YETER SÖZ İŞÇİNİN! | Tekstil işçisi limon gibi sıkılmayacak, örgütlülüğünü dokuyacak

İSO 500 verilerine baktığımızda ise, “Tekstil ürünlerinin imalatı”, “Giyim eşyalarının imalatı” ve “Deri ürünlerinin imalatı” başlıklarında toplam 53 firma bu listededir. Tüm bu sayılar bize göstermektedir ki binlerce kayıtdışı işçinin, sosyal hakları yok sayılarak çalıştırıldığı tekstil sektörü Türkiye kapitalizminin en önemli sektörlerinden biri durumundadır.

YETER SÖZ İŞÇİNİN! | Tekstil işçisi limon gibi sıkılmayacak, örgütlülüğünü dokuyacak

Türkiye gerek ürettiği endüstriyel bitkiler açısından, gerek Avrupa ve Ortadoğu’ya göre konumu, gerekse Avrupa ile karşılaştırıldığında işgücü ücretlerinin düşük olmasından dolayı; sanayileşmenin ilk başladığı günden bugüne Türkiye kapitalizmi için tekstil sektörü hep ön planda olmuştur. Bugün resmi rakamlara göre 985 bin işçi tekstil sektöründe çalışmaktadır ancak kayıt dışı çalışmanın çok yoğun olduğu bu sektörde, çalışan sayısı resmi rakamların üstündedir.

İhracat rakamlarına baktığımızda da tekstil sektörünün ağırlığını hissetmekteyiz. Resmi verilerden elde edilen analizlere göre sanayi mamülleri arasında “Hazırgiyim ve Konfeksiyon” toplam ihracatın yüzde 10.7 sini oluşturmaktadır. Bir önceki yılın Eylül ayına göre tekstil sektörünün ihracatı yüzde 5.8 artmış ve son 12 aylık bazda 17,663,971 milyar dolara ulaşmıştır. Buna rakamlarda yer alan tekstil hammaddeleri, deri ve halı başlıklarını da kattığımızda tekstil iş kolunun ihracattaki payı yüzde 18.2 gibi bir noktaya çıkmaktadır. Türkiye, dünya tekstil ihracatında 2017 sonunda 5. sıradaydı.[1]

İSO 500 verilerine baktığımızda ise, “Tekstil ürünlerinin imalatı”, “Giyim eşyalarının imalatı” ve “Deri ürünlerinin imalatı” başlıklarında toplam 53 firma bu listededir. Tüm bu sayılar bize göstermektedir ki binlerce kayıtdışı işçinin, sosyal hakları yok sayılarak çalıştırıldığı tekstil sektörü Türkiye kapitalizminin en önemli sektörlerinden biri durumundadır.

Meslek hastalığı ve örgütsüzlük tekstil işçisinin kaderi mi?

Kayıtdışı çalışmanın fazlasıyla olduğu tekstil sektörünün işçi ve emekçiler için bir diğer olumsuz yanı çalışma ortamı ve sağlık koşullarıdır. Çırçır, iplik üretimi, dokuma ve kesimde çalışan işçilerde bu işlemlerde ortaya çıkan tozdan dolayı çok ciddi solunum rahatsızlıkları ortaya çıkıyor. Ayrıca gürültüye bağlı işitme kaybı, ağır işlerden ötürü kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları, kimyasallardan ötürü kanser ve deri rahatsızlıkları görülebilmektedir. Kot kumlama işçilerinde sıkça görülen silikozis hastalığının mağduru işçilerin mücadelesi sayesinde bu sorun gündemde kendine yer bulmuştu. Şu ana kadar yüzlerce kot taşlama işçisi silikozis hastalığına yakalandı. Bu vakaların 71 tanesi ise ölümle sonuçlandı.

Milyondan fazla işçinin çalıştığı tekstil sektöründe örgütlülük çok geridedir. Kayıtlı çalışan tekstil işçilerinin yaklaşık yüzde 9’u sendikalarda örgütlü. Tekstilde hakim olan sarı sendika gerçeği ise olası işçi eylemliliklerinin önüne geçmektedir. Tekstilde son yıllardaki en kitlesel eylemlilik 2013’de 12 bin işçinin ücret ve hakları için katıldığı 9 günlük grev ve eylem sürecidir. Bu eylemlilik dışında da yapıldığı günlerde gündemde yer bulmuş olan Hey Tekstil, Kazova, Greif  gibi kısıtlı eylemlilikler mevcuttur.

“Artık Dur” demek işçi sınıfının kurtuluşu olacak

Ali (Esenyurt, Tekstil İşçisi): 6 senedir çorap sektöründe makinacı olarak çalışan bir işçiyim. Sınıf Tavrı biz işçiler için çok önemli çünkü patronlar bizim bu sessizliğimi fırsat bilip hakkımızı tam olarak vermediler. Ya maaşlarımız düşüktü ya da sigorta üzerinden yatırılmıyordu. Patron 3 kuruş vergi kaçıracak diye bizleri emekli olunca düşük maaş almaya mahkum ediyordu. O yüzden işçi sınıfı, sınıf tavrı ile bu sömürüye dur demeli. Daha iyi yaşam şartları için; ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünmemek için; patronların sömürüsüne “artık dur” demek işçi sınıfının kurtuluşu olacaktır.

Patronların Hak Gasplarına Sessiz Kalınmamalı

Gökhan (Esenyurt, Tekstil İşçisi): 9 senedir çorap sektöründe çalışıyorum. Çorap sektöründe patronların işçilere karşı sömürüsüne karşı işçiler sesiz kalmaktadır. Kötü çalışma koşulları ve düşük maaşlarla beraber ayda verdikleri üç kuruşun birini yersiz gerekçeler ve bahaneler bularak kesmektedirler. Bu patronların işine gelirken, biz işçilerin sesiz kalması acı bir olaydır, kabul edilmemelidir. İşçi sınıfının tavrı bizler için çok önemli selâm olsun sınıf tavrı kurultayına, selam olsun işçi sınıfı mücadelesine.

Kaynak:

Türkiye İhracatçılar Meclisi Raporları