Korkut Boratav: Başkanlık ile birlikte hedeflenen rejimi inşa süreci başlayacaktır

Korkut Boratav "Başkanlık Anayasası" gündemini gazetemiz için değerlendirdi.

Korkut Boratav: Başkanlık ile birlikte hedeflenen rejimi inşa süreci başlayacaktır

AKP ve MHP ittifakı ile Meclis’e getirilen “Başkanlık Anayasası” teklifinin maddelerinin ilk tur oylamaları sona erdi. Önümüzdeki Çarşamba gününden itibaren Meclis’te ikinci tur oylamaların yapılması beklenirken, toplumda da Başkanlık sistemi canlı bir şekilde tartışılmaya başlandı.

Konu ile ilgili Gazete Manifesto olarak görüşler almaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ender Helvacıoğluİlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nuray Yenil ve Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu‘nun görüşlerine yer vermiştik.

Bugün de hocaların hocası iktisat profesörü Korkut Boratav gazetemiz okurlarına “Başkanlık Anayasası”nı değerlendirdi.

Boratav “Başkanlık Anayasası” ile ilgili şunları ifade etti:

G.M.: AKP Başkanlık Anayasası ile birlikte Türkiye’yi nereye taşımaya çalışıyor? Bu duruma karşı nasıl bir mücadele izlenmeli?

K.B.: Başkanlık ile birlikte, referandum kampanyası ile sınırlı “dünyaya meydan okuma” söylemi hızla terk edilecek; hedeflenen rejimi inşa süreci başlayacaktır. Bu da, finans kapital ve Batı ittifakları ile barışık, emeğe karşı sermayenin programını ödünsüz yürüten bir İslamcı faşizmdir.

Referandum aşamasına girildiğinde, cumhuriyetçi blok, muhalefetin potansiyel kitle tabanını oluşturacaktır. Bu blok, birbiriyle uzlaşamayan sağ ve sol uçlar içerir ve aslında bir hayli geniştir; kalabalıktır. Bir uçta dindar, sert milliyetçi çevreleri, ortada liberalleri, sol uçta aydınlanmacı, demokrat, sosyalizmle barışık kitleleri kapsayan bir yelpazeyi kastediyorum. Potansiyel olarak siyasî İslamcı kesimden, AKP blokundan daha geniştir.

Muhalefet platformu, bu uçları ayıran temaları, konuları  kampanya dışında tutabilirse başarı kazanabilir. Sosyalist, devrimci, radikal-demokrat akımların muhalefete katılması büyük önem taşır. Bu akımlar, kendilerini yakın komşularından ve cumhuriyetçi bloktan ayıran temaları, programları dışlayan; sadece referandumun ortaya koyduğu temel seçenek üzerinde odaklanmayı öngören bir muhalefet çizgisi oluşturacak siyasî olgunluğu taşırlar.

Bunu başararak kitle çalışmalarında deneyimli kadrolarıyla referandum kampanyasında   cumhuriyetçi blokla birleşebilirlerse, etkili bir muhalefet oluşabilecektir. Tümünü kapsamamakla birlikte cumhuriyetçi blokun göbeğinde yer alan CHP, doğal olarak bu kampanyada büyük önem taşıyacaktır.