Kudüs bahane... Sağcılık Amerikancılıktır!

Dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de sağcıların, gericilerin ve dincilerin emperyalizm yandaşı olduğu su götürmez bir gerçek. Öncelikle bu durumun sadece ülkemize has bir durum olmadığı bilinmeli. Bununla birlikte solun içinden bazı kesimlerin zamanla Amerikancı çizgiye geldiğini ya da toplumsal alanda ara ara sol gibi görünen sosyal demokrasinin de emperyalizme kafa tutma gibi bir... View Article

Dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de sağcıların, gericilerin ve dincilerin emperyalizm yandaşı olduğu su götürmez bir gerçek. Öncelikle bu durumun sadece ülkemize has bir durum olmadığı bilinmeli.

Bununla birlikte solun içinden bazı kesimlerin zamanla Amerikancı çizgiye geldiğini ya da toplumsal alanda ara ara sol gibi görünen sosyal demokrasinin de emperyalizme kafa tutma gibi bir yaklaşımının olmadığını iyi biliyoruz. Bu yazıda konumuz bunlar değil.

Bugün, esas olarak sağcıların Amerikancılığını ortaya koymak ve bugün yaptıkları riyakarlığa işaret etmek durumundayız.

Kökleri nerede diye sorarsanız, Osmanlı’ya kadar işaret etmek gerekir. Yıkılış döneminde Anadolu topraklarını emperyalizme açan Osmanlı padişahları sonuçta kurtuluşu kendilerini İngiltere’nin kollarına atmakta bulmuştu.

O zamanın İngilizcileri’nin yerini bugünün Amerikancıları aldı. Aslında aralarında bir fark yok, emperyalizme uşaklıkta özel bir tercihleri de yok. Bugün Amerika, dün İngiltere, yarın Almanya… Ya da hepsi bir arada.

Ama ülkemiz sağcılığının ve dinciliğinin Amerikanseverliğini ortaya koyacaksak tarihteki çok eski örneklere gitmeye de gerek bulunmuyor. AKP iktidarı dönemi zaten bunların hepsi açısından büyük bir laboratuar olarak görülmeli.

10 Aralık 2002 tarihinde ABD’den icazet alan bir Tayyip Erdoğan’ın o dönem siyasi yasaklı olduğu hatırlanacaktır. Abdullah Gül başbakan olmasına rağmen ABD Başkanı George W. Bush tarafından görüşülen Erdoğan üzerinden Ankara’ya “Erdoğan’a başbakanlık yolunu açın”, AB’ye “Türkiye’ye müzakere tarihi verin”, İslam ülkelerine ise “Müslüman demokrat olun” mesajı vermişti.

Sağcılar AKP’nin önderliğinde o tarihten sonra gaza bastılar. Yanlarına liberalleri ve kimi zaman sosyal demokratları da aldılar. AKP’nin tüm tarihi emperyalizme hizmetlerle dolu bir tarihtir.

Irak’ın işgaline 8,5 milyar dolar karşılığında verilmek istenen destek, Türk askerinin Irak’a savaşmaya gönderilmesi, bunların altına imza atmaya çalıştığı bir olaydı. Aynen Kore Savaşı’nda olduğu gibi.

Uzakdoğu’daki Amerikan çıkarlarından geriye o dönemin sağcılarının Amerikancılıkları ve Kore Savaşı’ndan kalan sahte anılar kaldı. Bunları unutmayalım.

Bugün Kudüs gündemi üzerinden Siyonizme ve Amerikancılığa göstermelik olarak kafa tutan ülkemiz sağcılarının geçmişini de unutmayalım. Türkiye sağının ideolojik babası Necip Fazıl’ın Amerikancılığını alın, 6. filonun önünde secde edenlere ekleyin, Özal’ın işbirlikçiliği ile Erdoğan’ın sahte kabadayılığını birleştirin… Alın size Türkiye sağı…

NATO ve ABD’nin kararları doğrultusunda Afganistan’a, Somali’ye ve Lübnan’a asker gönderilmesinin arkasında hep AKP iktidarı ve yandaşlar vardı.

Aynen bugün Katar’a asker gönderilmesi gibi. Bunun, istedikleri kadar ABD’ye rağmen olduğunu savunsunlar, inandırıcı olmadığı belli. Amacın İran’ın kuşatılması ve bu çerçevede Türkiye’ye yeni roller biçilmesi olduğu ise açık.

Bu yüzden AKP’nin bugün yaptığı sahte şovlara çok inanmamak gerekiyor. Nasıl ki, geçmişte İsrail’e karşı gibi görünüp her türlü ekonomik-siyasi ilişkiyi derinleştirdilerse benzeri bugün de geçerlidir.

Ne Türkiye sermaye sınıfı, ne Türkiye’de kapitalist devlet, ne de gerici AKP iktidarı NATO üyeliğini sorgulayamaz, emperyalizmin dünya üzerindeki ekonomik, siyasi yönelimlerine kafa tutamaz.

Bunların hiçbiri ABD’nin Ortadoğu politikalarında Türkiye’ye verilen rolleri değiştirmeye yeltenemez. Ancak pazarlık yaparlar. Biraz daha fazla rol kapmaya çalışırlar. Irkçılık, mezhepçilik ve halk düşmanlığı temel karakterleridir. Bunları pazarlamaya çalışırlar.

Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığı da, ılımlı islam da, müslüman demokrat kimlik de hepsi Amerikan menşelidir.

Kıyafetler ABD’de dikilmiş, ülkemizdeki her türden sağcı ve işbirlikçinin üzerine giydirilmiştir. Sağcılar Amerikan bezinden yapılan bu elbiseleri çok sevmiştir.

O yüzden ABD’ye karşıymış gibi rol kesenlere inanmayın. Türkiye’yi bugünlere getiren sağcılardan anti-emperyalist çıkmaz, onlardan yurtsever falan olmaz.

Olsa olsa işbirlikçi olur…

Pek yakında izlenecek filmin konusu da budur!