Hafıza-i Beşer | 18 Mayıs 2009 - Gericiliğe savaş açmış bir aydın: Türkan Saylan

Aydınlanmacı kimliği, üretkenliği, yurtsever çizgisi ile tarihe geçmiş Türkan Saylan geleceğe umut vermeye devam ediyor.

Hafıza-i Beşer | 18 Mayıs 2009 - Gericiliğe savaş açmış bir aydın: Türkan Saylan

Türkiye’de gerici hareketin önü açılırken önemli pek çok aydın ya “faili malum” cinayetlerde katledildi ya uzun yıllar cezaevlerinde tutuldu ya da itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. AKP’yi iktidara taşıyan bu sürecin son dönemeci 2000’li yılların ortalarında alındı. Cumhuriyetin tasfiye edilmesine karşı olan, gericiliğe direnen isimler Ergenekon, Balyoz gibi davalarla sindirilmek istendi. Bu isimlerden biriydi Türkan Saylan. Kanser hastalığı ile mücadele ederken, bugün FETÖ olarak adlandırılan, o dönemin iktidar ortağı Gülen Cemaati’nin ve AKP’nin saldırılarına da direndi Türkan Saylan.

ERGENEKON DAVASINDA HEDEF HALİNE GETİRİLEN BİR AYDIN

2009 yılında“Ergenekon” davasında sahte delillerle ve suçlamalarla devlete kumpas ve terör örgütü suçlaması ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri gözaltına alındı. ÇYDD’nin 90’dan fazla şubesine baskın yapıldı. Türkan Saylan’ın evine de baskın yapılmış, gözaltına alınmıştı.

ÇYDD üyeleri, Ergenekon Terör Örgütü üyeliği ile suçlanıyorlardı. Toplanan CD’lere sahte deliller eklenerek davalar açıldı. Halkın verdiği paraları, terör örgütlerine yardım yapıyor ve ülkenin aleyhine çalıştıkları söyleniyordu.
Ergenekon sürecinde dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan, ben bu işin savcısıyım ifadeleriyle süreci bizzat desteklediğini ifade etti.

Yıllarca süren davada asılsız iddialar çürütüldü ve Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan ÇYDD yöneticileri beraat etti.

Türkan Saylan’ın hedef haline getirilmesi elbette tesadüf değildi. Hayatı boyunca gericiliğin karşısında durmuş, çocukların tarikatların eline düşmemesi için çalışmalar yürütmüş olan bir aydın olarak Gülen Cemaati’nin hedefi haline geldi. Yaptığı konuşmalar, yazdığı makaleler ve verdiği konferanslarda özellikle Gülen Cemaati’nin örgütlenmesinin arz ettiği tehlikeye ve bunlara karşı mücadelenin önemine dikkat çekmişti.

EĞİTİM İÇİN SEFERBERLİK

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kurarken “Üniversite bitirmiş her kadının bu Cumhuriyet’e borcu var” diyerek yola çıkmıştı Türkan Saylan. Özellikle kız çocuklarının eğitimine önem vermiş, eğitimden yoksun pek çok kız çocuğunun eğitimini tamamlamasına katkıda bulunmuştur.

CÜZZAM HASTALIĞININ KÖKÜNÜ KAZIMAYA ANT İÇMİŞ BİR HEKİM

Türkiye’de cüzzam hastalığı konusunda pek çok ilke imza atmış bir hekimdir Türkan Saylan. Meslektaşlarının “dokunmayın” diye uyardığı cüzzamlı hastaların tedavisi için gönüllü olmuş, il il dolaşarak cüzzam vakalarını tespit etmiş ve tedavilerini takip etmiştir. İstanbul’da ilk Lepra Hastanesi’nin kuruluşuna önayak olmuştur. Güneş Umuttan Şimdi Doğar adlı kitabında cüzzamlı hastalarla ilk karşılaşmasını şöyle anlatır;

“1958 yılıydı. Bakırköy Akıl Hastanesi’ni görmeye gitmiştik. Çırılçıplak, iyileşme şansı olmayan, bakımsız, sahipsiz birçok insan parmaklıkların arkasındaydı. Cüzzamlılar pavyonuna giderken, ‘Sakın yaklaşmayın, ellerinizi değdirmeyin, uzak durun’ diye uyarıyorlardı bizi. Bu bana çok ters geldi birden. Hayvanat bahçesine mi gidiyoruz?”
Ve böylece işe koyulur, cüzzamlı hastaları tedavi etmenin yanı sıra, bu ailelerin çocuklarının eğitiminin desteklenmesi için de yoğun çaba sarf eder.

13 Aralık 1935 yılında doğduğu İstanbul’da, 18 Mayıs 2009’da hayata gözlerini yumdu. Aydınlanmacı kimliği, üretkenliği, yurtsever çizgisi ile tarihe geçmiş Türkan Saylan geleceğe umut vermeye devam ediyor.