RÖPORTAJ | İYİ-SEN Başkanı Ali Öztutan ile görüştük: Örgütlü bir işçi hareketi kurmak zorundayız

Kamuoyuna sık bir şekilde gelen üçüncü havalimanı projesinde işçi eylemleri son dönemde arttı. İşçiler çalışma koşullarına ve can güvenliklerinin sağlanamamasından şikâyetçi. Eylemlerin içinde yer alan İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Başkanı Ali Öztutan eylemleri değerlendirdi.

RÖPORTAJ | İYİ-SEN Başkanı Ali Öztutan ile görüştük: Örgütlü bir işçi hareketi kurmak zorundayız

Kamuoyuna sık bir şekilde gelen üçüncü havalimanı projesinde işçi eylemleri son dönemde arttı. İşçiler çalışma koşullarına ve can güvenliklerinin sağlanamamasından şikâyetçi.  Eylemlerin içinde yer alan İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Başkanı Ali Öztutan eylemleri değerlendirdi.

Üçüncü Havalimanı Projesi AKP’nin ve sermayenin büyük anlam yüklediği bir yatırım. Sermayenin yeni rant alanları yaratma uğruna giriştiği projeye kamuoyunun ilgisi büyük. Üçüncü Havalimanı inşaatı, yapım aşamasında yarattığı ekolojik yıkımla sıkça gündeme geliyor. İnşaat son günlerde ekolojik yıkım haricinde de gündeme gelmeye başladı. İnşaat sürecinin yarattığı işçi sorunları artık kılıfa sığmaz oldu. İş cinayetleri, kötü çalışma koşulları, azgın bir sömürü ortamıyla gündeme gelen şantiyede işçi eylemleri de sıklaştı.

Geçtiğimiz haftalarda 1500 işçinin katılımıyla gerçekleştirilen servis eylemlerinin ardından, şantiyede şimdi de barınma şartlarından ötürü eylemler yapılıyor. İşçilerin kaldığı koğuşlarda kalma şartları kötüyken, patronların maliyet kalemi olarak gördüğü barınma koşulları daha da kötüleştirildi. Şantiye yönetimi eliyle koğuşlarda kalan kişi sayıları arttırılırken, bu duruma işçiler tepki gösterdi. Binden fazla işçinin katılımıyla gerçekleşen eylem, işçilerin taleplerini kısmi olarak karşılanınca sona erdi.

Eylemin içinde yer alan ve binlerce işçinin çalıştığı havzada örgütlenen İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) ile durumu konuştuk. Okurlarımızla paylaşıyoruz.

Üçüncü Havalimanı Projesi önce doğa katliamıyla, şimdi de işçi cinayetleri ve kötü çalışma koşullarıyla gündeme geliyor. İşçilerin son eylemi barınma koşullarından ötürüydü. Bu eylem nasıl başladı ve örgütlendi? Sonucu nasıl oldu?

Ali Öztutan: Üçüncü havalimanının temelleri atıldığı günden bugüne inşaat işçileri en temel haklarının gasp edildiği kölelik koşullarında çalışıyorlar. Birçok işçi arkadaşımız işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı için iş cinayetlerine kurban gidiyor. Bu duruma inşaat işçileri kuralsız çalışma koşullarına bireysel itirazlar getirdiklerinde işten atılmakla tehdit ediliyorlar.

İşten atılma tehdidiyle birlikte son dönemde artan iş baskısı, ulaşım ve barınma problemleri bardağı taşıran nedenler. İnşaat işçileri son yaşan eylemden önce  tepkilerini dile getirmek için kamp amirliği ile görüştüler. Ama işçi arkadaşımıza kapıyı göstermeleri tepkiye yol açtı. Bu durumun ardından mesaiden sonra bir eylem yaprak taleplerini iletiler. Eylemlerin başlangıcı, işçilerin yaşadığı şartlardan kaynaklandı.

Eylemler işçilerin haklı taleplerinin karşılanmasıyla sonuçlandı. Ancak şimdilik işçiler beklemede. Taleplerin karşılanmasını bekliyorlar ve durum düzelene kadar tepkilerini koruyacaklar.

Havalimanı şantiyesinde bu tarz anlık eylemlerin ortaya çıktığı görülüyor. Son dönemlerde eylemler de sıklaştı. Yakın bir tarihte kitlesel bir ulaşım eylemi düzenlendi. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

A.Ö: Yukarıda saydığımız nedenler eylemleri tetikliyor. Bu ne ilk eylemdi, ne de son eylem olacak. Sadece üçüncü havalimanında değil, tüm şantiyelerde kötü çalışma koşulları ve ağır sömürü koşulları yaşanıyor. Böyle bir ortam da işçiler için tepki göstermek de olağan hale geliyor.

Üçüncü havalimanında işçi arkadaşımız kendi taleplerini yan yana gelip örgütlü bir şekilde gündem ettiklerinde kazanımla sonuçlandığını deneyimlediler. Bu deneyim onları artık haksızlıklara karşı birlikte hareket etme yeteneğini kazandırdı. Şimdi bu yeteneklerini somut bir örgütlülüğe dönüştürme hamlesini yapacak işçiler. Biz de bu örgütlülüğün birinci elden takipçisi olacağız.

Şantiye işçi cinayetleriyle de gündemde. Siz de geçtiğimi yıl inşaat işçileri buluşmasında benzer bir konuyu gündeme getirmiştiniz. Şantiyedeki iş cinayetleriyle ilgili gerçek durum nedir?

A.Ö: İnşaat iş kolu iş cinayetlerinin en sık görüldüğü alan bunun iki temel sebebi var. Patronların işçi sağlığını ve iş güvenliğinin maliyet hesabı olarak görmesi ve inşaat işçilerin örgütsüzlüğü. Geçtiğimiz hafta başında basına da yansıyan “400 işçi öldü” haberi de bu anlamda bizi şaşırtmadı. Bu haberin ardından konu biliyorsunuz Meclise de geldi. Bakanlık yaptığı açıklamada “sadece 27 işçi öldü” dedi. Sanırım Bakanlık 27 sayısını elma ya da armut miktarı sanıyor.

Bakın sadece Bakanlık verilerine göre bile 27 işçi iş cinayetlerinde burada öldürüldü. Sermayenin talan hırsı bu nedenle işçinin felaketidir. Şantiyedeki işçiler de bu durumun farkındalar. Sayının açıklanan daha fazla olduğunu sadece biz değil, konuyla ilgili çalışanlar da tespit ediyor.

İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanamaması teknik bir mesele değil, siyasi bir mesele. Bunu ne iktidar, ne de patronlar başarabilir. Ancak işçi sınıfı kendi güvenliğini sağlayabilir.

İnşaat iş kolunda sadece havalimanı şantiyesiyle sınırlı olmayan derin br sömürü havası hakim. İşçilerin anlık eylemleri dışında sendika önümüzdeki dönem neler yapmayı hedefliyor?

A.Ö: Sendikamız kuruluşunun 5. ayını geride bırakmak üzere. Sendikamız kuruluşunun temel amacı inşaat işçilerin güncel ve tarihsel taleplerini örgütlü bir işçi hareketiyle sağlamak. Sendikamız bu sömürü koşullarını ortadan kaldırmak için şantiyelerde koğuş koğuş, şantiye şantiye örgütleniyor.

Bizim şuan öncelik hedefimiz tüm şantiyelerde inşaat komitelerimizi kurmak. Hali hazırda kurulan yerleri de büyütmek. Sendikamız bunları başarmak zorunda. Örgütlü bir işçi hareketi kurmak zorundayız.  Örgütlü bir işçi hareketi olduğunda kimse inşaat işçisine köle muamelesi yapamayacak. İnşaat İşçisi kendi geleceği için çivi çakmaya hazır. Bu eylemlerde bunu gösteriyor.