Deutsche Welle: AKP ortak arayışında

Deutsche Welle, 1 Kasım seçimleri sonrasında yeni döneme ilişkin değerlendirmesinde "Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa değişikliği istiyor ancak bunun için AKP’nin desteğe ihtiyacı var. Sıra yeni siyasi oyunlarda" diyor.

Deutsche Welle: AKP ortak arayışında

1 Kasım seçimleri sonrasında yeni döneme ilişkin değerlendirmeler gelmeye devam ediyor.

Almanya’nın uluslararası yayın yapan devlet sermayeli medya kuruluşu Deutsche Welle, “Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa değişikliği istiyor ancak bunun için AKP’nin desteğe ihtiyacı var. Sıra yeni siyasi oyunlarda” diyerek Türkçe Yayınlar Sorumlusu Seda Serdar’ın yazısını yayınladı.

Yazısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlık sistemi hedefine bir adım daha yakınlaştığını söyleyerek başlayan Serdar AKP’ye oy vermeyen kesimi zor günler beklediğini yazdı.

AKP’nin önünde iki senaryo var

Serdar, AKP’nin Anayasa’nın değiştirilebilmesi için iki senaryonun ön plana çıktığını, bunlardan birisinin milliyetçilik kartının oynanmaya devam edilerek Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) desteğini alarak ülkeyi daha sağcı ve tutucu bir çizgiye yönlendirmek olduğunu ve bu durumda 330 oya ulaşarak değişikliği referanduma taşıma imkanına kavuşabileceğini ifade etti.

Seda Serdar’a göre ikinci bir senaryo, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile barış sürecini yeniden gündeme taşıyarak iki parti arasında bir yakınlaşması, yerel yönetim meselesinin müzakere masasına getirilmesi ile HDP’nin yeniden bir potansiyel partner haline gelmesi ve bu durumda referanduma gidilmeden 367 oya ulaşarak anayasa değişikliğinin yapılması oldu.

“Demokrasi açığı kimin umrunda?”

Serdar, ABD’nin IŞİD mücadelesi ve Suriye’deki Kürtlerle işbirliğinin Türkiye ile ilişkilerinde oluşturduğu hassas dengeye işaret ederek Türkiye’deki üsleri kullanan kullanan ABD’nin Erdoğan’ı kızdırmak istemediğini yazarken, başta Almanya olmak üzere, tüm AB ülkelerinin mülteci krizi endişesinden demokratik değerleri bir kenara ittiğini ve Erdoğan’ın mülteci kartı ile hem ekonomik destek almak hem de AB üyelik müzakerelerine ivme kazandırmak istediğini belirtti.

Seda Serdar yazısını “Görünen o ki, hem ABD hem de AB ortak değerlere sahip çıkmak yerine kendi çıkarlarını gözetmeye devam edecek. Ancak bu değerlerin erimesi, Batı’yı rahatlıkla sırtını dayadığı müttefikinden mahrum bırakacak.” diye sonlandırdı.

Seda Serdar’ın yazısının sonu esasında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in seçimlerden hemen önce yaptığı Türkiye ziyaretinin içeriğini teyit etmiş oluyor. Bu anlamıyla ABD ve AB’nin Erdoğan’a ikinci bir şans vermiş olması biliniyor ancak bu şansın karşılığında Erdoğan tarafından herhangi bir taviz verilip verilmediği henüz görülmüş değil ve iplerin Erdoğan’ın elinde olduğu yorumu için henüz oldukça erken.

Bir başka açıdan, Seda Serdar, özellikle AB’nin yaklaşımının daha kalıcı olması için Erdoğan’ın verilen şansı doğru kullanarak Kürtlerle barışması gerektiğine ve böylece aynı zamanda başkanlığının önünün açılabileceğine de işaret ediyor.