Bir Kürt olarak ne istiyorum?

Yazıma bu başlığı atarken, Rober Koptaş’ ın 1915’in 100. Yıl dönümünde kaleme aldığı “Bir Ermeni olarak ne istiyorum?”makalesinin başlığından esinlendiğimi, makaleyi okuyanlar anlamış olmamalılar.

Yazıma bu başlığı atarken, Rober Koptaş’ ın 1915’in 100. Yıl dönümünde kaleme aldığı “Bir Ermeni olarak ne istiyorum?”makalesinin başlığından esinlendiğimi, makaleyi okuyanlar anlamış olmalılar.

Ülkemizde bir Ermeni yurttaşımız eteğindeki taşları, aklı, vicdanı ve tarihinden süzülenleri bir bütün olarak anlatmak için böyle bir yıl dönümünü seçti haklı olarak.  Ancak ülkemizde siyaset ve toplumsal alanın ağır ve değişmez konularından biri, Kürt sorunu olunca ben de sıralamak istedim Bir Kürt olarak ne istediğimi.  Bugünlerde yazmanın hele daha önemli olduğunu düşünerek.

Bir kere şunu başa yazmadan olmaz. Sadece ülkemdeki değil dünya üzerindeki hiçbir halkın etnik kimliğini öyle ya da böyle referans alarak, ne istediğini söylemek zorunda kaldığı günlerin, tarihin derinliklerine gömülmesini istiyorum.  Nokta.

Bir Kürt olarak,  herhangi bir şeyi istediğimizde önce istemediğimiz şeyleri sıralamak zorunda kalmamızı sağlayan tüm sömürü mekanizmalarının ortadan kalkmasını istiyorum.

Düzen içinde bir reform sürecinin süsü ya da resmen kabul görmüş ama ikinci sınıf halk olması bu yolla tescil edilmiş bir anayasa yerine eşitliği ve özgürlüğü başa yazmış ve bunu uygulayan halkların, emekçilerin ortak anayasasını istiyorum.

Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Çerkez tüm halkların tavukları birbirine karıştığı için, kız alıp kız verdikleri  ya da et ile tırnak oldukları için  birbirlerini sevmelerini değil, barışa, eşitliğe ve adalete biri olmadan diğerinin gidemeyeceğini bildikleri için sevmelerini istiyorum.

Demokratik özerklik, öz yönetim ya da konfederalizm gibi içeriğine  girdiğimizde burjuva demokrasisini esas alan  çözümleri değil, bir şey isteyeceksem  hem halkım hem de dünya üzerindeki tüm halklar için  Sosyalist bir anavatan istiyorum. . Biliyorum ki; yanı başımdaki halklar ve tüm emekçilerin yararına olmayan şey benim de yararıma olmaz. Olamaz…

Ve  tarih boyunca beli kırılmış, açlığa,  yoksulluğa, yasaklara, asimilasyona, yok sayılmaya maruz bırakılmış Kürt halkının,  yine tarih boyunca dönüp dönüp celladına aşık olmasını değil, o celladı yenmesini de istiyorum.

Bıraksanız daha neler isterim. Ama önce bunlar.

“İstemekle olsa “ diyenleri duyar gibi oluyorum. Ya da “biz o isteme aşamasını çoktan geçtik”  diyenler olabilir.

Olsun, bunları istemekte ısrar etmek, gerçek ve önemli bir aşamayı geçmiş olmak demektir kanımca. Bu hiç de fena değildir. Yapabilme gücü de buradan gelir…