Ekmek ne zaman satılacak eskisinden ucuza?

Değil mi ki kavgamız en çok da ekmek kavgası, sonuçta bakacağımız yer de burası, ekmek satıldı mı eskisinden ucuza?

Geçti içimizden biri koca denizi
Gide gide buldu bir yeni kara.
Bir sürü insan koştu ardından,
Orda büyük şehirler kurdular; alın teri ve akılla
Ama ekmek satılmadı eskisinden ucuza…

Demişti büyük şair Bertolt Brecht. Değil mi ki kavgamız en çok da ekmek kavgası, sonuçta bakacağımız yer de burası, ekmek satıldı mı eskisinden ucuza?

İnsanlığın bilimsel ve teknolojik ilerleme çabaları ile sömürü mekanizmalarının ortadan kalkmadığını çok güzel anlatır Brecht’in şiiri.

Seçimler, Türkiye, sandığın rolü, tufan habercileri falan derken nedense aklım bu şiire gitti. Saydığım anahtar kelimelerle nice yazılar yazıldı, nice tartışmalara girildi; televizyonlar, gazeteler, dergiler her boydan seçim tartışmasına geniş yer ayırdı, ayırmaya devam ediyor. Ama ekmek satılmadı eskisinden ucuza…

İşin bir başka cenahında Türkiye’de devrimci mücadeleyi farklı kulvarda sürdürmeye çalışan pek çok sol özne ve çevre var. Buralarda da benzer bir tartışma çok benzer biçimlerle devam etti. Seçimlere katılmak mı gerekir? Seçimlerde ittifak yapmak mı gerekir? Hadi o olmadı, destekçi mi olmak gerekir? Seçimlerden kaçmak olmaz, illa seçimlere girmek mi gerekir? Bu sorular etrafında herkes safını belirledi. Ama ekmek satılmadı eskisinden ucuza…

Mesele tabi ki sadece seçim meselesi değildi. Seçim mücadele alanlarından sadece bir tanesiydi, tek başına seçimle olmazdı ama seçimsiz hiç olmazdı. AKP’yi bitirmek, hadi olmadı geriletmek elzemdi. Gezi’de sözlüden başarılı not alan Türkiye halkı, sandıkta yazılı sınavı vermeliydi. Mücadele böyle düz bir hatta kurgulanabilirdi çünkü. Ne demiştik mücadelenin bütün alanları önemliydi, yazılısı, sözlüsü hiçbiri ihmal edilmemeliydi. Her ne kadar 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin geriletilmesi, emekçi sınıfların ve gezi ruhunun daha da coşkulu ve umutlu bir şekilde mücadele sahnesine çıkmaları ile sonuçlanmamış, hatta yaşanan gelişmeler tam tersi etkilere neden olmuşsa da 7 Haziran’da olmayan 1 Kasım’da olacaktı. Türkiye solcusunun ülke gerçekliği ile bağ kurmayan bu statik bakış açısı, ne yazık ki bugün yaşanan toplumsal koşulları karşılayabilmenin engellerinden biri haline geldi. Ve tabi ki hala, ekmek satılmadı eskisinden ucuza…

Bu ülkede sömürü düzeninin alaşağı edilmesi sanıldığından fazla emek, sabır ve inat istiyor. Devrimci olanaklar talih kuşu misali karşımıza çıkmıyor, ya da sihirli değnek misali elimize tutuşturulmuyor. Yani ekmek kendi kendine ucuzlamıyor, ekmek alabilecek güç piyango biletinden de gelmiyor.

Fazla mı indirgedik dersiniz? Ama ekmek satılmadı eskisinden ucuza, buna ne diyeceksiniz?