ABD'nin katliam planı ortaya çıktı

ABD'nin müttefiklerini dahi yok sayan bir anlayışla hazırlandığı nükleer saldırı planlarının yaratacağı yıkımı umursamadığı anlaşılıyor.

ABD'nin katliam planı ortaya çıktı
Kebab Füze Krizi sırasında Türkiye'de de konuşlandırıldıkları ortaya çıkan Jüpiter füzesi

Küba Füze Krizi sırasında Türkiye’de de konuşlandırıldıkları ortaya çıkan Jüpiter füzesi

ABD ordusunun, Soğuk Savaş döneminde, savaş çıkması durumunda, Sovyetler Birliği, Çin ve Doğu Avrupa’da birçok kenti ve bu kentlerdeki sivil halkı yok etmeye yönelik planlar yaptığı ortaya çıktı. Nükleer saldırıyla yok edilmesi planlanan 1.200 kent ‘öncelik derecesi’ ile sınıflandırılmış.

Amerikan ordusu, 1956’ya ait çok gizli planlara göre, bir savaş halinde Moskova, Doğu Berlin ve Pekin dahil birçok kenti nükleer bombalarla yok etmeyi tasarlamış. ABD Stratejik Hava Komutanlığı, bu Hiroşima’ya atılan atom bombasından yüzlerce kat güçlü bombalarla bu kentlere saldırı planı geliştirmiş.

ABD’nin Stratejik Hava Komutanlığı tarafından 1956’da hazırlanan “1959 İçin Atomik Silahlar Gereksinimleri Araştırması” adlı çok gizli çalışmanın üzerindeki gizlilik perdesi Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi tarafından kaldırıldı.

ABD'nin 1950'lerde gerçekleştirdiği bir nükleer silah denemesi

ABD’nin 1950’lerde gerçekleştirdiği bir nükleer silah denemesi

Nükleer tarihi belgelendirme projesi yürüten George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi ise 59 yıl aradan sonra gün ışığına çıkan 800 sayfalık araştırmayı yayımladı. Böylece, nükleer hedeflerin bugüne kadarki en kapsamlı ve detaylı listesi üzerindeki gizlilik perdesi kalktı.

Belgelere göre ABD Stratejik Hava Komutanlığı, Sovyetler Birliği içindeki bin 100 havaalanı ya da uçak pistini hedef aldı ve bunları öncelik derecesine göre sınıflandırdı. Sovyetlerin bombardıman kuvvetlerine en yüksek öncelik derecesi verilirken, şimdiki Belarus sınırları içinde bulunan ve Batı Avrupa’daki NATO güçlerini tehdit etme kapasitesine sahip orta menzilli TU-16 bombardıman uçaklarını barındıran iki hava üssüne birinci ve ikinci derecede öncelik verildi.

Hedef Moskova, Berlin ve Pekin

Başka bir listede ise “sistematik yok etme” amacıyla kentler ve sanayi alanları yer aldı. Listede bulunan Sovyet Bloku, Doğu Almanya ve Çin, içindeki Doğu Berlin, Moskova, Pekin, Varşova ve Leningrad gibi 1.200 kente de hava meydanlarında olduğu ‘öncelik dereceleri’ tanımlandığı ortaya çıktı.

Moskova’ya en yüksek öncelik verilirken Leningrad bir sonraki önem derecesi içinde gösterildi. Moskova’da 179, Leningrad’da 145 “vurulacak nokta hedef” belirlendi.

Hiroşima'nın insanlık tarihinin en büyük katliamı olan ABD'nin atom bombası saldırılarından önceki ve sonraki hali

Hiroşima’nın insanlık tarihinin en büyük katliamı olan ABD’nin atom bombası saldırılarından önceki ve sonraki hali

Hiroşima’ya atılandan 4 bin kat güçlü bomba isteği

Araştırmaya göre, ABD Stratejik Hava Komutanlığı, düşman hava kuvvetleri hedeflerini 1,7 ile 9 megaton arasında değişen bombalarla vurmayı planladı.

George Washington Üniversitesi araştırmacısı William Burr, 1 megatonun Hiroşima’yı yok eden atom bombasının 70 katı tahribata yol açabileceğini belirtti. Burr, ABD ordusunun planladığı gibi bu bombaların atılması halinde çevredeki yüz binlerce, belki milyonlarca kişinin radyoaktif serpintiye maruz kalacağını ifade etti.

Araştırmada, Stratejik Hava Komutanlığı’nın caydırıcılık adına ve sürpriz bir Sovyet saldırısı durumunda “ciddi sonuç” sağlayacak 60 megaton gücünde, yani Hiroşima’ya bırakılan bombadan 4 bin kat güçlü, nükleer bomba istediği ortaya çıktı.

ABD’nin insanlığı imha planı

Araştırmanın “ürpertici detaylar” ortaya koyduğunu belirten William Burr, öncelik hedeflerinin ve nükleer bombardıman taktiklerinin, çevredeki siviller ile “dost güçler ve halkları” yüksek seviyede ölümcül radyoaktif serpintiye maruz bırakacağını bildirdi.

Burr, “Sadece sivil halkın bilerek hedef alınması o günün uluslararası hukuku ile çelişiyor” ifadesini kullandı.

Ancak her ne kadar Burr, çok fazla eleştiri getirmek istemese de ABD’nin planlarının sadece Soğuk Savaş ile meşrulaştırılamayacak kadar vahşi olduğu anlaşılıyor. ABD’nin müttefiklerini dahi yok sayan bir anlayışla hazırlandığı nükleer saldırı planlarının yaratacağı yıkımı umursamadığı anlaşılıyor.