Sosyalist Liseliler: Kazanılacak yarınlarımız var…

Okulların kapanması ve sınavların bitmesinin ardından uzun süredir liselerde mücadele eden Sosyalist Liseliler ile konuştu

Sosyalist Liseliler: Kazanılacak yarınlarımız var…

Eğitimdeki gerici dönüşümün her geçen gün daha da arttığı, çocuklarımızın sınavı bir dakika ile kaçırması sonrasında hayatını sonlandırdıkları bir dönemi geride bıraktık.

Okulların kapanması ve sınavların bitmesinin ardından uzun süredir liselerde mücadele eden Sosyalist Liseliler ile konuştuk. 

Okullar kapandı, üniversiteye giriş sınavları da geçtiğimiz hafta sonu son buldu. Bu sene liseliler açısından nasıl geçti, biraz aktarabilir misiniz?

Bu senenin liseliler açısından nasıl geçtiğini bir kaç kelime ile özetlemek gerekse sanırım bu kelimeler gericilik, geleceksizlik, umutsuzluk olurdu… Eğitim döneminin başlaması ile birlikte geçmiş dönemden arta kalmış olan gerici politikalar yürürlüğe sokuldu. Liseliler daha sınıflarına gitmeden Kartal meydanında ki “Laik ve Bilimsel Eğitim Mitingi”ne gittiler. Eğitim dönemi başlar başlamaz biyoloji dersinden evrim teorisi çıkartıldı. Dönemin ortalarına geldiğimizde ise Türkiye’nin farklı noktalarında ki pilot liselerde Ülkü Ocakları gibi faşist bir yapının okullar içerisinde siyasi faaliyet yürütmesine izin verildi. Bunların her biri gerçekleşirken liseliler adını, çıkacak olan soruları, konuları bilmedikleri bir sınava hazırlanmaya mahkum edildiler.

Elbette ki bütün bu gerici tablonun yanında geleceğe umutla bakan, mücadele eden, direnen liseliler de vardı. Türkiye’nin dört bir ucunda gerçekleştirilmiş olan Aydınlanma Okulları gericiliğe karşı liselilerin adresi oldu. 4 Mart’ta geleceksizliğe karşı yan yana gelen gençlik geleceksizliğe karşı mücadele programını ilan etti. 6 Mayıs’ta Denizleri anmak için buluşan gençlik bu ülkede umudun asla bitmeyeceğini göstermiş oldu. Yapılan yüzlerce alan çalışmasında liselilerin politik talepleri alana taşındı. Çıkartılan her dergide liselilerin mücadele rotası şekillendirildi…

Geçtiğimiz hafta üniversite sınavlarının da bitmesi ile birlikte eğitim dönemini tam anlamıyla sonlandırmış olduk. Liseliler önümüzdeki süreçte ise yeni döneme hazırlanacak ve yeni mevziler ile bir sonraki dönemde de aydınlanma ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeye devam edecek…

Yedi oturum Aydınlanma Okulu düzenlediniz, Aydınlanma Okulları nasıl ortaya çıktı ve ne amaçlıyor?

Aydınlanma Okulları’nın çıkışı Sosyalist Liseliler’in öznel bir tercihinin ötesinde Türkiye’de liselerdeki sosyalizm mücadelesinin bir zorunluluğu, bir ihtiyacı olarak karşımıza çıktı aslında. Liselerde siyasal mücadelenin temel ekseninin yalnızca hareket etmeninin, eylemselliğin ötesinde siyasal taleplerin tartışıldığı, öğrenildiği hatta üretildiği bir zeminde var olması gerektiğini gözlemledik. Aydınlanma Okulları bu gözlemlerin sonucudur aslında.

Öte yandan Aydınlanma Okulları liselilerin gerici eğitim sistemi tarafından mahrum edildiği her konuyu kapsayan bir eğitim programıyla hareket etmekte. Tarihten felsefeye, felsefeden biyolojiye bugün gerici eğitim sisteminin müfredatta yer ayırmadığı bütün konuları siyasal bir zeminde tartışan bir çatı Aydınlanma Okulları.

Aydınlanma Okulları bugün düzenin gerici eğitim sistemiyle yozlaştırmaya çalıştığı gençliğin tartışma ve öğrenme alanı haline gelmektedir. Önümüzdeki dönem Aydınlanma Okulları gerek araçlarıyla gerek konu başlıklarıyla çok daha zenginleşerek, çok daha fazla oturum gerçekleştirerek liseliler için mücadelenin, aydınlanmanın merkezi olmaya devam edecek…

Aydınlanma Okulları aynı zamanda liseliler açısından gericiliğe karşı mücadelenin bir aracı. Yalnızca bilim tartışan bir yapıda olmayı hiçbir zaman kabul etmedik. Aydınlanma Okulları’nın temellerini Harun yoldaşımızın şu sözleri üzerine inşa ettik; “Okumuş insan emekçi halka karşı sorumludur.”.

24 Haziran seçimleri geride kaldı. Siz seçim öncesi yine bir röportajda gençliğin yeni bir ülke için kolları sıvaması ve düzene eklemlenen bütün düşüncelerle mücadele etmesi gerektiğini vurguladınız. Sizce 24 Haziran seçimleri gençlik açısından nereye oturmaktadır?

Esasen her ne kadar korsan bir seçim olsa da gençlik açısından kimi sınırları tekrardan belirlediği unutulmaması gereken bir gerçek. 16 yıllık AKP iktidarı süresince gerici dayatmaların, piyasacılığın gölgesinde yaşamış olan gençlik bu seçimlerde AKP karşıtlığını ortaya koymuş oldu. Ancak seçimlerin genel tablosuna bakıldığında baştan itibaren hileli olan korsan seçimlerin gençliğe bir gelecek sunamayacağını dillendirmiştik.

Seçimlerin sonucuna bakıldığında ise söylemlerimizin haklı çıktığını görüyoruz. Seçimlerde kurulan ittifaklara bakıldığında ise muhalefet diyebileceğimiz hattın dahi sağcılarla ittifak yapmaktan kaçınmadıklarını gördük. Bu siyasal tutumun kendisi özünde bakıldığında AKP’yi devirmenin ötesinde AKP’nin elini güçlendirmiştir. Bugün kurulmuş olan meclisin genel dağılımına bakıldığında ne soldan yana ne de emekçilerden yana bir karar çıkamayacağı oldukça net. AKP muhalefeti olarak pazarlanan gerici, işbirlikçi, piyasacı bütün partiler bugün mecliste yerini almış durumda.

Bu meclisin kendisi AKP’nin İkinci Cumhuriyeti inşa etme çabasının bir sonucudur. AKP kaybetmenin ve yahut gerilemenin ötesinde 1923 Cumhuriyeti’nin kazanımlarının neredeyse tamamını bir kenara koymuş, başkanlık sistemini ilan ederken muhalefet dediğimiz hat ise meclisi sağcılaştırmaktan geri kalmadı. 24 Haziran seçimlerinin halkımız için bir seçenek olamayacağı ortadaydı.

Artık gençliğin düzenin kendi iç hesaplaşmalarından umut bekleyecek şansı kalmadığını söylemek lazım. Gençlik önümüzde ki dönem gerçek umudu, gerçek çözümü yani sosyalizmi örgütlemek için kolları sıvamak zorunda.

Liselere giriş sınavıyla beraber yeni bir dizi İHL açıldığına tanık olduk. AKP iktidarı İHL’lerle ne amaçlıyor?

AKP, en başından beri kendi kadrolarını yetiştirmek, istedikleri kindar ve dindar nesli yaratmak için imam hatip liselerini kullandı. İdeolojilerini toplumla buluşturabilmek, bu gerici, yoz düşüncelerin daha kalıcı olmasını sağlamak için gençlerden başladı. Genç nesiller bu düşüncelerin taşıyıcısı olarak işbirlikçi gericiler için bulunmaz bir nimet. İkinci Cumhuriyet rejimini kurmaya çalışan AKP iktidarının çağ dışı ideolojisini ayakta tutmak için başka seçeneği görünmüyor. Ancak işler burada AKP iktidarının planladığı gibi gitmiyor. İmam hatip liseleri gençliğe dayatılan seçeneksizliğe rağmen toplumda AKP iktidarının istediği talebi görmedi. Bu süreçte imam hatipleri oldukça yaygınlaştıran AKP iktidarı bu okulları seçenek olmaktan çıkarıp zorunluluk haline getirdi. Artık LGS’den sonra tercih listesine en az bir imam hatip lisesi yazmayan öğrencinin tercih ekranı açılmayacak. Tüm bunlara rağmen imam hatiplerden mezun olup da bu düzene sırtını dönen, ilerici arkadaşlarımızın varlığı AKP iktidarının bu planını boşa çıkaracağı açıktır.

Sosyalist Liseliler gerek Aydınlanma Okulları, gerek de yayıncılık faaliyetiyle önemli bir yer doldurdu. Liseye yeni başlayacak gençlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Liseye yeni geçecek arkadaşlarımız ilk defa denenen bir sınava girmiş, eğitimde ki gerici dönüşümü kendileri yaşayarak görmüş oldular. Liseye geçtiklerinde tablonun çok değişmeyeceğini şimdiden bilmeleri gerekiyor. Düzen her alanda gerici karakterinden ödün vermeden saldırmaya devam ediyor, edecekte. Liseye yeni geçecek olan arkadaşlarımız şimdiden kendilerini mücadeleye hazırlamaya başlamalı. Kazanılacak yarınlar var…

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bizler yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Umutsuzluğun hakim olduğu bu çemberi kırmayı görevlerimizden biri olarak başa yazdık. Gençliğe gelecek vaat etmeyen, kadınlara, çocuklara yaşam hakkı vermeyen bu düzene, bu gericiliğe bu yozluğa karşı mücadele edecek ve elbet bütün çocukların kırmızı elmalar gibi gülebildiği, incir zamanı herkesin incir yediği, gündüzlerinde sömürülmeyen gecelerinde aç yatılmayan Türkiye’yi kuracağız.