Davutoğlu, gerçekleri çarpıtmaya çalışsa da başaramıyor

AKP Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin son bir ay içerisinde yaşadığı dış politika krizlerinde haklı çıkmak için uğraşsa da söyledi her sözün gerçekleri çarpıtmaya çalışması dikkatlerden kaçmadı.

Davutoğlu, gerçekleri çarpıtmaya çalışsa da başaramıyor

AKP Meclis Grup Toplantısı’nda konuşan Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin son bir ay içerisinde yaşadığı dış politika krizlerinde haklı çıkmak için uğraşsa da söyledi her sözün gerçekleri çarpıtmaya çalışması dikkatlerden kaçmadı.

Davutoğlu, dış politikadaki başarısızlıkları örtmek ve patronlara verdikleri sözleri tutabilmek için ise, “Hükümet olarak bizi yoğun bir takvim bekliyor. Çok kapsamlı, çok yönlü reform paketlerimiz var. Bunları adım adım takvimlendirdik. İnşallah perşembe günü milletimizle bu eylem planımızı paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

“Muhalefet partilerinden tek ricamız empati yapmalarıdır”

Muhalefet partilerine empati yapmaları konusunda çağrıda bulunan Davutoğlu, “1 Kasım seçim sonuçlarının bütün siyasi partilere verdiği en önemli mesajlardan biri artık yapıcı siyasetin gerekli olduğudur. Elbette hükümetimizin icraatlarında kendi bakış açılarına göre yanlış ya da eksik gördükleri hususları eleştirecekler. Biz eleştiriden korkmayız. Sert bile olsa eleştirilere tahammül olgunluğu gösteririz. Ama muhalefet partilerinden tek ricamız empati yapmalarıdır” diye konuştu.

Muhalefet partilerinden destek isteyen Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben buradan muhalefet partilerine reform paketleri öncesi bir kere daha çağrıda bulunuyorum. Gelin ülkenin ihtiyacı olan reformlara katkı verin. Türkiye’nin geleceğini birlikte inşa edelim. Siyaseti her türlü vesayetten koruyacak adımları birlikte atalım”

“Biz Suriye topraklarına herhangi bir müdahalede bulunmadık”

Türkiye ve Rusya arasında yaşanan uçak krizine ilişkin konuşan Davutoğlu, “Türkiye’nin sınırlarını, hava sahasını, deniz sınırlarını korumak bu ülkenin yönetimi olarak bizim için hem bir hak hem de vazgeçilmez onurlu bir görevdir. Biz Suriye topraklarına herhangi bir müdahalede bulunmadık. Doğrudan Türkiye hava sahasını ihlal eden ve o an için milliyeti bilinmeyen bir uçağı defaatlerce yapılan uyarılara rağmen cevap vermemesi üzerine bizim sınırlarımız içinde müdahale ettik. Biz herhangi bir ülkeyi hedef alan bir adım atmadık. Saldırgan bir tutum da göstermedik” dedi.

Davutoğlu, bunları söylemekle birlikte Rusya’ya ait uçağın Suriye hava sahasındayken vurulduğu biliniyor. Dahası Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan ilk açıklamada da uçağın Rusya’ya ait olduğu söylenip daha sonra bu açıklama düzeltilmek istenmişti.

“Rus yönetimi beklediğimiz olgun yaklaşımı göstermedi”

Türkiye’nin hava sahasının ihlal edildiği gerekçesiyle düşürdüğü Rus uçağı konusunda savunma görevinin yapıldığını belirten Davutoğlu, “Uluslararası hukuka göre bu bizim en tabii hakkımızdır. Yaşananlara ilişkin belgelerimizi ortaya koyduk. Uluslararası zeminde haklılığımız Rusya dışında hemen hemen her yerde kabul gördü. Olayda muğlak, tartışmaya açık bir taraf yoktur. Geçen zaman zarfında Rus yönetimi bu net tabloya rağmen beklediğimiz olgun yaklaşımı göstermedi. Günlerdir Rusya tarafından ağır ithamlarla uluslararası kamuoyu tarafından da yadırganan afaki suçlamalara, iftiralara maruz kalıyoruz. Biz her şeye rağmen sağduyulu hareket ettik” diye konuştu.

Davutoğlu’nu bu açıklamaları da yine AKP’den gelen “uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilseydik başka türlü davranırdık” açıklamalarıyla çeliştiği gibi Türkiye’nin Rusya’nın daha ağır ekonomik yaptırımlarına karşı savunmasız olması nedeniyle daha fazla hamle yapamamasından kaynaklandığı da artık anlaşılmış durumda.

Nitekim Davutoğlu konuşmasının devamında, “Ülkelerin birbirini anlamak ve birbirinin hukukuna saygı göstermek noktasında daha dikkatli olmaları gerekir. Rusya ile görüşmeye her türlü fikir alışverişinde bulunmaya hazırız. Ancak bize bir şey dikte ettirilmesine de asla izin vermeyiz” diyerek Rusya ile yaşanan krizin Türkiye’de imajlarını zedelemeden çözülebileceği bir formül için ricacı olduğunu da gösterdi.

“Türkmen Dağı’nda hala siviller bombalanıyor”

Türkiye’nin Türkmenlerin yanında yer alacağını vurgulayan Davutoğlu, “Rusya’nın anlaması gereken husus şudur. Burası Türkiye-Suriye sınırıdır. Sınır ötesindekiler de bizim kardeşlerimizdir. Ve onların hukukunu korumak da bizim görevimizdir. Sınırımızı korumak da bizim görevimizdir. Bizim aldığımız her tedbir ülkemizi korumak içindir. Türkmen Dağı’nda hiçbir terörist unsur, hiçbir IŞİD mensubu olmadığı halde hala siviller orada bombalanıyor. Gözümüzün önünde Türkmen kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayız. Bu da herkesçe bilinmelidir” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu “hiçbir terörist unsur” derken Nusra Cephesi, Ahrar uş Şam, Fetih Ordusu gibi yapıların içerisinde yer alan veya onlarla ittifak halinde olan Türkmen ve diğer cihatçı çeteleri terörist saymadığını da bir kez daha ilan etmiş oldu.

Dahası sivillerin bombalandığı iddiasının da hiçbir dayanağı bulunmuyor. Bölgede, sivillerin olması halinde haftalardır süren şiddetli çatışmaların başlamasıyla Türkiye’ye sığınmaları gerekeceği ancak birkaç hafta önce on binlerce Türkmen’in sınıra doğru gittiği haberlerinin bizzat AKP tarafından yalanlandığı da henüz akıllardan çıkmış değil.

“Her türlü duruma hazırlıklıyız”

Rusya’nın Türkiye’ye yönelik yaptırım kararlarına değinen Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: “Rusya birtakım ekonomik-ticari yaptırımlar uyguluyor. Açık söylüyorum. Biz bunları yadırgıyoruz ve çelişkili buluyoruz. Kendisine uygulanan ambargolara karşı çıkan Rusya’nın bugün kendisinin ambargo uygulaması çok açık çelişkidir. Türkiye bu tür şeylerle zora düşürülecek bir ülke değil. Biz de kendi tedbirlerimizi alıyoruz. Almaya devam edeceğiz. Alternatif planlarımızı yapıyoruz. Her şeyin bir çaresi var. Çözümü var. Gerekli görürsek biz de kendi yaptırımlarımızı devreye sokacağız. Her türlü duruma hazırlıklıyız”

Rusya’nın yaptırım kararlarına karşılık Türkiye’nin de her türlü tedbirinin hazır olduğunu ifade eden Davutoğlu, “İki ülke arasındaki mevcut gerilimden olumsuz etkilenen sektörlerimiz olursa onları desteklemek adına da tedbirler alıyoruz. Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek’in başkanlığında bütün bakanlıklarımızın katıldığı bir koordinasyon çalışması yapıldı. Dün de bakanlarımız bu konuda alınabilecek tedbirleri Bakanlar Kurulu’na sundular. Gerekli her türlü telafi edici tedbirlerimiz hazırdır. Bu tedbirleri uygulamaya gerek kalmadan bu gerilimin aşılacağına inanıyoruz. Sektör temsilcilerimiz müsterih olsun. Telafi edici tedbirlerimiz olası endişeleri bertaraf edecek niteliktedir” diye konuştu.

Davutoğlu, konuşmasında şimdiye kadar olduğu gibi alınan “telafi edici” önlemlere ilişkin bir ayrıntı vermemesi Türkiye’nin aslında Rusya’nın sakinleşmesi için adeta “duacı” olduğu yorumlarını beraberinde getirdi.

Nitekim Davutoğlu, Türkiye’nin ambargo politikalarına her zaman karşı olduğunu vurgulayarak “Biz karşılaştığımız olumsuz tavra rağmen bunca yıldır dostane ilişkiler içinde olan bir ülkeye karşı caydırıcı tedbirler almak konusunda istekli değiliz. Türkiye ambargo politikalarına inanan bir ülke değil. Ukrayna konusunda da Rusya’ya ambargo uygulanırken biz buna katılmadık. İran’a uygulanan ambargolarda da geçmişte aynı ilkesel duruş içerisindeydik” dedi.

 

“Türkiye’ye yönelik bu tavırlarını sürdürürlerse geleneksel Türk-İran dostluğuna büyük zarar verirler”

İran’ın Türkiye’ye yönelik açıklamalarını eleştiren Başbakan Davutoğlu, Meclis’ten Tahran’a seslenerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün İran’dan gelen seslere dönük olarak Ankara’dan Tahran’a şu mesajı vermek istiyorum. Bütün dünya İran’ın karşısındayken biz bütün riskleri alarak BM Güvenlik Konseyi’nde Brezilya ile birlikte İran’a dönük ambargolar için el kaldırma onurunu yaşadık. Hiçbir zaman komşu bir ülkeyi yalnız bırakmadık. Ama maalesef bugün İran’dan yükselen sesler Türkiye’ye dönük yapılan hakaretler, saldırılar karşısında da İran’ı sağduyuya davet ediyoruz. Biz onları en zor günlerinde yalnız bırakmadık. Onlarsa bizim en haklı olduğumuz konularda Türkiye’ye yönelik bu tavırlarını sürdürürlerse geleneksel Türk-İran dostluğuna büyük zarar verirler”

 

“Asker artırımı rutin bir rotasyon ve güvenlik risklerine karşı alınmış bir tedbirdir”

Musul’a yapılan asker sevkiyatına ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Türkiye’nin mücadelesi terörle ve IŞİD, PKK gibi terör örgütleriyledir. Bizim hiç kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için son derece önemlidir. Bu kampta 1 yıla yakın zamandır eğitim verilmektedir. Bu eğitim faaliyeti Musul Valiliği’nin talebi ve Irak Savunma Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde başlatıldı. Söz konusu asker artırımı rutin bir rotasyon ve güvenlik risklerine karşı alınmış bir tedbirdir. Orada eğitim veren askerlerimizin çok sınır boyu olduğu için muhtemel bir IŞİD saldırısına karşı korunması amacıyla bu takviye yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

Musul’a asker sevkiyatı konusunda iki ülkenin savunma ve dışişleri bakanlarının görüştüğünü vurgulayan Davutoğlu, “Bunu farklı yorumlayanlar maksatlı bir provokasyon içindedir. Irak yönetimiyle görüşmeler yapılmış Savunma Bakanlarımız, bu gece de Dışişleri Bakanlarımız telefonla konuyu müzakere etmiştir. İnşallah yakın zamanda karşılıklı ziyaretler yapacaklar Savunma Bakanlarımız. Ben de Yüksek Düzeyli İstişare Konseyi Toplantısı için bakan arkadaşlarımızla birlikte en kısa sürede Bağdat’a ziyarette bulunmayı arzu ediyorum” dedi.

Türkiye’nin Irak’a desteğinin devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, “Buradan dost ve kardeş Irak halkına sesleniyorum. Sizin teröre karşı verdiğiniz mücadelede her zaman yanınızda olacağız. Hangi mezhepten hangi ırktan olursa olsun bütün Iraklılar bizim kardeşimizdir. Ebediyen kardeşimiz kalacaktır. Kendileri Irak’ta askeri mevcudiyet bulunduranların Türkiye’nin Irak’ta kardeşlerimize ve Musul’daki kardeşlerimize verdiği desteği istismar etmelerini buradan kınıyorum” açıklamasında bulundu.

Davutoğlu, her ne kadar Irak ile yaşanan krizi küçültmeye çalışsa da Türkiye’nin asker sevkiyatını hızlıca durdurmuş olması ve ancak “provokasyon” diyebilmesi gerçeği karşısında Türkiye’nin boyunu aşan bir hamleye daha kalkıştığı anlaşılıyor.