CHP'ye çağrı yapan Böke hangi 'sınıf'tan söz ediyor?

Dünya Bankası ve IMF'de görev almış CHP'li Selin Sayak Böke, partisine "sınıf temelli parti" çağrısı yaptı.

CHP'ye çağrı yapan Böke hangi 'sınıf'tan söz ediyor?

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner’in CHP’nin Şubat ayında düzenlenecek 36. Olağan Kurultayı’na dair yayınladığı “Gelecek için” başlıklı açıklamada dillendirilen talepler, haliyle Böke ile ilgili olarak hafızaların yoklanmasına neden oldu.

CHP’nin Türkiye siyasetinin yakın dönemdeki bazı kritik eşiklerde aldığı ve almadığı tutumların eleştirildiği açıklamada, “Zamanın ruhu dünyayı ve Türkiye’yi sağ siyasetin değerleriyle okuyan değil, sosyal demokrasinin ilkeleri ışığında, sınıf temelli, emekten yana, kendi ideolojik çizgisi ve toplum talebi konusunda net bir sol siyaseti çağırıyor. “ ifadeleri kullanılarak, delegelere rotayı değiştirme çağrısı yapıldı.

CHP’nin siyasal İslam ve neoliberalizme cepheden karşı çıkmaktan çekinmemesi gerektiği belirtilen çağrı açıklamasında, CHP’nin kendisi olarak ‘mevcut düzeni değiştirme’ iddiasında olması gerektiğine vurgu yapıldı.

Altında imzası olmasa Selin Sayek Böke’ye ait olduğuna inanılmayacak bu sözler, akıllara Böke’nin ‘kariyer’i ve AKP’nin piyasa ekonomisi için ‘usta’lıkla uyguladığı pervasız saldırılar karşısındaki yorumlarını getirdi.

Geçtiğimiz yıl parti yönetiminden istifa eden Böke, 2008 yılında Ekonomist dergisine verdiği röportajda, kendisi gibi Dünya Bankası’ndan ‘ithal’ olan Kemal Derviş’in getirdiği IMF’nin yıkım programını uygulayan AKP’yi bu sözlerle övmüştü:

“Geçen beş yıl içinde hükümeti takdir etmek lazım. Önüne konan iktisadi programı daha önce hiç kimse kelimesi kelimesine uygulamamıştı.”

CHP’NİN ‘ÇİLLER’İ

CHP’nin “kapitalizme uyumlu, insana dokunan sosyal demokrat bir üretim modelini toplumun önüne koyması gerektiğini ifade eden” söylemiyle bilinen Böke, Türkiye sağının yağma ve talan politikaları konusunda Erdoğan ve Özal dönemi ile birlikte hatırı sayılır bir ünü olan Tansu Çiller’e de dönem dönem benzetilmişti.

Öyle ki, 2014 yılında CHP PM’ye giren Böke için, partisinin aynı yıl düzenlediği kampta yaptığı sunumdan sonra, o dönem Ardahan Milletvekili olan Ensar Öğüt “Çok iyi sunum yaptı, o bizim Tansu Çillerimiz” ifadelerini kullanmıştı.

FİNANS KAPİTALDE ‘PARLAK’ KARİYER

1993-1999 yılları arasında Dünya Bankası’na danışmanlık yapmış olan Böke, bu kapsamda Güney Amerika, Doğu ve Orta Avrupa’ya dair projelerde görev almıştı.

Çözülen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin ardından emperyalizmin akbabalar gibi üşüştüğü bu ülkelerde Sovyet dönemine ait kamu varlıklarının özelleştirilmesi konusunda ‘danışmanlık’ yapan Böke, bu ‘deha’sının karşılığında 2001 yılında da IMF’nin Washington ofisinde çalışmaya başlamıştı.

Piyasa ekonomisine ‘hayat’ verecek projeleri nedeniyle 2007’de Alman Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün verdiği Küresel Ekonomide Mükemmeliyet Ödülü’nü de alan Böke, 1-14 Haziran 2015’teki Bilderberg toplantısına katılanlar arasında yer aldı.

Böke, 1 Kasım 2015 tekrar genel seçimlerinden hemen sonra ABD ve İngiltere’de bir dizi toplantıya katıldı. ABD ayağında kendisine ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Ricciardone eşlik etti.

NE ‘SINIF’I?

“İnsana dokunan kapitalizm” macerası yolunda bu az-buz sayılamayacak kariyerini siyasi arenaya taşımasının ardından, sosyal demokrasi piyasasının son dönemde öne sürdüğü önemli figürlerden biri haline gelen Böke, bugün hem “sosyal demokrasinin ilkeleri” ışığında hem de “sınıf” temelli bir CHP isteyince haliyle bize “hangi sınıf bu?” diye sormak düştü.

Türkiye’de de dünyada da sosyal demokrasinin işlevinin, emperyalist kapitalist düzenin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlikleri -yine kapitalizm nezdinde- ‘kabul edilebilir’ düzeye indirerek işçi sınıfının iktidar mücadelesine karşı sermaye düzenini korumak olduğu gerçeği karşısında Böke’nin ‘sınıf’ı hangisi?

Kendisi de bir düzen partisi olan CHP için yapılan bu çağrı açıklamasında geçen ifadeler ancak emekçileri aldatma çabasının ürünü olarak kabul edilebilir.

Öte yandan açıklamanın CHP ve HDP’den ‘sol bir çıkış’ bekleyerek ömürlerini uzatan kimi siyasi çevreler için heyecan verici olabileceği de muhakkak. Ancak ülkenin ‘açık açık’ sınıfın iktidarı için mücadele veren komünistlerinin bu pembe hayalleri yutmayacağı ve ‘işine bakacağı’ da ayrıca bu kritik döneme not düşülmeli.