Ankara Katliamı'nda skandallar bitmezken yaşamını yitirenler 102’ye ulaştı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göre 10 Ekim 2015’te Ankara’da yapılan Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yapılan bombalı saldırıda yaşamını yitirenlerin sayısı 102’ye ulaştı. Ankara Başsavcılığından yapılan açıklama şöyle: Bugün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde vefat eden vatandaşımızla birlikte, söz konusu olayda hayatını kaybedenlerin sayısı 102 olarak tespit edilmiştir.  Bu kişilerden toplam 101’inin kimlik bilgileri tespit edilmiş... View Article

Ankara Katliamı'nda skandallar bitmezken yaşamını yitirenler 102’ye ulaştı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göre 10 Ekim 2015’te Ankara’da yapılan Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yapılan bombalı saldırıda yaşamını yitirenlerin sayısı 102’ye ulaştı.

Ankara Başsavcılığından yapılan açıklama şöyle:

Bugün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde vefat eden vatandaşımızla birlikte, söz konusu olayda hayatını kaybedenlerin sayısı 102 olarak tespit edilmiştir.  Bu kişilerden toplam 101’inin kimlik bilgileri tespit edilmiş olup, otopsi işlemlerinin ardından cenazeleri ailelerine teslim edilmiştir. Soruşturmayla ilgili olarak halen 13 kişi gözaltındadır. Bu kişilerin sorgusu devam etmektedir.

Öte yandan Twitter mesajları yüzünden gözaltına alınan 3 kişinin serbest bırakıldığı öğrenildi.

Canlı bombalar Ankara’da geze geze katliama gitmiş!

Canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz hem görüntülerden hem DNA’dan, Ömer Deniz Dündar ise görüntülerden tespit edildi. Suruç’taki canlı bombanın ağabeyi Yunus Emre Alagöz, 4 aydır aranıyordu.

Patlama anına ve öncesine ait yapılan incelemede, ikisi de Adıyaman nüfusuna kayıtlı ve IŞİD bağlantılı olan Yunus Emre Alagöz ile Ömer Deniz Dündar görüntülerden de tespit edildi. Görüntü incelemesinde Alagöz ile Dündar’ın, özel bir araçla Gaziantep’ten Ankara’ya gelip Gölbaşı ilçesinde indikleri belirlendi. Yol kenarındaki duraktan bir taksiye binen canlı bombalar, miting alanına 10 dakika mesafede bulunan Balgat’taki bir kafeye gitti. İki canlı bomba, kahvaltı yaparak miting için toplanma saatini bekledi.

2 saldırgan daha sonra yine taksiye binerek, gar meydanına gitti. İkili, miting için alana yürüyen grupların arasına karışarak saldırı noktasına ulaştı. Ayrı noktalarda mitinge katılanların toplanmasını bekleyen 2 saldırgan, bir süre bekledikten sonra eylemi gerçekleştirdi.

Gelen istihbarat bilgilerine rağmen önlem alınmadı

Ankara’daki saldırıdan 3 gün önce ise mitinge yönelik canlı bomba veya bombalı saldırı olabileceği istihbaratının geldiği, saldırının Alagöz ve Dündar’ın da içinde bulunduğu 16 kişilik gruptan birileri tarafından yapılacağı bilgisi paylaşıldı. Gelen istihbarat doğrultusunda Ankara’da birçok noktaya operasyon yapılırken, saldırganlar bulunamadı.

Canlı bombaların dosyaları kapatılmış

Adıyaman’da “Dokumacılar” adlı IŞİD hücresinin lideri Mustafa Dokumacı ve kendisi gibi Suriye’de savaşan iki arkadaşı hakkında geçen yıl “El Kaide silahlı örgüt üyeliği” iddiasıyla dava açıldığı ortaya çıktı. Ancak, aynı soruşturma kapsamında 19 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği tespit edildi. Dosyası kapatılan bu 19 kişi arasında Suruç’taki canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz ile Ankara’daki iki canlı bombadan biri olan Ömer Deniz Dündar ve ikizi Mahmut Gazi Dündar’ın da olduğu belirlendi. Dahası, Emniyet ve MİT’in hazırladığı Dokumacılar Grubuna yönelik ve 16 ve 21 kişilik arananlar listesinde bulunan diğer isimler hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildiği ortaya çıktı.

“Dokumacılar” adlı IŞİD hücresinin örgütleyen Mustafa Dokumacı ile Mehmet İşbar ve Salih Küçüktaş hakkında “El Kaide silahlı terör örgütüne üyelik” iddiasıyla dava açıldığı ve halen bu davanın sürdüğü anlaşıldı. Bu sanıklar tutuksuz yargılanırken, aynı soruşturma kapsamında 19 kişi hakkında “El Kaide silahlı terör örgütüne uyelik” suçundan bakımından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek, bu isimlerin dosyasının kapatıldığı anlaşıldı.

“Oğlum ‘biz iyiyiz’ mesajı gönderdi”

Saldırının faillerinden biri olduğu söylenen Ömer Deniz Dündar’ın babası Mehmet Dündar, oğlunu teşhis etmek için geldiği Ankara’da verdiği kan örneklerinin sonuçlarını beklemeden, “Bahsedilen canlı bomba benim oğlum değil” diyerek kentten ayrıldı. Dicle Haber Ajansı’nın konuştuğu baba, “Canlı bomba benim oğlum değil” diyerek oğlunun katliamdan sonra kendilerine Facebook’tan ulaşarak “Biz iyiyiz” mesajı ilettiğini söyledi.

Rize’de 2 tutuklama: Canlı bomba değilsen tutuklanabilirsin

Emekli öğretmen Osman Turan Bozacı’nın Pazar ilçesi Sahil Camisi’ndeki cenaze töreni sonrasında gerçekleşen yürüyüşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içeren ifadeler kullanıldığı iddiasıyla Rize İl Emniyet Müdürlüğü kamera görüntülerini incelemeye aldı. İncelemenin ardından HDP Rize Milletvekili adayı Turgay Köse ile ÖDP üyesi Behçet Ertaş hakkında soruşturma başlatıldı. Pazar Adliyesi’ne gelen Turgay Köse ve Behçet Ertaş, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Tutuklanan Köse ve Ertaş Kalkandere L Tipi Cezaevine gönderildi.

Polis aracıyla yaralı taşıyana gözaltı

Ankara Katliamı sonrasında yaralılara yardım eden insanların gözaltına alındığı ortaya çıktı.

Yaşlı ve ağır yaralı bir insana yardım etmeye çalışan Halkevleri üyesi Mert Kaya ve arkadaşı Devran Saçıntı, katliam günü patlamanın olduğu yere 30 metre mesafede duruyordu. Kargaşanın ortasında kalan Kaya ve arkadaşı, alanda patlamanın etkisiyle dağılmış, camları parçalanmış 3 trafik polisi aracı gördüklerini ve bunlardan birinin kontak anahtarının üzerinde olduğunu fark ettiklerini söylüyor.

İnsanlar can derdindeyken ambulansların bir türlü alana giremediğini söyleyen Kaya, “Ağır yaralı ve yaşlı tanımadığımız bir amca vardı, onu alıp parçalanmış ama anahtarı hâlâ üzerinde olan polis aracının içine koyduk. Aklımızda o kişiyi bir an önce hastaneye götürmek vardı” diyor. Kaya, alandan uzaklaştıkları Sıhhiye Köprüsü’nde kurulan polis barikatına kadar geldiklerini belirtiyor.

Kaya, “Barikatın önünde polislerin yanında durduk ve ambulans için bağırmaya başladık” diyor. Yolun karşısında bekleyen ambulansın geldiğini ve ağır yaralı amcayı aldığını söyleyen Kaya, arkadaşı ve kendisinin de “kamu malını gasp” gerekçesiyle gözaltına alındıklarını, 5 saat tutulduklarını ve ifade verdiklerini söylüyor. Kaya ve arkadaşı hakkında bir yaralıya yardım etmelerine rağmen gasptan dava açılabilir.

Hukuksuz yayın yasağı kararına itiraz

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Ankara Barosu’nun, Ankara’daki katliamla ilgili her türlü yayına yasak getiren Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararına itiraz etti. Karara karşı ayrı ayrı dilekçeler sunan TBB ve Ankara Barosu’nun itiraz dilekçelerinde, eleştiri yasağını da içeren bu ölçüsüz yayın yasağının demokrasinin ve hukuk devletinin özüne aykırı olduğu belirtilerek Anayasa ve kanunu ağır şekilde ihlal ettiğine, söz konusu kararla halkın haber alma, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin yok edilmek istendiğine, yayın yasağı kararının Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna vurgu yapıldığı öğrenildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de yayın yasağı kararına itiraz edeceği duyuruldu.

Öte yandan, Hürriyet gazetesine saldırıyı gerçekleştiren canlı bombalara yardım edenlerin isimleri ile bulundukları yer ve kullandıkları araçlara ilişkin yapılan haber nedeniyle soruşturma açıldı. Haberin şüphelilere yönelik operasyonun devam ettiği sırada yayımlandığını belirten savcılık kaynakları, konunun internet sitesinde yer almasının ardından, bazı şüphelilerin izlerini kaybettirdiği ve gözaltı işleminin geciktiğini belirttiler.

Katliam sonrasında IŞİD operasyonları devam ediyor

Ankara Katliamı’nın failleri Yunus Emre Alagöz ve Ömer Deniz Dündar ile bağlantılı operasyonlarda Gaziantep’te saldırganları getiren araç sahibi, araç sürücüsü ile rehberlik yaptığı iddia edilen 3 kişi yakalandı. Ankara’da bu kişilerle ilgisi olduğu sanılan 2 kişi ile yine IŞİD bağlantılı 3 kişi olmak üzere toplam 8 şüpheli gözaltına alındı.

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde ise 13 Ekim günü yapılan operasyonda ev toplantılarıyla gençleri IŞİD’e örgütleyen 5 kişi gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişilerden Halil Y., Seyhun Ali A., Eyüp Ensar S.ve Kadir A. tutuklanarak cezaevine gönderilirken 1 kişi de serbest bırakıldı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda, 1 adet av tüfeği,1 adet pompalı tüfek, 4 adet el telsizi, 1 adet el dürbünü, 2 adet tüfek dürbünü, 8 adet sprey gaz tüpü, IŞİD amblemli bere, tişört, bilgisayar, hard disk, dijital dokümanlar, örgütsel dergi ve dokümanlar ele geçirildi.

Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Pazar günü il genelinde IŞİD’e yönelik olarak 11 ayrı adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 9 kişi gözaltına alınarak sorguya alındı. Şüphelilerden 1’i ifadesinin ardından serbest bırakılırken adliyeye sevk edilen 8 IŞİD üyesinden 2’si tutuklandı.

Erzurum’da ise El Kaide’ye yönelik operasyonda belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlenmiş ve El Kaide üyesi oldukları ve yurt dışındaki çatışmalı bölgelerle bağlantıları bulunduğu iddiasıyla 10 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden 8’i dün tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ankara Garı meydanının adı değiştirildi

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Meclis Başkan Vekili Ali İhsan Ölmez’in başkanlığında yapılan olağan toplantısında, başkanlık yazısı ele alındı.

Başkanlık yazısında, 10 Ekim’de meydana gelen ve şu ana kadar 102 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamanın olduğu alanın “Demokrasi Meydanı” olması önerildi. Önergeyi, AKP’li belediye meclis üyeleri desteklerken, CHP’li meclis üyeleri ise alana “Barış Meydanı” adı verilmesini istedi.

Daha sonra yapılan görüşmeler sonucunda, alana “Demokrasi Meydanı” isminin verilmesi oy çokluğu ile kararlaştırıldı.