Bu ayıptan hepiniz sorumlusunuz

Metin Kurt’un siyaset ve futbol denklemine ilişkin kullanmış olduğu “siyaset futbolun baba ocağıdır” tezi, dün Başakşehir-Amedspor maçında yaşananlar ile bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bilindiği gibi Başakşehir futbolcusu Semih Şentürk uzatmalarda attığı golün ardından Amedspor tribünlerine asker selamı gönderdi. Askerliğini bile yapmayan Şentürk’ün bu selamı haklı tepkiler ile karşılanırken, konu tüm boyutları ile incelikli olarak... View Article

Bu ayıptan hepiniz sorumlusunuz

Metin Kurt’un siyaset ve futbol denklemine ilişkin kullanmış olduğu “siyaset futbolun baba ocağıdır” tezi, dün Başakşehir-Amedspor maçında yaşananlar ile bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bilindiği gibi Başakşehir futbolcusu Semih Şentürk uzatmalarda attığı golün ardından Amedspor tribünlerine asker selamı gönderdi. Askerliğini bile yapmayan Şentürk’ün bu selamı haklı tepkiler ile karşılanırken, konu tüm boyutları ile incelikli olarak irdelenmesi gereken bir vaka olarak futbol tarihine şimdiden geçti.

Denklemi baştan kuralım, Semih Şentürk Başakşehir yerine başka bir takımda oynuyor olsaydı bu selamı verir miydi? Daha doğrusu bu ayıbın sorumluğunu Semih Şentürk ile birlikte taşıyan başka kimler var?

İrili ufaklı bütün spor kulüplerinin, iktidar ile dolaylı ya da doğrudan ilişkisi var. Taraftar grupları darbeye teşebbüs iddiası ile yargılanırken, bu taraftar gruplarını karşısına alan kulüp başkanlarından, futbolcuları başarı dilenmek için tam tekmil Kaçak-Saray’a çıkartan kulüp yöneticileri ile dolu Türkiye. Bu desteği dolaylı yollardan gösterenler, hükümet ile dirsek temasında olanlar gibi, Başakşehir ya da Kasımpaşa gibi, iktidarın yuhalandığı her müsabakada kendisini biraz da alkışlatmak istediği nefes alma alanları yaratmak adına bir proje olarak şekillendirdiği, iktidar ile doğrudan ilişkili olduğunu saklamakta beis bile görmeyen örnekler de var.

Futbolun bir oyun olmaktan çıktığı, bu oyunu temsil ettiğini iddia eden UEFA FİFA gibi kurumların hergün rüşvet haberleri ile güdeme geldiği, yöneticilerinin spordan men edildiği, federasyonların organizasyonlar kendi ülkelerinde düzenlensin diye türlü ayak oyunlarının altına imza attığı, futbolcuların birer köle gibi alınıp satıldığı, spor medyasının ırkçılığı, ayrımcılığı körüklemek için elinden geleni ardına koymadığı bir bataklıkta bunların yaşanması normal elbette. Normal ancak meşru değil.

Denklemi kurarken sorduğumuz soruların cevabına geçelim öyleyse. Semih Şentürk Başakşehir yerine başka bir takımda oynasaydı, bu terbiyesizliği yapabilme cüretini kuvvetle muhtemel gösteremezdi, bunun öznel bir değerlendirme olduğu şerhini düşerek ikinci soruya geçelim. İkinci sorunun cevabı, yukarıdaki satırlarda saklı. Bu bataklığı kurutmak için yola çıkan Metin Kurt’u karşısına alan kim var ise bu ayıbın aynı düzeyde sorumlusu.