AKP'nin 'Atatürk' aşkı nereden çıktı?

2019 seçimleri önce AKP cenahında 'Atatürk vurgulu mesajların artması dikkat çekti.

AKP'nin 'Atatürk' aşkı nereden çıktı?

Başta AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP cenahının son dönemde Mustafa Kemal’i anarken, ‘Atatürk’ soyadına vurgu yapmaya da özen göstererek yaptığı konuşmalarının arkasından 2019 seçimleri için yatırım hamlesi çıktı.

AKP’nin yayın organlarından Sabah‘ın yazarı Mahmut Övür, konu ile köşe yazısında Erdoğan’ın 2019 başkanlık seçimleri öncesi partisi için ortaya koyduğu “en az yüzde 50 artı 1” hedefini hatırlatıp, partide bir yeni bir siyaset dili ihtiyacı doğduğunu belirtti. Yandaş yazar, bu dilde sihirli sözcük olarak da “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün yer aldığına dikkat çekerek, Erdoğan’ın dünkü 29 Ekim mesajını ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Antalya Uluslararası Film Festivali’ni Atatürk’e ithaf etmesini bu kararın örneği olarak gösterdi.

İktidarda olduğu son 15 yılda ülkeyi tam yol gericiliğe, piyasacılığa ve emperyalizmin operasyonlarına açarak 1923 Türkiyesi’nden ve Cumhuriyet’ten eser bırakmayan AKP’de 2019’dan sonra da bu misyonunu devam ettirmek için ‘Atatürk hassasiyeti’nin birden ortaya çıkması, karanlık sicilini unutturmaya ve ülkeye karşı işlediği suçların üzerini örtmeye yeteceğini sanması açısından oldukça gülünç bulundu.

Övür’ün ‘Atatürk ve toplumsal uzlaşma” başlıklı yazısında o bölüm şöyle:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin başına geçtikten sonra iki önemli mesaj verdi. İlki yeni siyasal sistemle ilgiliydi; “Yüzde 50 artı 1’i almak için artık toplumun yüzde yüzünü kucaklamalıyız.”

Bunun için de AK Parti’nin kendini yenilemesi ve yeni bir siyaset diline ihtiyacı vardı. Yenilenme çalışmalarını hem teşkilatlarda, hem de yerel yönetimlerde belediye başkanlarının tartışma yaratan istifalarıyla görüyoruz.
Ama değişimin en önemli göstergesi siyaset diliydi. Bunun ilk işaretlerini de Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhuriyetin değerleriyle ilgili çıkışıyla verdi. Sihirli sözcük “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”tü…

Son dönemde özellikle “Atatürk” vurgusu dikkatlerden kaçmadı ve ilgiyle karşılandı. Dün de yayınladığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajında bir kez daha yineledi:
“Bin yıldır aziz vatan topraklarının müdafaası için bir gonca gül gibi toprağa düşen kahraman şehitlerimize Yüce Mevla’dan rahmet ve mağfiret diliyorum. Başta Cumhuriyetimizin banisi, Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm gazilerimizi de rahmetle, tazimle yad ediyorum.”
Bu yaklaşımın, sokakta, özellikle de cumhuriyet değerleriyle kendilerini özdeşleştiren sosyolojide pozitif bir etki yarattığı çok açık. Önceki gece Antalya Uluslararası Film Festivali’nde bu gerçeğe bir kez daha tanık oldum. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel yaptığı açılış konuşmasında, Antalya’daki büyük değişimi, yatırımları ve Antalya’nın nasıl bir dünya şehri olduğunu rakamlarla anlatırken, sözleri ara ara alkışlarla kesiliyordu.

Ama konuşmanın sonunda söylediği şu sözler bir başka alkışlandı:
“Festivalimizi geçen yıl 15 Temmuz şehitlerine ithaf etmiştik. Bu töreni de ben cumhuriyetimizin kurucularına, Mustafa Kemal Atatürk’e ithaf etmek istiyorum.”
O an dönüp salona baktım. Karşımda, derin veya yakın tarihe ait bütün değerlere sahip çıkmak isteyen, değerlerle ilgili bir kavgayı, gerilimi istemeyen bir toplum vardı. Bu siyasete en net mesajdı. Toplum artık değerler üzerinden bir kavga istemiyor ve yoruldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bu talebi hem de ülkeye yönelik kirli kuşatmayı gördüğü için yeni bir siyaset diliyle ortak bir noktada buluşmanın, yeni bir toplumsal sentezin yolunu açma arayışı içinde… Bu çaba AK Parti’de ve bürokrasideki değişimin tamamlanmasıyla daha da hızlanacak. Ancak tamamen bitmesi için başta CHP olmak üzere diğer siyasi muhatapların da toplumdaki bu talebi görüp değişmesi gerekiyor. Onlar hala sert ve ötekileştirici bir dil kullanmayı sürdürüyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 15 Temmuz’la ilgili… Onlar değişmezse er veya geç toplum onları “sandıkta” değiştirecek.