MANİFESTO ÖZEL | 4 yılın ardından Soma Davası

4 yılın ardından Soma Davası.

MANİFESTO ÖZEL | 4 yılın ardından Soma Davası

HABER MERKEZİ

13 Mayıs 2014 yılında 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma katliamına ilişkin 5’i tutuklu 51 sanıklı davanın en son duruşması Mart’ın son haftası görüldü. İki buçuk yıldan beri süren davada, herkesin merakla beklediği savcılık mütalaası da Mart ayındaki duruşmayla beraber açıklandı. Sanıklar tarafından ileri sürülen sabotaj iddiaları sebebiyle bir yılı aşkın bir süre sonra açıklanan Savcılık mütalaasında, birçok ihmale ve patronların sorumluluklarına değinen Savcı Süleyman Topan , her şeye rağmen ‘olayın olası’ kastla değil sanıkların daha az ceza almasını yarayacak ‘bilinçli taksirle’ meydana geldiğini iddia etti.

Peki neden bilinçli taksir ? Bilinçli taksirler işlenen suçlarda uygulanacak cezanın üst sınırı 22.5 yıl yani 301 işçinin feci şekilde canlarını verdikleri bu faciada sanıklar için istenen ceza bundan ibarettir.Olası kastta ise verilecek ceza hayatını kaybeden işçi (301) sayısıyla çarpılır

Davada 33 sanığın beraatini talep eden Savcı Topan ,aralarında Ertan Ersoy, Hilmi Kazık, Mehmet Ali Günay Çelik ve Yasin Kurnaz’ın bulundığu 11 sanığın ise “Taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan cezalandırılmalarını talep etti.

Savcı Topan, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Mustafa Yiğit, Hayri Kebapçılar, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ile İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı için bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması suçundan cezalandırılmalarını istedi. Ayrıca Topan mütalaasında Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan hakkında şu ifadelere yer veriyor:

“Park Teknik döneminde üretime başlandıktan sonra, öngörülmeyen sorunlar nedeniyle belirtilen üretimin yapılamadığı, bazı bölgelerde yangınlar çıktığı ve bu nedenle üretimin durduğu anlaşılmıştır. İşletmenin devredildiği sırada ocakta var olan sorunların işverenlik tarafından bilindiği ve ölüm ve yaralamalarla madendeki sorunlar arasında illiyet bağı olduğu anlaşılmıştır.

İşverenlik tarafından ocaktaki sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin TKİ’ye plan ve projeler sunulmasına rağmen kanaatimizce üretim maliyeti nedeniyle bu projeler uygulanmamıştır. En fazla işçinin çalıştığı ve yangın riskinin en yüksek olduğu S panosunun üretime uygun olmamasına rağmen işverenlik tarafından bu bölgede işçi çalıştırılmaya devam edilmiştir.

Yaşanan olayda sabotaj iddiasına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı gibi olayın ocaktaki yapısal sorunlardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Sensönlerin çalışmaması ile ölümler arasında kesin bir bağlantı olmaması nedeniyle sensör görevlilerine kusur atfedilmemiştir. Davanın başlangıcında, olay tarihinde resmi olarak görevde olmadığı için takipsizlik kararı verilen Alp Gürkan’ın, yangına sebep olan olaylar sırasında şirket yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı gerekçesiyle sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.”

Patronların kar hırsı yüzünden yaşamını kaybeden 301 madencinin anısı önünde saygıyla…