AKP’nin Menbiç pazarlığı

Afrin harekatı ile ABD’ye “Suriye’de YPG’yi değil beni kullan” mesajı veren AKP, amacına ulaşmış görünüyor.

AKP’nin Menbiç pazarlığı

Behiç Oktay

Türkiye seçim gündemiyle meşgulken, AKP Suriye’de ABD ile atacağı adımları planlamayı sürdürüyor.

AKP’nin Afrin harekatı öncesi ve sonrası Menbiç’in YPG güçlerinden arındırılması konusunda ABD ile yaşadığı problemler, yapılan görüşmeler sonrası çözülme aşamasına geldi.

AKP, ABD ve FRANSA’NIN SURİYE’DEKİ VARLIĞINDAN RAHATSIZ DEĞİL

Afrin harekatı ile ABD’ye “Suriye’de YPG’yi değil beni kullan” mesajı veren AKP, amacına ulaşmış görünüyor. Bir sürpriz olmazsa Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo’nun 4 Haziran’da Washington’da yapacağı nihai görüşmeyle Menbiç mutabakatı ilan edilecek.

Çavuşoğlu’nun mutabakat öncesi yaptığı açıklama ise oldukça dikkat çekici: “YPG’nin yerine yönetimde ve güvenlik kuvvetlerinde kimler yer alacak bunu da Türkiye ve ABD birlikte kararlaştıracaklar. Menbiç modelini başarıyla uyguladıktan sonra Suriye’nin kuzeyinin istikrara kavuşturulmasından sonra bu adımlar atılacak. Menbiç modeli daha sonrası için bir model olacak. Başka şehre gideceğiz Rakka… Aynı şekilde Kobani.”

Çavuşoğlu’nun bu ifadesi, Menbiç’e ve Suriye’nin diğer şehirlerine emperyalizmin yerleşmesinde, kendisi açısından bir sorun olmadığını gösteriyor. Yani AKP’nin Suriye’deki ABD veya Fransa varlığından bir şikayeti yok. Aynı şekilde AKP’nin Suriye’nin bölünmesi ile de bir sorunu olmadığı görülüyor.

Bilindiği gibi Menbiç’te ABD askeri üs kurmuş durumda. Bununla birlikte Fransa’nın Menbiç’te askeri varlığı artıyor. Ayrıca Fransız askerlerinin Tabka, Kobani ve Rakka’da da görev yapmaya başladığı biliniyor.

Afrin harekatı sırasında Menbiç’te SDG yetkilileri ile görüşen ABD’nin yeni sömürge valisi William Roebuck, Türkiye’nin tepkisini çekmişti. ABD’nin Menbiç ziyareti o günlerde YPG’ye destek olarak algılansa da, bugün ortaya çıkan tabloda bu görüşmelerin aslında YPG’nin Menbiç’ten çekilmesine yönelik görüşmeler olabileceğini gösteriyor. Yani Afrin harekatı sürerken, ABD bir yandan da Menbiç’teki YPG güçlerini çekilmeye ikna etmeye çalışıyordu denilebilir.

Suriye’deki bu tablonun parçası olan AKP, emperyalizm tarafından Suriye’de kullanılmaktan memnun. Emperyalizm açısından ise Suriye’de Türkiye’yi veya YPG’yi kullanmak arasında çok önemli bir fark yok. Bugün YPG’nin elindeki bölgeler Suriye ordusuna teslim edilmediği takdirde Suriye’de barış sağlanması güçtür. AKP de ABD’nin ortağıdır, YPG de. Bugün Suriye haritasına bakıldığında ortada tek bir gerçeklik vardır: Suriye’nin kuzeyi Afrin’den Irak sınırına kadar ABD kontrolündedir.

AKP’NİN SAHTE İSRAİL KARŞITLIĞI

ABD ve İsrail’in Suriye’yi bölme planlarının parçası olan AKP, Menbiç’te ve Suriye’nin diğer şehirlerinde ABD, Fransa ve dolayısıyla İsrail ile birlikte hareket ederek, tarafını net bir şekilde belli ediyor. ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasının ardından Ankara’ya çağırılan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Menbiç konusunda AKP ve ABD arasında mutabakat sağlanmasının ardından tekrar Washington’a döndü.

Daha dün İstanbul’da “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingi düzenleyerek Filistin halkının çilesini seçim malzemesi yapan AKP’nin, bugün Suriye’de İsrail ile aynı tarafta yer almaya devam edeceğini öngörmek pek de zor değil.