Dünden bugüne Katalonya

Taylan Yılmaz, 1 Ekim'de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu vesilesiyle dünya gündemine oturan Katalonya ile ilgili bir mercek yazısı kaleme aldı.

Dünden bugüne Katalonya

“Hem Katalan halkının hem de İspanyol halkının yapması gereken şey, Katalan ve İspanyol burjuvazisine karşı, sorunun merkezine sermaye düzeni alınarak sınıf eksenli ortak bir mücadele hattının kurulmasıdır.”

Taylan Yılmaz

İspanya’nın İber Yarımadası’nın kuzeydoğusunda, Barselona, Girona, LIeida ve Tarragona şehirlerinden oluşan, yaklaşık 7.5 milyon nüfusa sahip bir özerk bölge Katalonya. Katalonya’nın bölgede oldukça köklü bir tarihi olmakla beraber, bağımsızlık tartışması yeni değil; tarihsel olarak 1700’lü yıllarda Kral 5. Felipe döneminden başlayarak, 1930’lu yıllarda faşist General Franco döneminde gerçekleşen İç Savaş’a dayanan ve günümüze kadar süregelen, siyasal, ekonomik ve politik bir çok etkeni barındıran bir başlık.

Yakın geçmişte yaşanan gelişmeler

2006 yılında Katalonya’da bir referandum gerçekleştirildi. Bu referandumda Katalonya’ya daha fazla özerklik verilmesi oylandı. Referandum sonucunda Katalonya yeni özerklik statüsü ile özerkliğini daha da genişletti. Yine aynı yıl, Katalonya Özerk Yönetimi vergi gelirlerinin kullanımında daha fazla söz sahibi olmayı, limanlar ve havalimanlarının üzerindeki kontrollerini arttırdı.

2014 yılında ise Katalonya’da yeni bir referandum daha yapıldı. Bu referanduma katılım yüzde 37 civarlarında seyrederken, seçmenlerin yüzde 80’i Katalonya’nın bağımsızlığı yönünde oy kullandı. Referandum, İspanya Anayasa Mahkemesi tarafından yasadışı ilan edilerek iptal edildi ve  dönemin Katalan yönetimi 5 milyon avroluk para cezasına çarptırıldı.

2016’da göreve gelen Katalonya Özerk Yönetim Başkanı Carles Puigdemont, göreve geldiği ilk günden beri referandum yapılmasını ve Katalonya’nın İspanya’dan ayrılması gerektiğini savunuyor.

30 Mayıs 2017’de bir araya gelen Katalan yetkililer, 1 Ekim günü Katalonya’nın bağımsızlığı için bir referandum gerçekleştirmeyi kararlaştırdı. Böylelikle referandum gerginliği “resmi” olarak başlamış oldu. İspanyol hükümeti ise referandumun yasadışı olduğunu ve gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek bu karara karşı çıktı. Katalonya’da bağımsızlık referandumunu destekleyen yaklaşık 40 bin kişi Haziran ayında yürüyüş düzenledi. İspanyol meclisinde Katalonya’nın bağımsızlığı için yapılan oylamada meclisteki 350 milletvekilinin 250’si hayır oyu kullandı. Başbakan Mariano Rajoy’un liderliğindeki Halk Partisi (PP)’nin yanı sıra Sosyalist Parti (PSOE) ve liberal Ciudadanos üyeleri, referandum karşıtı oy verdi. Syriza’nın İspanya’daki kardeş partisi, “radikal demokrat” PODEMOS ile bölgesel partilerin üyelerinden oluşan 92 milletvekili ise ‘evet’ oyu kullandı. Bu arada Katalonya’da bağımsızlık referandumu hazırlık komitesinden yetkililer, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) 25 Eylül’de gerçekleşen “bağımsızlık” referandumu ile “dayanışma” duygularını ilettiler.

1 Ekim tarihine doğru yaklaşırken İspanyol hükümeti ile Katalan yetkililer arasında artan gerilim, 20 Eylül tarihinde İspanyol polisinin Katalan hükümetine ait bakanlıklara baskın düzenlemesi ve Katalan yetkilileri gözaltına almasıyla beraber zirveye ulaştı. 700’den fazla Katalan yönetici hakkında soruşturma başlatıldı. Referanduma ait afişler, bildiriler, referandum günü kullanılmak üzere hazırlanan pusulalar ve zarflar toplatıldı. İspanyol hükümetinin bu saldırılarının ardından başta üniversite öğrencileri ve gençler olmak üzere Katalanlar sokaklara indi ve üniversite işgalleri gerçekleştirildi. Bu gelişmelerin ardından Katalan polisinin İspanyol askeri polisinin (Guardia Civil) emri altına alındığını bildirildi.

Katalonya’da bağımsızlığa karşı Madrid’de düzenlenen gösteri. Göstericiler, Franco selamı yapıyor.

Üç gün önce, yani bağımsızlık referandumunun gerçekleştirildiği 1 Ekim tarihinde Katalanlar sabahın ilk ışıklarıyla beraber oy kullanmaya gitti. Beklendiği üzere İspanyol polisi tarafından referandumu engellemeye yönelik yoğun saldırılar gerçekleştirildi. Barselona Belediye Başkanı’nın yaptığı açıklamaya göre polis saldırıları sonucunda 844 kişi yaralandı. Polis saldırılarının gerçekleştiği sırada Madrid’te de bağımsızlık karşıtı gösteriler gerçekleştirildi. Bu gösteriler sırasında İspanyol faşizmine ait marşlar söylenmesi ve faşist General Franco’nun selamının yapılması da önemli bir detay olarak görülmeli. İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, bugün Katalonya’da gerçekleştirilen referanduma ilişkin, Katalonya’da bir bağımsızlık referandumu gerçekleşmediğini söylerken, Katalonya Özerk Yönetim Hükümeti Başkanı Puigdemont bu referandum sonucunda Katalonya’nın bağımsızlık hakkını kazandığını ve meselenin artık bir iç mesele değil, Avrupa meselesi olduğunu belirtti.

1 Ekim’e uzanan bağımsızlık referandumuna dair güncel gelişmeler bu şekilde.

Katalonya’da sorunun tarihsel kökenleri

1714 yılında İspanyol kralı 5.Felipe tarafından işgal edildikten sonra Katalonya Parlamentosu (Generalitad) dağıtıldı, Katalanca konuşmak yasaklandı. Ancak bölgede köklü bir kültürel geçmişe sahip olan Katalanlar varlığını sürdürdü.

1901 yılına gelindiğinde ilk Katalan partisi Liga Regionalista kuruldu. Sağ ideolojiye sahip bu partide Katalan milliyetçileri, muhafazakarlar ve monarşi yanlıları bulunuyordu.

1931 yılında İspanya’da gerçekleştirilen yerel seçimler, sosyalistler ve sol partilerin lehine sonuçlandı. Katalonya Cumhuriyetçi Sol Partisi’nin seçimde galip gelmesinden sonra Katalan lider Francesc Macià, Katalonya Cumhuriyeti’ni ilan etti. Böylelikle Katalanlar ilk defa özerklik statüsüne kavuşmuş oldular. 1931 yılından, 1939 yılında Franco’nun başlattığı ayaklanmaya kadar geçen süreç İkinci Cumhuriyet olarak adlandırılmakta.

1936 yılında faşist General Franco’nun ve komutasındaki bir grup askerin İkinci Cumhuriyet’i tanımaması ile başlayan İspanya İç Savaşı’nda Katalanların rolü büyük olmakla beraber, başkent Barselona Cumhuriyetçilerin kalesi konumundaydı. Madrid ise faşist Franco yönetiminin merkezi konumundaydı. Ayrıca Sovyetler Birliği İspanya’da Cumhuriyetçilere yardım ederken, İtalya ve Almanya ise Franco’ya yardım ediyordu.

Katalonya’nın başkenti Barselona’da Franco karşıtı yürüyüş düzenleyen Katalanlar

Cumhuriyetçilerin savaşı kaybetmesinin ardından Katalanlar özerklik statüsünü kaybetti. Katalan toplumu Franco döneminde ciddi baskılara maruz kalırken Katalanca yasakladı.

Franco’nun 1975 yılında ölümünün ardından 1978’da yapılan yeni bir anayasa ile Katalonya’ya yeniden özerklik statüsü verildi. Katalanca yasağı kaldırıldı.

Katalan ekonomisi ve İspanya

Halihazırda özerk bir yönetime sahip olan Katalanların İspanya’dan ayrılmak istemesinin başında ekonomik nedenler geliyor. Bu nedenden dolayı bazı burjuva ekonomistleri tarafından Katalonya’nın bağımsızlığı meselesinin İspanya’nın ekonomisine zarar verdiği sık sık dile getiriliyor.

Katalonya Özerk Bölgesi’ne ait bazı ekonomik veriler şöyle;

Katalonya Özerk Bölgesi, İspanya nüfusunun yüzde 16’sını oluştururken, bölgesel olarak ihracatın ve turizmin yüzde 25’ine sahip. Sadece Barselona şehri 2016 yılında 9 milyondan fazla turist ağırladı. Ayrıca Katalonya, İspanya’nın toplam turistik konaklama yerlerinin yüzde 22.2’sini barındırıyor.

Katalonya Kamu Diplomasisi Konseyi’ne göre 2013 yılı bölgesel ekonomik değeri 203.62 milyar Euro. Bu rakam, İspanya’nın 2013 yılındaki 1.044 trilyon euro’luk GSYH’sinin yüzde 20’sini oluşturuyor.

Aynı zamanda Katalonya, İspanya’da bir çok sektöre ait endüstrinin ve orta ve küçük ölçekli olmak üzere bir çok fabrikanın bulunduğu bir bölge. Net olarak Katalonya’ya özgü bir ürün öne çıkmasa da, yan sektörler belirli bir gelişkinliğe sahip durumda.

Katalonya Ekonomi ve Rekabet Bakanlığı’na göre, 2016 yılında Katalonya bölgesine yapılan yabancı yatırım 4,857 milyar Euro.

(Görsel 1.1) Katalonya Özerk Bölgesi ve İspanya’da toplam borç miktarı

Kapitalizmin eseri olan 2008 ekonomik krizinde İspanya’nın ciddi ekonomik sorunlar yaşamasının ardından Katalonya’da bağımsızlık talebinin yükselişe geçmesi de oldukça önemli bir bilgi olarak not edilmeli. İspanya’ya göre, Katalonya Özerk Bölgesi’nin hem gelir yüzeyi yüksek, hem de borç miktarı oldukça düşük. (Görsel 1.1) Ayrıca, 2016 verilerine göre Katalonya’da kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla 29,996 Euro iken bu rakam İspanya’da 25,000 Euro. Katalan burjuvazisi ve zenginlerinin ayrılık talebinin temeli de buraya oturuyor.

AB, Katalonya’nın bağımsızlığı konusunda sürekli olarak yorum yapmaktan kaçınsa da, Katalan yönetimi tarafından 1 Ekim referandumunun AB tarafından tanınması talep edildi. Aynı zamanda 1 Ekim gecesi referandum sonrası Katalonya Özerk Yönetim Hükümeti Başkanı Puigdemont’un Katalonya’nın artık bir iç mesele değil, Avrupa meselesi olduğunu belirtmesi önemli bir nokta. Katalan burjuvazisinin AB ile yakın ilişki kurmak istediği aşikar. Zira Katalonya’nın ihracatının yüzde 65,8’ini AB oluşturuyor.

AB kanadından gelen açıklama ise Katalan burjuvazisi için pek iç açıcı değil. Avrupa Komisyonu Baş Sözcüsü Margaritis Schinas, Katalonya’nın hala bir iç mesele olduğunu belirterek, gerçekleştirilen referandumun “yasadışı” olduğunu ve eğer Katalonya bağımsız olursa AB’nin dışında olacağını belirtti. AB Baş Sözcüsü’nün İspanyol hükümeti ile aynı noktayı vurguluyor oluşu önemli, AB’nin henüz Katalonya’yı İspanya’dan daha önemli bir aktör olarak görmediğini ve tercihini bu yönde yapmayacağını gösteriyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Yardımcısı “ayrılıkçılığın” çözüm olmadığını belirtti. Emperyalist-kapitalist sistem içerisinde önemli bir konuma sahip olan Bu noktada Almanya’nın meseleye yaklaşımı da AB’den farklı değil.

Konu İspanya ve Katalonya olunca, Bask Bölgesi başlığının da gündeme gelmesi kaçınılmaz.

Bask Bölgesi, İspanya’nın kuzeyinde, 2 milyondan fazla nüfusa sahip özerk bir bölge. Özerklik statüsünü 1978 yılında Franco öldükten sonra yapılan anayasa ile sağladı. Katalonya’nın bağımsızlığı meselesi onları da etkiliyor. Katalan Özerk Bölgesi ile Bask Bölgesi’nin ortak ve farklı bir kaç yönü var. Katalonya’nın İspanyol ekonomisine toplam katkısı yüzde 20 civarında seyrederken, Bask bölgesinin katkısı yüzde 6 civarında. Bask bölgesinde kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla 32,500 euro. Bu rakam İspanya’nın ve Katalonya Özerk Bölgesi’nin üzerinde. 2013 yılında Bask Bölgesi’nde işsizlik oranı yüzde 16,3 iken, İspanya’da bu rakam yüzde 25,73 idi. Hem Bask Bölgesi hem de Katalonya Özerk Bölgesi İspanya’nın en zengin bölgeleri durumundalar ve köklü bir bağımsızlık geçmişine sahipler. 1959 yılından beri Bask ülkesi için savaşan, 2011 yılında tek taraflı ateşkes ilan eden ve silah bırakan Bask Yurdu ve Özgürlük (ETA) gerçeği var Bask Bölgesinde.

2008 yılında Bask Milliyetçi Partisi (PNV), bağımsızlık referandumu için bir girişimde bulundu ancak Katalonya’daki gibi güçlü bir iddia ortaya çıkmadı. Bu durumda, artık bağımsızlık fikrinin Bask Bölgesinde toplumsal desteğinin azalmış olması da önemli bir faktör. Bu yaz Bilbao Üniversitesi tarafından yapılan ankete göre katılımcıların yalnızca yüzde 16,9’u Baskların ayrı bir ülke kurmasını istiyor. Yakın geçmişte ETA’nın yürüttüğü silahlı mücadele büyük etken. Bask halkı, bağımsızlık talebinin bölgede yeniden savaşı körükleyeceğini düşünüyor. Madrid yönetimi ile aralarındaki ilişkinin yeterince iyi olduğunu düşünen Bask halkı, bağımsızlık fikrinden ziyade, özerk bir bölge olarak devam edilmesi fikrini destekliyor. İspanya’da özerk bölgeler arasında en geniş yetkilere sahip olan bölge Bask Bölgesi. Basklar kendi vergilendirme sistemine dahi sahip durumdalar.

Sonuç yerine

Tarihsel olarak bölgede yaşayan Katalan halkı, Franco döneminde büyük baskılar ve acılar yaşadı. Bugün İspanya hükümetinin Katalan halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırılar da İspanyol burjuvazisinin Franco döneminin ardından “demokrasi” maskesiyle gizlediği asıl sınıf karakterini gözler önüne seriyor. Ancak İspanyol burjuvazisinin Katalan halkına ve emekçilerine saldırması, hem Katalan toplumunda hem de İspanyol toplumunda milliyetçi histerilerin yükselişini körüklüyor. Madrid’de gerçekleştirilen, faşist marşların çaldığı, Franco selamının yapıldığı gösteriler buna örnek verilebilir. Bağımsızlık gündemi üzerinden Katalan halkının geçmişten beri yaşadığı acıları kullanan Katalan burjuvazisi, Katalan halkının ve emekçilerini değil, kendi kapitalist çıkarlarını temsil ediyor. Katalan’ların İspanya’dan ayrılıp yeni bir devlet kurması, tıpkı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde gerçekleşen referandum örneğinde olduğu gibi sınıf mücadelesi açısından ilerletici bir gündem oluşturmuyor. Bu sebeple hem Katalan halkının hem de İspanyol halkının yapması gereken şey, Katalan ve İspanyol burjuvazisine karşı, sorunun merkezine sermaye düzeni alınarak sınıf eksenli ortak bir mücadele hattının kurulmasıdır.

Kaynakça

https://www.cnbc.com/2015/10/05/catalonia-is-critical-contributor-to-spains-economy.html
* http://catalonia.com/en/catalonia-barcelona/catalonia-barcelona/Catalonia-facts-figures.jsp
http://www.bbc.co.uk/news/world-europe-20345071
https://www.theguardian.com/commentisfree/2012/nov/22/economics-catalan-independence-dont-add-up
http://www.coleconomistes.cat/pdf/the.economy.of.catalonia.pdf
https://ec.europa.eu/growth/tools-databases/regional-innovation-monitor/base-profile/catalonia
http://www.politico.eu/article/brussels-says-catalan-referendum-was-not-legal/
https://www.reuters.com/article/us-spain-politics-germany/germany-on-catalonia-independence-vote-separatism-doesnt-solve-problems-idUSKCN1C711Y
https://www.cnbc.com/2017/09/21/heres-how-bad-economically-a-spain-catalonia-split-could-really-be.html
http://www.catalonia.com/en/catalonia-barcelona/diverse-open-dynamic/international-trade.jsp
https://www.statista.com/statistics/327120/gdp-per-capita-in-catalonia-spain-and-eurozone/
* https://www.theguardian.com/world/2011/apr/01/spain-catalonia-independence
* https://www.csmonitor.com/World/Europe/2017/0929/In-Spain-Catalans-try-independence-path-that-Basques-feared-to-tread
* http://www.democraticunion.eu/2014/05/economic-exception-basque-country/
* https://ec.europa.eu/growth/tools-databases/regional-innovation-monitor/base-profile/basque-country

 

 

http://gazetemanifesto.com/2017/10/02/katalonya-hukumeti-bagimsiz-bir-devlet-kurma-hakkini-elde-ettik/