Sosyalist Düşünce Toplulukları kuruluyor!

Sosyalist Düşünce Toplulukları Türkiye genelinde kuruluş toplantılarını gerçekleştirmeye başladı.

Sosyalist Düşünce Toplulukları kuruluyor!

Sosyalist Düşünce Topluluları (SDT) Türkiye genelinde sosyalizm mücadelesini yükseltmek için yola çıkıyor.

Sosyalist Düşünce Toplulukları, gençliği doğrudan ilgilendiren sorunların ve memleket sorunlarının tartışıldığı bir oluşum niteliği taşıyor. Sosyalizmin üniversitelerde konuşup tartışıldığı ve gençliğin toplumsal olaylara kayıtsız kalmadığı bir toplam oluşturulması amaçlanıyor.

Piyasacılığın ve gericiliğin eğitimi şekillendirdiği bir Türkiye’de gençliğin geleceksizliğe itildiğinin altını çizen TKH gençliği, SDT’ye çağrı yapıyor.

SDT Eskişehir ve İzmir’de kuruluş toplantısı gerçekleştirdi

Sosyalist Düşünce Toplulukları toplantıları Eskişehir ve İzmir’de gerçekleştirildi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde yapılan “Cumhuriyet Tartışmalarının” konu alındığı ilk SDT toplantısı gerçekleştirildi. İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi, Katip Çelebi Üniversitesi ve Sosyalist Liselilerin katılımıyla İzmir Sanat Tiyatrosunda yapılan toplantı “evrim” başlığıyla gerçekleştirildi. Toplantı, KHK ile üniversitelerden uzaklaştırılan akademisyen İzge Günal’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

İstanbul’da birçok üniversitede daha gerçekleştirilecek olan SDT toplantıları; 7 Aralık’ta İstanbul Üniversitesi’nde, 8 Aralık’ta ise Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.

TKH Gençliği’nin Sosyalist Düşünce Toplulukları için yaptığı çağrı ise şöyle;

YENİ BİR SOSYALİST GENÇLİK KUŞAĞI YEŞERTECEĞİZ!

1917 Ekim Devrimi’nin 100. yılının içerisindeyiz. Bizler bugünden 100 yıl öncesine bakarken “Buz kırılmış, yol açılmış ve gösterilmiştir!” demekteyiz. Fabrikaların, toprakların, tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarının toplumun bütününe ait olduğu, herkesin eşit ve özgür olarak insanca bir yaşam sürebildiği, insanca koşullarda barınabildiği, parasız eğitim ve sağlık hakkına sahip olduğu bir düzenin hayal olmadığı Ekim Devrimi ile ispatlandı.

İnsanlığın sosyalizme ve komünist topluma doğru tarihsel ilerleyişi sürmektedir, biliyoruz. Eşitlik ve özgürlüğe, sömürünün yeryüzünden silineceği bir düzene doğru dev adımların atıldığı 20. yüzyılın, bu doğrultudaki beklentinin tersine koyu bir karanlıkla son bulması, bu gerçeği değiştirmiyor. 21. yüzyılın ilk yıllarına da damga vuran bu koyu karanlık mutlaka aşılacak ve insanlık kendisini büyük bir yıkıma götüren kapitalist barbarlıktan kurtulacaktır.

Ülkemizin içinde bulunduğu koşullar bütün gerçekliği ile ortadadır. 1923 Cumhuriyeti, kapitalist yapılanmayla burjuva sınıfı tarafından adım adım bitirilmiş, Cumhuriyet’in kazanımları yağmalanmış, bütün değerlerine ihanet edilmiş, ülkemiz emperyalizmin talanına ve askeri güçlerine açılmış, sola karşı gerici siyaset desteklenirken, AKP iktidarının yolu yapılarak bugüne gelinmiştir. Bugün yaşadığımız tablo budur. Geriye dönüş yoktur, bugün bu tablonun değişebilmesinin tek koşulu, bu gerici rejimin yıkılması ve yeni bir düzenin kurulmasıdır. Kurtuluş yalnızca sosyalist bir cumhuriyettedir.

Gençlik, bu tabloda memlekete karşı sorumluluk hissetmelidir. Bugün bilimsel düşüncenin ve üretimin merkezleri olması gereken üniversiteler gericilikle ve piyasacılıkla kuşatılmıştır. Akademideki ilerici unsurlar tasfiye edilmekte, üniversitelerde bilimsel, kültürel, sanatsal ve siyasal üretimler tümüyle engellenmek istenmektedir.
İsteniyor ki, gençlik düşünmesin, sorgulamasın, çağ dışı dogmalar ile yaşasın, üretmek yerine yalnızca tüketsin… Sermaye bunları istemektedir, çünkü geleceği çalınan gençlik eğer düşünür, sorgular, üretirse ‘’sakıncalı düşünceler’’ edinebilir. Gençliğe, yalnızca geleceksizlik vaat eden, ona yalnızca asalak patron sınıfına nitelikli ucuz emek gücü olarak bakan, sömürüyü sorgulamaması için gerici-liberal ideolojiyi sahiplenmesini isteyen bu düzene gençlik boyun eğmemelidir. Bu düzende biz emekçi çocuklarının geleceği yoktur.
Sermaye düzeninin en büyük korkusu gençliğin yalnızca ‘’sakıncalı düşünceler’’ edinmesi değildir. Esas korkusu bu “sakıncalı düşünceler” etrafında yan yana gelmesi, okuması, yazması, çizmesi, üretmesi ve mücadele etmesidir.

Bugün üniversitelerde sosyalizm mücadelesi geriye düşmüştür. Sosyalizm bayrağı yeniden yükseltilmelidir. Üniversitelerde kaybedilen mevzilere karşı ileri bir sıçrama yapmak için mücadele etmeye, bizimle okumaya, tartışmaya, üretmeye çağırıyoruz. Aydınlanmak, aydınlatmak, kitaba, bilime, sanata sahip çıkmaya çağırıyoruz. Yaratmak istedikleri dindar ve kindar nesle karşı sosyalist, aydınlanmacı bir genç kuşak yetişmelidir. Bu kuşağın yetişmesi, geleceğin değişmesidir.
Hayatı ve geleceği değiştirmek için tüm ilerici gençliği üniversitelerde Sosyalist Düşünce Topluluğu kurmaya ve örgütlemeye davet ediyoruz. Sosyalizm düşüncesi, yeni bir kuşak ile mutlaka ete kemiğe bürünecektir.

Bu inanç ile, Ekim Devrimi’nin 100.yılında Sosyalizm düşüncesini memlekette yeniden yeşertmek için üniversitelerde üretmeye! Sosyalist Düşünce Topluluğu’na!

TKH Gençliği
28 Kasım 2017