Erdoğan Rus basınına yazdı: İdlib'de Rusya ile belirlediğimiz radikal grupların faaliyetini durduracağız

Rus "Kommersant" gazetesi için yazan Erdoğan, İdlib'le ilgili olarak "Rusya ile belirleyeceğimiz radikal grupların bu bölgede faaliyet göstermemelerini sağlayacağız." dedi.

Erdoğan Rus basınına yazdı: İdlib'de Rusya ile belirlediğimiz radikal grupların faaliyetini durduracağız

AKP’li Cumhurbaşkanı  Tayyip Erdoğan, Rus “Kommersant” gazetesi için Türkiye-Rusya ilişkilerine dair yazdığı yazıda İdlib’le ilgili olarak ‘muhalif’ diye nitelediği cihatçı grupların bulundukları yerlerde kalmaya devam edeceğini belirtirken, “Rusya ile belirleyeceğimiz radikal grupların ise bu bölgede faaliyet göstermemelerini sağlayacağız.” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın Rusya’da yayınlanan Kommersant gazetesine yaptığı değerlendirmelerden bazıları şöyle:

— Soçi’de değerli dostum Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığımız görüşmede Suriye’de olası yeni bir insani krizin önlenmesi ile ilgili önemli bir anlaşmaya vardık. Türkiye, Suriye krizinin ilk başlarından beri komşu ülkedeki krizin derinleşmemesi için çaba sarf etmiş ve tüm imkanlarını kullanmış bir ülke olarak tüm dünyaya, ihtilafın taraflarıyla yapıcı görüşmelere katılmaya büyük önem verdiğini göstermiş oldu. Rusya, bu süreçte birlikte çalıştığımız başlıca ülkelerden biri.

– Son zamanlarda Rusya ve İran’la birlikte hayata geçirdiğimiz Astana formatı, 8 yıldır devam eden Suriye krizinin çözümü için zemin hazırlamış oldu. Sorumluluk göstermemiz gerektiğine inanmış olarak bu sorunun çözülmesi için birçok şey yaptık. Fikirlerimiz ve yaklaşımımızda farklılıklar olsa da biz bu farklılıkları değil, ortak zemin noktalarını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ben bu işbirliğinin ileride de aktif bir şekilde gelişmeye devam edeceğine inanıyorum.

— Soçi’de İdlib’le ilgili yaptığımız görüşmede, muhalifler ve rejim tarafından kontrol edilen toprakların arasında silahlardan arındırılmış bölge oluşturmaya karar verdik. Muhalifler, bulundukları topraklarda kalmaya devam edecek. Rusya ile birlikte belirleyeceğimiz radikal grupların bu bölgede faaliyette bulunamamasını sağlayacağız.

“PYD İLE MÜCADELEYE RUSYA DA DESTEK VERMELİ”

— Aynı zamanda Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit eden yapılaşmalara karşı verdiğimiz mücadele de önemli. Görüşmede, PYD ve DSG’nin kontrolünde olan bölgelerin teröristlerden kurtarılmasına büyük önem verdiğimizi tüm ilgili tarafların bilgisine sunduk ve sunmaya devam edeceğiz. Maalesef, son zamanlarda PYD ve DSG’ye özellikle ABD tarafından verilen olağanüstü desteğin hala devam ettiğini görüyoruz. Bölgedeki ve dünyadaki ulusların arasındaki dengelere zarar veren bu tür adımlara son verilmeli. Türkiye’nin PKK, PYD ve DSG gibi terör örgütleriyle verdiği mücadeleye Rusya’nın da destek vermesini umuyoruz. Birbirine komşu olan ülkelerimizin, birbirinin güvenliğini tehdit eden durumlara yönelik ortak görüşe sahip olmaları gerektiği kanısındayım.

“ILIMLI MUHALEFET TERÖRİST KABUL EDİLEMEZ”

– Bilindiği üzere İdlib sorunu konusunda Türkiye ilk başlardan beri sivil halkın güvenliğinin sağlanmasını, gerilimi azaltma bölgesinin sınır güvenliğini ve ılımlı muhaliflerin korunmasını ön plana çıkardı. Farklı ülkelerin ılımlı muhaliflere kendi yaklaşımları söz konusu olabilir. Ancak biz, ılımlı muhalefetin siyasi çözüm sürecinin içinde kalması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu, Cenevre ve Astana görüşmelerinin normal bir şekilde işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli. Biz, ılımı muhaliflerin terörist kabul edilip yok edilmesine yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu defalarca söyledik.

“TÜRK VE RUS HALKLARI, DERİN SAMİMİ VE YAKIN İLİŞKİ İÇERİSİNDE OLMALI”

– Özetle, Rusya ile ilişkilerimizin son zamanlarda iyi komşuluk, ortak menfaatler ve karşılıklı saygı temelinde gelişmeye devam ettiğinden memnuniyet duyduğumu özellikle vurgulamak isterim. İlk sırada ortak enerji projelerinin geliştirilmesi ve karşılıklı yatırımların, ayrıca kültürel ve insani ilişkilerin artması için gerekli adımları atıyoruz. Bu adımları ileride de atmaya devam edeceğiz. Aynı bölgede yer alan ve tarihi boyunca ortak özellikler taşıyan Türk ve Rus halklarının derin, samimi ve yakın ilişki içerisinde olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu amaca ulaşmak uğruna yapılan faaliyetlere her zaman destek vermeye devam edeceğimizi vurgulamak isterim.”