Atsa atamaz satsa satamaz…

Kabul edelim ki çok seveni var. Her gün önce onu okuyan okuyuculara sahip, transfer olduğu her gazeteyi kalkındıran Yılmaz Özdil’den bahsediyoruz. Yılmaz Özdil gibi bir yazarın nesinden bahsedilir diye soracak olursanız, herkesin üzerinde anlaştığı Atatürkçü, kimi zaman milliyetçi, çoğu zaman AKP Karşıtı ve her zaman çok bilmiş olmasına özel olarak değinecek değiliz. Bu yazıya  sebep... View Article

Kabul edelim ki çok seveni var. Her gün önce onu okuyan okuyuculara sahip, transfer olduğu her gazeteyi kalkındıran Yılmaz Özdil’den bahsediyoruz.

Yılmaz Özdil gibi bir yazarın nesinden bahsedilir diye soracak olursanız, herkesin üzerinde anlaştığı Atatürkçü, kimi zaman milliyetçi, çoğu zaman AKP Karşıtı ve her zaman çok bilmiş olmasına özel olarak değinecek değiliz.

Bu yazıya  sebep Yılmaz Özdil’in 15 Ekim Tarihli makalesi. Ama onun da biraz ötesi diyebiliriz.

Yılmaz Özdil, “iki cihanda tekzipli “ adlı makalesinde Cüneyt Arcayürek öldükten sonra gönderilen tekzibi konu ediyor ve soruyor.

“Kim gönderdi bu tekzibi?
Asrın lideri.”

Nasıl bitiyor makale?

“Ve, dünya basın tarihinde bir ilki gerçekleştirerek “ahiretle mahkemelik” olan Tayyip Erdoğan’a, “diktatör müsünüz?” diye sordular. “İddiayla söylüyorum, Türkiye’deki kadar özgür basın, Avrupa Birliği’nde bile yoktur” dedi.”

“E ne var bunda ? Her zaman ki Yılmaz Özdil” diyebilirsiniz. Gayet haklısınız.

Ancak, tam da bu makale, yaşadığımız Ankara katliamının ardından Esad’ın Türkiyeli gazetecilere verdiği röportaj ve o röportaja karşı neredeyse AKP’den önce laf eden Yılmaz Özdil’in sözlerini hatırlattı.

Buradan da hatırlatmanın zamanı geldi.

Ne demişti Esad; “Erdoğan, Suriye’de alt yapının yıkılmasından, tüm bölgede istikrarın baltalanmasından sorumludur. Düzgün değil, bağnaz biri. En düşük seviyede bir ahlaki değerlere bile sahip değil”

Ne demişti Yılmaz Özdil, “Başka ülkenin lideri bu şekilde konuşamaz. Şahsi olarak kendi hükümetimle ilgili olarak itirazlarım olabilir. Ama hiçbir Ortadoğu Hacivatı’nın çıkıp Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na hakaret etme hakkı yok. Bu lafın bu adama yedirilmesi lazım. Bu ahlaksız katilden mi öğreneceğiz biz demokrasiyi. Diyor ki “Akrep gibidir terör” Bunların beslediği terör örgütünün, haddi hesabı yok. Bu arkadaşının babasının ve kendisinin beslediği terör örgütünün sayısı belli değildir.”

Benim iktidarımı ben eleştiririm anlayışını bağımsızlık olarak pazarlayan ve böyle zor durumlarda AKP’ye ve Cumhurbaşkanına can simidi atan Yılmaz Özdil’in arkasından bu cümleler şu aralar koşturuyor. Ancak artık yılmaz Özdil’in kaçacak bir yeri yok.  Bu sözleri, atsa atamaz satsa satamaz..

O, Yılmaz Özdil artık “iki cihanda sözde muhalif”…

Unutulmasın…

Yılmaz Özdil’in ilgili yazısı: http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/iki-cihanda-tekzipli-960159/