Bir karanlık çağ…

Umut Kuruç, Suriye'nin geleceğinde söz sahibi olmak için emperyalistlerle gerici odakların işbirliğini yazdı

Suriye rejim karşıtları toplantıları yapıldı. Biri Riyad’da, diğeri Haseke’de.

Riyad’daki toplantı Suriye Ulusal Koalisyonu ve ÖSO, İslam Ordusu gibi cihatçı çetelerin yer aldığı 116 bileşenli “Suriye Muhalifler Konferansı”.

Haseke’de PYD’nin öncülüğündeki 42 kurum ve partilerin katılımıyla düzenlenen toplantının adı ise “Demokratik ve Özgür Suriye’nin İnşası Kongresi”

Riyad’da çıkan sonuç: Esad’sız ve bütün dini ve etnik kesimlerin temsil edildiği “çoğulcu, demokratik”, ademi-i merkeziyetçi bir Suriye.

Haseke’den çıkan sonuç: Esad’sız ve bütün dini ve etnik kesimlerin temsil edildiği “çoğulcu, demokratik”, ademi-i merkeziyetçi bir Suriye.

Her iki toplantıda da çıkan sonuç aynı. Enteresan mı?

Daha bitmedi. Ardından başka birlikler, başka toplantılar, başka konferans ve kongreler geliyor.

Riyad Konferansı’nda çıkan sonuçtan memnuniyetini açıklayan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry apar topar Paris’te Almanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Katar, Türkiye ve İngiltere Dışişleri Bakanları ile toplanıyor.

Emperyalizm New York’ta bu hafta yapılacak Suriye krizi toplantısına hazırlanıyor. Hedef: Esad’sız ve bütün dini ve etnik kesimlerin temsil edildiği “çoğulcu, demokratik”, ademi-i merkeziyetçi bir Suriye.

Bölgede birleşmeler, cepheler, koalisyonlar gırla gidiyor.

Suudi Arabistan öncülüğünde aralarında Mısır, Ürdün, Katar, BAE, Türkiye ve Pakistan’ın yer aldığı 34 ülke “Teröre karşı İslam ittifakı” kuruyor. Irak ve Suriye’deki askeri operasyonları destekleyecek ve koordine edecek olan bu askeri ittifakın merkezi Riyad. “Büyük güçler”, uluslararası örgütler ve küresel ittifaklarla koordinasyon içerisinde hareket edecek.

Nereden mi çıktı? ABD, aylardır bunun için uğraşıyordu.

Bu arada, Kürt siyasi hareketinin düzenlediği Demokratik İslam Kongresi’nin ikincisi de 18 Aralık’ta başlıyor.

Türkler ve Kürtlerin kardeşlik ve dayanışma hukukunun İslam bayrağı altındaki ortak yaşamlarına dayandırıldığı ve Hz. Muhammed’in Medin Şûra çalışmaları örnek alınarak, Şeyh Said gibi kişiliklerin ruhuna uygun olarak düzenlenen Demokratik İslam Kongresi Ortadoğu ve Türkiye gündemini İslami referansla tartışacak.

Avrupa’da sağ yükselişe geçiyor. Referans noktası olan yabancı ve Müslüman düşmanlığına elbette emekçi ve yoksul düşmanlığı eşlik ediyor.

ABD’de Trump denilen başkan adayı açıktan, pervasızca ırkçılık yaparak oylarını yükseltiyor.

“Medeni” batıdaki gericilik, doğudaki yobazlıktan güç alırken, ikisi birbirini besliyor. İttifaklar, koalisyonlar, cepheler kuruluyor…

Sermaye, milyonlarca emekçiyi köleleştirirken, emperyalizmin cihatçı çeteler ve yobaz iktidarlar aracılığıyla yürüttüğü savaşlarda yine milyonlarca yoksul ve emekçi ölüyor, can pazarı kan pazarlığı olarak masalara sürülüyor. Emperyalizmin saldırganlığı ve sermayenin egemenliği, gericilikten beslenerek, tam da buralardan büyüyor.