Babacan’dan “asgari” itiraflar: “Asgari ücret artışının bir maliyeti yok”

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan AKP’nin Pazar günü açıkladığı “seçim bildirgesinde”  yer alan asgari ücret artışı ile ilgili sorulara cevap verdi. Babacan yaptığı açıklamada asgari ücret artışının ek bir maliyet yaratmayacağını ifade ederken, AKP 7 Haziran seçimleri öncesinde asgari ücret artışının “ek maliyetler” getireceğini belirterek karşı çıkıyordu. 7 Haziran seçimleri öncesinde CHP, MHP ve HDP’nin... View Article

Babacan’dan “asgari” itiraflar: “Asgari ücret artışının bir maliyeti yok”

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan AKP’nin Pazar günü açıkladığı “seçim bildirgesinde”  yer alan asgari ücret artışı ile ilgili sorulara cevap verdi. Babacan yaptığı açıklamada asgari ücret artışının ek bir maliyet yaratmayacağını ifade ederken, AKP 7 Haziran seçimleri öncesinde asgari ücret artışının “ek maliyetler” getireceğini belirterek karşı çıkıyordu.

7 Haziran seçimleri öncesinde CHP, MHP ve HDP’nin asgari ücret artışına karşı “Kaynak nerede?” şeklinde muhalefet yürüten AKP, 1 Kasım seçimlerinde vaat olarak “asgari ücret artışını” verdi. Kamuoyunda emekçilerin insanca yaşama isteklerinin yoğun bir biçimde tartışıldığı, kaynakların bölüşümü üzerine yoğun eleştirilerin olduğu bir dönemde meclis muhalefeti AKP’yi asgari ücret artışı ile sıkıştırırken, 1 Kasım seçimleri öncesinde AKP bu sıkışmayı kabul ederek ücret artışının “zorunlu” olduğuna işaret etti.

“DAHA YÜKSEK ÜCRET YÖNETİLEBİLİR”

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan katıldığı bir televizyon programında ücret artışının devlet bütçesine ek yük getirmeyeceğini belirtirken şu ifadeleri kullandı:

“Bütçeye ne kadar yük getireceği hesaplandı. Bazı partilerin vaatleri net olmadığı için bütçesi de hesaplanamıyor. Asgari ücret artışının kamuya bir maliyeti yok. Bu devletin bütçesinden ödenmiyor. İlk seçimde bu işçi ile işveren arasında konuşarak ortaya çıkması gereken bir rakamdır demiştik. Ancak muhalefetin önerileri sonrası işverenlerden bir tepki gelmedi. Bu verilemez denmedi. Bunun üzerine biz de araştırdık. Kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerle böyle bir asgari ücretin etkisinin sınırlı olacağını, yönetilebilir olabileceğini gördük.”

SENDİKALAR ASGARİ ÜCRETİN 1800 TL OLMASINI İSTİYOR

Daha yüksek bir asgari ücretin “uygulanabilir” olduğunu ifade eden Babacan, son 13 yıllık asgari ücret politikalarıyla ilgili de itiraflarda bulunmuş oldu. İşçi sendikaları ile Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında her yıl yapılan asgari ücret pazarlıklarında işçi sendikaları asgari ücret “açlık sınırına” çekilmesini savunurken, hükümetin politikası ise enflasyon düzeyinde artışı öngörüyor. Türk-İş’in her ay yayınladığı Geçim Raporu’na göre Ağustos ayında açlık sınırı 1345 TL olarak hesaplanırken, net asgari ücret 1000 TL.

1 Kasım seçimlerinde AKP asgari ücretin 1300 TL’ye çıkartacağını iddia ederken, emekçilere hesaplanan açlık sınırını vermeyi öngörüyor. Geçtiğimiz yıl hükümet ile işçi sendikaları arasında yürütülecek asgari ücret pazarlıkları öncesinde bir kampanya düzenleyen DİSK asgari ücretin net 1800 TL’ye çıkartılması gerektiğini savunmuştu.

EN ÇOK ASGARİ ÜCRETLİ GİYİM İMALATINDA

Hükümet çevreleri ve sermayedarlar 7 Haziran seçimleri öncesinde meclis muhalefetinin daha yüksek asgari ücret vaadine karşı çıkarken, mevcut asgari ücretin de rekabet edilebilirlik üzerinde ciddi baskı yarattığını iddia etmişlerdi. Bu iddiaya karşın mevcut asgari ücret standardının açlık sınırının altında kalması ve emekçilerin insanca yaşayabilecekleri sınır olan yoksulluk sınırının çok altında seyretmesi, işçilerin borç içinde yaşamasına neden oluyor.

Resmi olarak 5 milyon işçi asgari ücretle çalışırken, bunun 2,8 milyonun gerçekte asgari ücret aldığı tahmin ediliyor. Bu büyüklük toplam işçi sayısının yüzde 25’ine tekabül ederken, yapılan araştırmalara göre asgari ücret düzeyinin en yüksek olduğu kesim imalatta. İmalat kesiminde yer alan giyim imalatındaki işçilerin yüzde 50,1’i, tekstil sektöründeki işçilerin yüzde 46,7’si ve mobilya sektöründe çalışan işçilerin yüzde 43,2’si asgari ücret alıyor.