanık sularında boy vermekteler.... View Article

“Zalimlerin iktidarı cahillerin omuzlarında yükselir.”

Anonim bir söz galiba kaynak kişisini bulamadık.

AKP, ya da 2. Cumhuriyet rejimi adına ne derseniz deyin Ece Ayhan’ın dizesinden alıntıyla söylersek tam bir “kötülük dayanışmasıdır!” Ama aynı zamanda da zırcahillerin iktidarıdır. Sadece AKP/2. Cumhuriyetin rejiminin muktedirleri değil etraflarındaki karanlık hâlede yer alan köşe yazıcıları da zırcahilliğin bulanık sularında boy vermekteler.

Kötülük ve cahilliğin simbiyotik ilişkisi diyelim.

Bu zırcahil köşe yazıcılarından biri de İsmet Berkan. Hatırladınız değil mi?

İsmet Berkan Gezi Direnişi sırasında Kabataş’ta vapurdan indikten sonra, yanındaki bebeğiyle beraber, güya yarı çıplak, güya deri kıyafetli ve deri eldivenli bir grubun güya saldırısına uğrayan şahsın başına gelenleri videoda izlemiş ve iddiaların doğru olduğunu yazdığı tweet’ler ile iddia etmişti. Daha sonra ortaya çıkan görüntülerde iddia edilen olaya ilişkin hiçbir delil ortaya çıkmamıştı. “Kabataş yalanı”ın yalancısı Berkan…

Ama hakkını verelim kendisini tarif etmesini iyi biliyor. Geçen seneki bir röportajda“Kabataş olayında ne oldu?” sorusuna “Ben de anlamadım aslında. Benim hıyarlığım” da diyebiliyor.

Bugünkü yazısının başlığın “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır”. Neden böyle bir başlık attığını da ilk paragrafta açıklıyor.

“BAŞLIKTAKİ cümlenin sahibi İsmet İnönü. Dönemin Amerikan Başkanı Johnson’un Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etmemesi için yazdığı meşhur mektup rahmetli Cüneyt Arcayürek’in müthiş gazeteciliğiyle ortaya çıkınca, İsmet Paşa bu cümleyi söylemişti.”

Bu sözün İsmet paşaya ait olduğu doğrudur.

Ama “Cüneyt Arcayürek’in müthiş gazeteciliğiyle ortaya çıkınca, İsmet Paşa bu cümleyi söylemişti.” bölümü yalan ve yanlış.

Dönemin ABD başkanı Lyndon B. Johnson tarafından İsmet İnönü‘ye gönderilen Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla yazılmış olan “Johnson Mektubu”; iki yıl boyunca gizli tutulduktan ve Cüneyt Arcayürek ele geçirdikten sonra Hürriyet’te yayımlanma tarihi ise 13 Ocak 1966’dır.

O dönem Kıbrıs’ta çatışmaların devam etmesi üzerine Türk kamuoyunda adaya müdahale etmeyen İnönü hükümetinin politikası eleştirilmeye başlanınca, İnönü kamuoyunu sakinleştirmek için söylemini sertleştirmeye başlar. 16 Nisan 1964’te Time dergisine verdiği demeçte şöyle der: “Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir… Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.

Yani “Johnson Mektubu”5 Haziran 1964 tarihinde gönderilmiştir. Oysa, İsmet Paşa “Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.” sözünü iki ay önce 16 Nisan 1964’te Time dergisine söyler.

Yani olay İsmet Berkan’ın iddia ettiği gibi “Cüneyt Arcayürek’in müthiş gazeteciliğiyle” değil.

Cahillik işte!

Çok zeki bir siyasi saptamayla devam ediyor Berkan: “Şimdilerde Türkiye, Rusya ile ciddi bir kriz içinde.  Ve bu kriz, askeri bir tırmanmayla değil sadece karşılıklı ekonomik yaptırımlarla sürerse neredeyse memnun olacağız.”

Rusya, düşürülen savaş uçağı nedeniyle, Türkiye’ye turizm, enerji, ticaret, gıda ve inşaat alanlarında ekonomik yaptırımlara başladı ve bu zararın boyutları henüz bilinmiyor. Berkan, tezekle ısınmaktan memnun olacak galiba…

“Türkiye, Suriye’de ucu gözükmeyen kaos halini bir yerde kendi avantajı haline getirmeyi başarmış gibi gözüküyor. Rusya ile yaşanan kriz de bence buna dahil.” kanaatinde Berkan.

Hürriyet’e ABD’den bildiren Tolga Tanış “Demirtaş notları” (06.12.2015 Pazar) başlıklı köşe yazısında Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krize dair “Türkiye de Rus uçağını düşürdüğü gün bana kalırsa artık bu oyunun dışına çıktı (…)Defteri kapatmak gibi düşünün.” saptamasını yapıyor.

Berkan, kendi gazetesinde yine kendisi gibi köşe yazıcısı olan Tolga Tanış’ı okumayacak kadar cahil ve bihaber. Kim bilir belki de İsmet Berkan paralel evrende yaşıyor.

“Suriye’de yaşanan krizin bizim açımızdan bir fırsata dönüşmekte olduğu”nu düşünüyor.

“Rusya ve İran (ve PKK da aslında) bu çabalarda tarihin yanlış tarafında saf tutuyorlar şimdilik.” diyor.

“Esad’lı bir Suriye’nin halkın gönüllü rızasına dayanması ihtimali olsaydı, bu ülkede içsavaş çıkmazdı zaten” diyor.

Ve zırcahil İsmet Berkan baklayı ağzından çıkarıyor: “Türkiye’nin güney sınırındaki iki ülkenin yeniden halkın gönüllü rızasına dayalı yönetimlere kavuşturulmasının söz konusu olduğu bir kapsamlı mücadelede PKK aslında ciddi olumlu katkı sunabilir, bu kaosun ardından bugün olduğundan çok daha güçlü bir aktör olarak çıkabilirdi.” diyor.

İsmet Berkan tüm cahilliğiyle yazıyor da yazıyor.

“Zalimlerin iktidarı da cahillerin omuzlarında yükseldikçe yükseliyor.”