Yavaş dön Karagül, ümmetin başı döndü!

Yavaş dön Karagül, ümmetin başı döndü!

Yavaş dön Karagül, ümmetin başı döndü!

Suriye’nin emperyalizm ve taşeronu cihatçı çeteler eliyle uğradığı işgalin miladı olan 2011’de, bu cihatçı çetelerin hamiliğine soyunan ve “Esad rejimi 15 günde devrilir” diyerek bölgesel aktör olmak için taklalar atan AKP iktidarının, dış politikada duvara toslamasının bedelini en ağır ödeyenlerden birisi hiç kuşkusuz yandaş Yeni Şafak’ın şefi İbrahim Karagül oldu. Karagül, “Oyun bitti, Esad için yolun sonuna gelindi” başlığı ile çıktığı Suriye ‘seferi’ne  “Soçi.. Bir adım atılmalı, bu savaşa son verilmeli” başlığı ile noktaladı.

Karagül’ün ümmetin başını döndüren dönüşlerini Gazete Manifesto okuyucuları için derledik.

Oyun bitti, Esad için yolun sonuna gelindi / 16 Kasım 2011, Çarşamba

Suriye yönetimi için yolun sonuna gelindi. Beşşar Esad iktidarı ve Baas rejimi ömrünü tamamladı. Benzer her rejim ve yönetim gibi, ömrünün son anlarında kan üzerinden, silah üzerinden intikam alıyor, bu tutumunun kendini kurtaracağına inanıyor, tam anlamıyla intihar ediyor.

Artık, Suriye ile savaş halindeyiz! / 18 Kasım 2011, Cuma

Ama artık savaş çizgisindeyiz. Yüzlerce kilometrelik, Türkiye”nin en uzun sınırı cephedir. Batı”nın ve İsrail”in bölgesel hesaplarıyla bu çizgi ne kadar örtüşüyor elbette ciddi bir tartışma konusu. Bugün sadece gelinen noktayı tespit etmiş olalım: İpler koptu, geri dönüş yolu kapandı. Esad yönetimi savaştan başka her çözüme kapandı. Bu tavrı da, devrilmeden başka bütün çözümleri ortadan kaldırdı.

Çok çetin bir süreç başlıyor. Şam yönetimi devrilecek. Umarız bedeli endişe ettiğimiz kadar ağır olmaz. Türkiye, Suriye ile savaş halinde. Durum bu…

Esad”ı devirme planı: Peki bunlar doğru mu? / 22 Kasım 2011, Salı

Şam yönetimi devrilecek. Belki uzun sürecek ama devrilecek. Görünen o… Daha bugünden rejim değişikliği senaryolarının ardı arkası kesilmiyor. Hangisi gerçek, bekleyip göreceğiz.

Bitti Esad, gerçekten bitti… / 02 Aralık 2011, Cuma

Libya operasyonunun ilk aşamalarında “Bitti Muammer, gerçekten bitti” demiştik. Kaddafi gitmedi, on binlerce insan öldü, ülke harabeye döndü. Aynı durum Esad için de geçerli sanki. Bitti Esad, gerçekten bitti…

Durun, daha yeni başladı! / 28 Aralık 2011, Çarşamba

Burada bize düşen, bütün coğrafyada, baskıcı rejimlere karşı duranlara destek olmak. Ancak bölge içi ya da bölge dışı oyuncuların senaryolarına da kurban gitmemek. Bu duyarlılık ve dikkate ıslarla gündemde tutmak. Sadece bugünü değil, sonrasını da düşünmek, okumaya çalışmak. Bunu yaparken baskıcı rejimlerin, hangi gerekçeyle olursa olsun, meşrulaştırılmasına izin vermemek.

 

Suriye, öfke ve dua! / 07 Şubat 2012, Salı

Türkiye, ilk kez bir ülkede toptan değişim, rejim değişikliği istiyor ve bunu kendisinden umulmadık ölçüde açıklıkla sürdürüyor. Ankara; İran”dan Lübnan”a uzanan kuşağın kendisine Ortadoğu kapılarını kapatacağına inanıyor. Suriye, değişim sonrası başkalarının kontrolüne girerse Türkiye için Ortadoğu”nun kapıları kapanacak demektir. Rejim elbette gitmeli, bu tartışılamaz bile. Ama Şam”a düşecek bombalar yüreklerimizi kanatır… Zaten kanıyor…

Esad için geri sayım mı? / 16 Mart 2012, Cuma

Suriye için yolun sonuna gelindi mi? Bu aşamadan sonra Esad”ın ya da ülkeyi elinde tutan sistemin eski haline dönmesi, istikrarı ve ülke bütünlüğünü güvenceye alması, meşruiyet sağlaması mümkün değil. Buna kendileri bile inanmıyor. Artık her geçen gün bu iktidar için bir geri sayımdır.

Türkiye Suriye”ye girecek mi? / 11 Nisan 2012, Çarşamba

Her ne olursa olsun, bu aşamadan sonra Suriye yönetiminin iktidarda kalması zor görünüyor. Ülkenin tamamına hükmetmesi imkansız. Esed ve ekibi ülkenin tamamı yerine belli çevrelere dayanarak örgütsel bir mücadele şekli benimseyecek. Bu da sistemin bir süre sonra çözüleceği, tarafların çatışmasının bu şekilde devam edeceği anlamına geliyor.

Üç ülke ve üç lider: Üçü de kaybedecek / 05 Aralık 2012, Çarşamba

Beşşar Esad kaybetti. Bugün Yeni Şafak”ta okuyacağınız haber, Suriye liderinin ülkeyi elinde tutma yerine hayatta kalma mücadelesi verdiğine işaret ediyor. Kendisini ölüm korkusunun sardığını, gitse de kalsa da öldürüleceğini düşündüğü belirtiliyor.

Öyleyse, büyük yıkımın ve acının yaşandığı Suriye”den önümüzdeki günlerde önemli haberler gelecek diye bekleyebiliriz.

Halep”ten gelen o görüntüler.. / 30 Ocak 2013, Çarşamba

Şam yönetimi Moskova-Tahran desteğiyle ayakta durmaya çalışırken Suriye kentleri üzerine daha çok ölüm gelecek. Rejimler gider, liderler devrilir. Saddam gibi, Kaddafi gibi. İktidara gelenler de bir gün değişir, yenileri gelir. Ama ortak vatanda kan davasına tutuşan insanlar, bunu kolay unutmaz. Ac ve kin unutulmaz. Toplumsal hafızadan kolay silinmez. Yüreklerin dağlandığı bir ülke oldu Suriye.

 

Suriye müdahalesinde biz nerede duracağız? / 28 Ağustos 2013, Çarşamba

Bugün Suriye”ye dış müdahale yapılacaksa, yarın bu ülke işgal edilecekse bunun tek sorumlusu Şam”daki zorbalardır. Yüz bin insanı öldürdükleri, onlarca yerleşim birimini yok ettikleri, milyonlarca insanın ülkeden kaçmasına yol açtıkları yetmedi, giderayak müdahaleyi de, işgali de ülkeye çağırdılar. Müdahaleye zemin hazırladılar. Bunu zorunlu hale getirdiler. Bir kişinin iktidarda kalması için bir ülkenin ödediği bedele bak. Peki biz nerede duracağız? Kabul edelim, seçeneksiz bırakıldık. Öyle zulümler yapıldı ki, müdahaleye hayır deme mecalimiz bile kalmadı. Şam”daki zorbaların bize ödettiği bedel de bu!

Suriye meselesinde TSK neden yok? / 24 Ocak 2014, Cuma

Suriye meselesi daha uzun yıllar Türkiye”nin öncelikli meselelerinden biri olacak. Kriz, Cenevre benzeri uluslararası toplantılarla çözülebilir olmaktan oldukça uzak görünüyor. Bir şekilde olaya müdahil olacak bir askeri seçenek gündeme gelecektir. Bugün uzak gibi görünse de işin gidişatından bu kaçınılmaz görünüyor. Türkiye için sınırın diğer tarafında istikrarlı bir bölge oluşturmak mecburiyeti doğabilir. Bu, ilk zamanlar tartışılan ama gerçekleşmeyen “tampon bölge” olabilir. Ya da Türkiye”nin güvenlik birimleri uzun sınır bölgesinde birtakım düzenlemelere girişmek zorunda kalabilir. Unutmayalım Türkiye sadece istihbarat ve yardım organizasyonlarıyla krize müdahil olmaya çalışıyor.Türk Silahlı Kuvvetleri ya da güvenlik birimleri olayın hiçbir aşamasında yok.

“Esed’siz çözümde anlaşmaya varıldı” / 30 Aralık 2014, Salı

Moskova’nın Beşşar Esed’i gözden çıkarması gibi bir durum olabilir mi? “Esed’siz bir çözüm”e ikna edilmiş olabilir mi? Bu günlerde en çok bu sorunun cevabı aranıyor. ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin de destek verebileceği böyle bir tablo, Suriye için köklü bir çözümün kapılarını aralayabilir.

Ama şundan emin olun; Çözüm Süreci’ni boşa çıkarmaya dönük sabotajların çok daha fazlası Suriye meselesindeki çözümü boşa çıkarmak için de yapılacak. Her türlü entrikayı bekleyin. Kandan beslenenler bu kadar çok olunca, en az çözüm kadar bu çevrelerle de mücadele etmek gerekecek.

Musul-Halep çizgisi: Bu da bizim haritamız / 16 Aralık 2015, Çarşamba

Son bir şeye dikkat çekeyim: Musul-Halep çizgisi Türkiye’nin geleceğini koruma çizgisidir. Bu çizgi savaş sebebidir. Bu kuşak hiçbir şekilde bölgede bir başka ülkenin inisiyatifine terkedilmeyecektir. Biz kendimizi bu çizgi üzerinden savunamazsak, işgal Anadolu’nun içlerine kadar ilerleyecektir.Biz kendi haritamızı şekillendiremezsek, bir bölge haritası çizemezsek onlar bütün bölgenin haritasını değiştirecekleri gibi Anadolu için de yeni bir harita çizeceklerdir. Öyleyse biz de bu haritayı Musul-Halep arasında çizeriz.

Türkiye Suriye’ye müdahale etmeli! / 08 Şub 2016, Pazartesi

Türkiye Suriye meselesine doğrudan müdahil olmalıdır. Buna askeri harekat da dahil. İran ve Rusya’nın gerekçeleri bu kadar zayıfken bu ülkeye girebiliyorlarsa, sınırımızın sıfır noktasını bile bombalayabiliyorlarsa, Suriye halkını Türkiye’ye kovuyorlarsa, Suriye’den Türkiye’yi de vuruyorlarsa Türkiye’nin onlardan çok daha fazla ve gerçekçi gerekçeleri vardır.

Halep’in intikamı, Doğu’nun Haçlısı, Anavatan’ı korumak.. / 14 Aralık 2016, Çarşamba

Halep’in çığlığı dünyanın bütün şehirlerini kuşatıyor, kuşatacak. Yeryüzünün bütün denizlerini, dağlarını sarıyor, saracak. Devletleri, toplumları sarsıyor, sarsacak. Zihinlerimizi, kalplerimizi, gelecek hesaplarımızı biçimlendiriyor, biçimlendirecek. Bu çığlıklar, bu kitlesel imha örnekleri, bu insanlığın dip yaptığı uygulamalar sayfa sayfa bütün kitaplara yazılacak.

Biz şehirlerin intikamını biliriz. İnsanlık tarihini şehirlerin yazdığını, hafızasının güçlü olduğunu, asla unutmadığını, ne kadar zaman geçerse geçsin zulümlerin ve acıların hesabını sorduğunu biliriz. Tarih bu örneklerle doludur. Tarih, nice şehirlerin nice imparatorlukları toprağa gömdüğüne, nice zorbayı mahvettiğine tanık olmuştur. Yine öyle olacaktır. Halep’in Haçlıları da, Halep’in Moğolları da, Halep’in Farslıları da Halep’ten çok yaşamayacak.

Ateşkes: İş Suriye olmaktan çıktı, Türkiye saldırı altında! / 30 Aralık 2016, Cuma

ABD ve Batılı müttefikleri tam da bu noktaya yatırım yapmaktadır. Suriye onların umurunda bile değildir. Bu yüzden, sadece bu tehdidi ortadan kaldırmak için bile, ateşkes ayakta kalmalı, savaşa geri adım attırılmalı, felaket diğer ülkelere yayılmadan durdurulmalıdır.

Artık bugünden itibaren Suriye’yi değil, Türkiye’yi, İran’ı, Rusya’yı ve diğer bütün bölge ülkelerini konuşuyoruz. Atılacak adımlar bu ülkelerin geleceği hesaplanarak belirlenmelidir. Suriye savaşına bakışımız da büyük oranda böyle bir yenilenmeye muhtaçtır.

Haçlı Savaşları kadar önemli: Suriye dünya savaşına dönüştü / 11 Nisan 2017, Salı

Yaşanan şey Suriye iç savaşı değildir. Rejim meselesi değildir. Demokrasi ve özgürlük meselesi olmaktan çıkmıştır. Atlantikçi güçlerle Asyalı güçlerin kavgasıdır. Suriyeli örgütler, hangi tarafta olursa olsun, bu büyük kapışmanın figüranları haline gelmiştir. Kim kazanırsa kazansın, Suriye halkı uzun süre bu ülkeye hakim olamayacaktır, ülke başkaları tarafından yönetilecektir. Eğer parçalanmazsa ülke, belki onlarca yıl kendine gelemeyecek, yeniden Suriye olamayacaktır.

Soçi.. Bir adım atılmalı, bu savaşa son verilmeli / 22 Kasım 2017, Çarşamba

Unutulmamalı ki bu zirve, Suriye ve coğrafyaya yönelik bütün dış müdahalelerin önünü kesme fırsatı içeriyor. Eğer köklü bir karar alınabilirse ABD Suriye’nin kuzeyinde barınamayacak, PKK/PYD bu bölgede hareket edemez hale gelecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani bugün Soçi’de yüzbinlerce insanın ölümüne, bir ülkenin harabeye dönmesine, batılı ülkelerin bütün coğrafyayı parçalama planlarına bir nokta koyabilir.

Bu, coğrafyamız için büyük bir zafer olacaktır.

Bu, Türkiye’ye yönelik tehditleri büyük oranda sıfırlayacaktır.