Antalya KYK yurdunda yol yok, güvenlik yok, odalar inşaat halinde... Öğrenciler tepkili

Antalya KYK Muratpaşa yurdundan öğrenciler barınma koşullarının ne kadar kötü olduğunu gazetemiz ile paylaştı.

Antalya KYK yurdunda yol yok, güvenlik yok, odalar inşaat halinde... Öğrenciler tepkili

Geçtiğimiz günlerde, Antalya  Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Şube Müdürü Vekili Süleyman Dinç, eksiklikleri olan yurtta kalmak istemeyen öğrencilere, “Bu yurda girerken, gelir durumunuza göre geldiniz. Burada bana ahkam kesmeyin. Herkesin gelir durumu minimizeydi, öyle geldi. Üçte birinize yakınınız da burslusunuz” diyerek, mevcut şartları kabullenmelerini istedi.

Öncesinde Elmalılı Hamdi Yazır Yurdu’nda ikamet eden ve onlarla birlikte üniversiteye yeni kayıt yaptıran Akdeniz Üniversitesi öğrencileri, 10 Ekim 2016 tarihinde Antalya Uncalı’daki, gerek medyada, gerekse üniversite kamuoyunda tartışmalara konu olan Muratpaşa Yurdu’na transfer edildiler.

Öğrenciler iyileştirme talep ediyorariza-listesi

Söz konusu tartışmalara konu olan iddialar arasında, güvenlik önlemlerinin alınmaması, bazı kapı kilitlerinin olmaması, inşaat halinde odalar olması ve öğrencilerin bu şartlar altında yurtta kalmak istemedikleri yer alıyordu. Bununla birlikte iyileştirme talebi isteyen öğrenciler yurdun önünde toplanarak taleplerini ifade etmişlerdi.

Gazete Manifesto olarak, bahsi geçen KYK yurdunda ikamet eden bir öğrenciye ulaştık ve yurdun durumunu birinci ağızdan inceledik.

Odalar küçültüldü ve kişi sayısı arttırıldı

Odaların önceki yurda göre küçüldüğünü ve odalardaki kişi sayısının üçten dörde çıkarıldığını belirten öğrenci, söz konusu yurttaki durumu, şu şekilde ifade etti:

santiye “Güvenlik önlemlerini bir tarafa bırakın, ilk geldiğimiz gün güvenlik kulübesi bile yoktu. Yurdun iki kapısı var ve biri Üniversite’nin Uncalı çıkışının sağ tarafında kalıyor ki arada bayağı bir mesafe var. Navigasyondan baktım, okulla yurdun arasındaki mesafe, kuş uçuşu yaklaşık altı kilometreye denk geliyor. Diğer kapı da aynı yolun biraz daha ilerisinde bulunuyor. Son bir, iki gündür güvenlik kulübesi geldi. Orada yol bile yoktu, öğrencilerin tepkileri üzerine yol yapımına başlandı, kaldırım taşları döşendi. Yurt şu an da bildiğiniz inşaat halinde. Hergün sabah saat 8.00’da başlıyorlar çalışmaya, akşam kaça kadar olursa devam ediyorlar, üstelik bunu biz orada kalırken yapıyorlar. Çalışma masasının üstünü siliyoruz, camı açıyoruz, iki dakika sonra masanın üstü yine aynı oluyor. Gürültüden ve tozdan cam açamıyoruz, sıcaktan bunalıyoruz, bu sebeple ders de çalışamıyoruz. Odalar önceki yurtta daha büyüktü ve üç kişilikti. Şimdi odalar daha da küçüldü ve 4 kişilik oldu. Haddinden büyük soyunma kabinleri var ve bir dolabı iki kişi kullanıyoruz. Yurdun şu anki durumu kısaca bu aslında.”

“Paramın yarısından fazlası devlet yurduna gidiyor”

Maddi durumunun nasıl olduğunu ve yurttan başka bir alternatif barınma alanı olup olamayacağı sorulduğunda ise şu yanıtı aldık:

“Bu konu hakkında net konuşayım. Şu an bana ailemden aylık 450 tl geliyor. Bu paranın 245 tlsini yurda veriyorduk, lakin vakitsiz bir zam geldi ve bu fiyat 265 e çıktı. Bana ailem insaat-calismatarafından gönderilen paranın yarısından fazlası, devlet yurdunda barınmaya gidiyor ve ben o paranın yarısından az bir kısmıyla, yani yaklaşık 200 tl ile geçinmeye çalışıyorum. Yemekhane desen zaten ayrı dert. Tanınmamış, merdivenaltı markaları bize fahiş fiyatlarda satıyorlar. Barınmadan artan o 200 tl de ancak yemeğe yetiyor. Geçen sene 2.75 tl den yediğimiz tavuk yemeğini bu sene 4 tl den yiyoruz ve kalite açısından hiçbir şey değişmedi. Buradan zaten açık bir şekilde bir kar mekanizmasının döndüğünü fark edebiliyoruz. Akşam yemeğimiz 6.50 TL, yanında ise bir pilav alıyoruz ya da alamıyoruz üstüne para vermek zorundayız. Çoğu arkadaşım eve çık dedi ama aşağı yukarı aynı fiyata denk geliyor. Zaten asıl sıkıntı ev ve devlet yurdunun aşağı yukarı aynı fiyata denk gelmesi.”

“Bana ahkam kesmeyin”

Antalya Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Şube Müdürü Vekili Süleyman Dinç’in, mevcut durum sonrası yurt önünde toplanan öğrenciler arasında oluşan tepkilere karşı, ”Bu yurda gelirken, gelir durumunuza göre geldiniz. Burada bana ahkam kesmeyin. Herkesin gelir durumu minimizeydi, öyle geldi. Üçte birinize yakınınız burslusunuz” açıklamasında bulunmuştu.

Bu açıklamayla ilgili olarak söz konusu yurtta ikamet eden öğrenci, “Biz o olay sırasında orada değildik. Hatta inanmadık yani o kadar da değildir artık dedik. Sonrasında internette videosunu gördük, gerçekten kullanmış o cümleleri. Oradaki insanların en küçükleri 18 – 20 yaşlarında ve o insacalisma-alaninlar özellikle de bizim yaşımızda, kendi varlık durumunu kendileri seçemiyorlar. Bu insanlar bir de genç insanlar. Aynı zamanda haklarının yenildiğinin farkındalar ve resmen bizlerin sabrını sınadılar o gün. O ortamda bir olay patlaması ihtimali çok yüksekti ama o gün bir sıkıntı çıkmadı ve öğrenciler gerçekten bu konuda biraz da mecburiyetten dolayı sağduyulu davrandılar. Biz yurda girdiğimizde, inşaat işçileri hala odaların içerisinde çalışıyordu. Odalar kaba inşaat pislikleriyle doluydu, öğrenciler odaları temizlemek için paspas arıyordu.”

“Maksatlı bir algı yönetimi yapılmak istenmiştir”

Söz konusu olaydan sonra Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nden bir açıklama geldi. Milliyet’in haberine göre açıklama şu şekilde:

”Haberlerde bahse konu olan kişi, şube müdürlüğüne vekalet eden nöbetçi yurt yönetim müdürü olup, maksadını aşan ifadeler kullanmıştır. Söz konusu haberde yurt binamızın henüz faaliyete geçmeyen hazırlık aşamasındaki bölümleri görüntülenerek, maksatlı bir algı yönetimi yapılmak istenmiştir.”

“İşi kıvırmanın bir anlamı yok, algı yönetimi yapan biz değiliz”

Bu açıklamaya karşı, söz konusu yurtta ikamet eden öğrenci mevcut durumu şu şekilde ifade etti:

“Biz o gün direkt inşaata girdik, bu ortada olan bir durum maksatlı bir algı yönetimi ya da açılmamış bloklar söz konusu bile değil. Zaten açılmamış bloklara öğrenci sokmuyorlar. C blok yeni açılacak, orası da 14 Kasım da açılacak gibi bir söylenti var. Öğrencilerin girebildiği binalar, doğal olarak hizmete açılmış binalardır. Burada bir algı yönetimi söz konusu değildir. Arıza listeleri var elimizde, kimi odanın tuvaleti yok, kiminde banyonun kapısının altından su sızıyor, kimi odanın duvarı henüz inşaat halinde, sıvası yapılmamış. Medyaya baktığınız zaman ise şu tavırla karşılaşıyorsunuz, ‘bu öğrencilerin hali ne olacak’ gibi söylemlerden ziyade, ‘yurt rekor sürede bitti, 4,5 ayda tamamladık’ gibi şeyler var. İçinde yaşanılmadıktan sonra yurdun bitmesinin bir anlamı yok. Yani kısacası işi kıvırmanın bir anlamı yok, algı yönetimi yapan biz değiliz.”