Sınıf Tavrı, Flormar ve Cargill işçileriyle buluştu: Patronun istediği olmayacak!

“Yeter, Söz İşçinin!” kurultayı öncesi bugünü 'Mücadele Günü' ilan eden Sınıf Tavrı, işçi direnişlerini ziyaret ederek sömürüye karşı ortak mücadeleye davet etti.

Sınıf Tavrı, Flormar ve Cargill işçileriyle buluştu: Patronun istediği olmayacak!

28 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek “Yeter, Söz İşçinin!” kurultayı öncesi bugünü ‘Mücadele Günü’ ilan eden Sınıf Tavrı, sendikal haklarını kullandıkları için işlerinden atılan işçileri direnişlerine dayanışma ziyaretinde bulunarak 28 Ekim Pazar günü yapılacak ‘Yeter, Söz İşçinin!’ kurultayına davet etti.

İlk ziyaret 162 gündür direnişlerini sürdüren Flormar işçilerine oldu. Şirketin Gebze’de bulunan fabrikası önünde direnişlerini sürdüren Flormar işçileri, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarıyla direniş alanına yürüyen Sınır Tavrı üyelerini alkışlarla karşıladı.

Burada işçiler adına konuşan Petrol-İş Gebze Şube Başkan Yardımcısı Şivan Kırmızıçiçek, “Daha önce dayanışmalara geldiniz. Buradaki durumu biliyorsunuz. Ekmek için direniş gerekiyor, mücadele gerekiyor. Ama mücadeleyi yürütmek için de dayanışma gerekiyor. Onun için bütün sınıf dostlarına sizler başta olmak üzere hoşgeldiniz diyoruz” ifadelerini kullandı. Daha sonra sözü Sınıf Tavrı Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Parlak aldı.

“İŞÇİLERİN HAKLARI MÜCADELE KONUSUDUR”

Sözlerine işçilerin direnişlerinin 162. gününü kutlayarak başlayan Parlak “162 gündür direniyorsunuz. Ne için? Sendika hakkı, daha iyi koşullarda çalışmak, çocuğunuza ekmek götürebilmek için. Anayasada sendikaya üyeliğin hak olduğu, bunun engellenemeyeceği, engelleyenlerin cezalandırılacağı söyleniyor. Haklar sadece kağıt üzerinde olmaz. İşçilerin hakları mücadele konusudur. Tarihte mücadeleyle alınan haklarımız bugün elimizden bir bir geri alınıyor.” diye konuştu.

Flormar örneğinde olduğu gibi yüzlerce, binlerce işyerinde sendikal haklarını kullandıkları için işten atılan işçilerin olduğunu hatırlatan Parlak, “Kriz artık ‘kapıya dayandı’ demiyoruz. Kapıdan içeri girdi. Bütün arkadaşlarımız ekmeksiz bırakılmaya çalışılıyor. Sendikalı olmaya, örgütlenmeye karar verdikleri zamanda yine cezalandırılıyor. Hani anayasa vardı? Hani Türk Ceza Kanunu bunları cezalandıracaktı?” diye sorarak bir kez daha, hakların mücadeleyle kazanılacağına vurgu yaptı.

Bugün işten atılmalarla bu kadar çok karşılaşılmasının sebebinin işçi sınıfının örgütsüzlüğü olduğuna dikkat çeken Parlak, “Türkiye işçi sınıfı köklü bir sınıftır. Hafızamızı tazelememiz, 1960’larda 1970’lerde işçi sınıfının o onlarca hakkın kazanıldığı büyük direnişlerini hatırlamamız gerekiyor. Ama bunlar örgütlenerek oldu, mücadeleyle oldu.” dedi.

“GÜÇLERİMİZİ ‘YETER, SÖZ İŞÇİNİN!’ DİYEREK BİRLEŞTİRELİM”

“Mücadeleniz mücadelemizdir” diyen Parlak, bununsa dayanışmanın ötesine geçecek bir adıma taşınması gerektiğini belirtirken, “Sizin bizzat yaşadığınız sorunları yalnız konuşmak değil aynı zamanda bu bölünmüşlüğü nasıl ortadan kaldırırız? Sömürüye karşı güçlerimizi nasıl birleştiririz? Yeni haklar nasıl kazanırız? Bunları da konuşmak ve neler yapabileceğimiz konuşmak için bir araya geliyoruz” diyerek işçileri 28 Ekim Pazar günü İstanbul’da yapılacak ‘Yeter, Söz İşçinin!’ kurultayına davet etti.

Parlak’tan sonra İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) YK Üyesi Hasan Kırlangıç da direnişçi işçilere seslendi. İYİ-SEN adına Flormar Direnişi’ni selamladıklarını belirten Kırlangıç, “162 gündür aynı direniş, aynı ışığı görüyoruz. Gözlerinizdeki bu ışık umarız sınıfın diğer bölümlerine de öncülük yapar. Bizi köleleştirmeye çalışan sınıfa direnişlerimizle cevap vereceğiz. Türkiye’yi direnen işçilerin zaferleri güzelleştirecek” ifadelerini kullandı.

Direnişe ziyarette bulunan İlerici Kadınlar Derneği adına Özge Altay da AKP’nin işçilere dayattığı yaşam tarzının ölümü gösterip sıtmaya razı etmek olduğunu belirtirken, Flormar işçilerinin ülkenin çoğu işyerindeki işçilerle aynı sorunu yaşadığına dikkat çekti. Altay, İKD’nin direnişi selamladığını ve her zaman yanında olduğunu belirtti.

FLORMAR İŞÇİSİ: PATRONUN İSTEDİĞİ OLMAYACAK

Sınıf Tavrı üyeleri işçilerin kararlı direnişini ziyaret ederken, işçiler de Manifesto‘ya konuştu. Direnişçi işçilerden Yağmur Özgören, “Sendikaya üye olduk atıldık. Anayasal hakkımızı kullandık diye işten çıkarıldık. Tüm haklarımız gaspedildi resmen. Tazminat alamıyoruz, işsizlik ücreti alamıyoruz. ‘Bunlar bunu alamayınca burada duramayacak’ diye mi yaptılar bilmiyoruz. Ama patronun istediği olmayacak, buradan ayrılmayacağız. Zorlu süreçlerden geçtik. Ailemizin, çevremizin ‘Yeter bırakın şunu, birşey çıkmayacak’ gibi söylemleri olsa da devam ediyoruz” dedi.

9 yıldır Flormar’da çalıştığını belirten bir başka Flormar işçisi de, “Biz sendika çoğunluğunu yakaladıktan sonra Flormar bizi kapı önüne koydu. 162 gündür burada direniyoruz.” derken, direnişlerine tüm işçilerin desteklerini beklediklerini söyledi.

İKİNCİ DURAK CARGİLL: ARTIK KENDİ SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEMİZ GEREKİYOR

Sınıf Tavrı’nın ‘Mücadele Günü’ programı kapsamındaki ziyaretleri, sendikalaştıkları için işten atılan ve 190 gündür direnişlerini sürdüren Cargill işçilerine ziyaretle devam etti.

ABD’li gıda tekelinin, Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları ve sendikal faaliyet yürüttükleri için şirketin “küçülme” bahanesiyle hukuksuz bir şekilde işlerine son verdiği 14 Cargill işçisi, 190 gündür sürdürdükleri direnişlerini ziyaret eden Sınıf Tavrı üyelerini slogan ve alkışlarla karşıladı. Karşılamanın ardından Tek Gıda-İş Sendikası Bursa Örgütlenme Sorumlusu Suat Karlıkaya, Sınıf Tavrı üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “Bugün Cargill Direnişi’nin 190. günü. Sizler Cargill işçilerinin yanında olduğunuzu göstermek için geldiniz. Sizlerin varlığı mücadelemizi büyütüyor. 190 gündür burada direnen işçiler bir şey için direniyor: Onurları için, gelecekleri için, bu fabrikada çalışırken yok sayılan emeklerini geri alabilmek için direniyor. Şunu unutmayacağız: Cargill işçisi kazanınca, Flormar işçisi kazanınca, 3. havalimanında inşaat işçileri kazanınca biz kazanacağız. Birleşe birleşe kazanacağız” derken, mücadelenin büyüyüp gelişmesi gerektiğini belirtti.

Karlıkaya’nın ardından sözü alan Sınıf Tavrı YK Üyesi Kemal Parlak, “Sabah Flormar işçilerinin yanındaydık. Onlar da sendikaya üye oldukları için işten atıldılar. Bunlar yeni değil. Tarihimizde böyle yüzlerce olaya tanığız. Sermayenin saldırısının artmasının nedeni de işçi sınıfının uzun bir süredir hem kendi hakları için hem de ülke meseleleri için kendi sözünü söylememesinden kaynaklanıyor. Artık bizim kendi sözümüzü söylememiz, güçlerimizi birleştirmemiz,  ‘Yeter, Söz İşçinin’ dememiz gerekiyor.” dedi.

Tek Gıda-İş’in Türk-İş içerisinde mücadele eden az sayıda sendikadan biri olduğunu bildiklerini kaydeden Parlak, “Tekel direnişi sürecinde hep beraberdik. Bundan sonra da beraber olacağız” dedi.  Sadece işçilerin değil, sınıfın tüm dostlarının yan yan gelmek zorunda olunduğunun altını çizen Parlak, pazar günü tüm sektörlerden işçilerin, sendika temsilcilerinin, aydın ve akademisyenlerin katılacağı ‘Yeter Söz İşçinin!’ kurultayına davette bulundu.

İYİ-SEN YK Üyesi Hasan Kırlangıç ise sözüne 3. havalimanında direnen işçilerin selamını getirdiğini belirterek başladı. Ekonomik krizin faturasının her geçen gün kabardığına dikkat çeken Kırlangıç, krizin etkilerinin patronları değil emekçileri vurduğunu belirterek, buna karşı direnişlerin her geçen gün artacağını söyledi. Kırlangıç, “Hep birlikte daha güzel bir ülke umuduyla iktidara yerleşeceğiz” ifadelerini kullanarak Cargill direnişini bir kez daha yanında olduklarını ifade etti.

CARGİLL İŞÇİSİ: 500 GÜN DE SÜRSE DEVAM EDECEĞİZ

Manifesto‘ya konuşan direnişçi bir Cargill işçisi, eylemlerine ilişkin bilgi verirken “Sendikalaştığımız, sınıfın birliğini sağlamaya çalıştığımız için işten atıldık. NBŞ kotasını bize bahane gösterip işten attılar ama asıl amacın örgütlenmemiz olduğunu biliyoruz.” dedi. Direnişlerinin 150. gününde İstanbul’a gittiklerini hatırlatan işçi, “Ataşehir’de şirketin genel merkezi önüne yürüyüş yaptık. 4 gün de orada konakladık. Flormar işçilerini ziyaret ettik. Çünkü onların da derdi bizimle aynı.” ifadelerini kullanarak, eylemlerine 300 gün de sürse 500 gün de sürse devam edeceklerini belirtti.