Patrick Cockburn: Toplumsal ayrışma ortadan kalkmayacak

The Independent yazarı Patrick Cockburn, toplumsal ayrışma ortadan kalkmayacak dediği yazısında Kürt ve laik partilere destek azalırken, Cumhurbaşkanı’na, bütün gücü eline alma ve Suriye’ye müdahale yetkisi verildiğini söyledi.

Patrick Cockburn: Toplumsal ayrışma ortadan kalkmayacak

The Independent yazarı Patrick Cockburn, toplumsal ayrışma ortadan kalkmayacak dediği yazısında Kürt ve laik partilere destek azalırken, Cumhurbaşkanı’na, bütün gücü eline alma ve Suriye’ye müdahale yetkisi verildiğini söyledi.

“Teorik olarak siyasetler üstü olması gereken Erdoğan, AKP’nin seçim stratejisini yürüttü. Bu müthiş zaferinden sonra AKP’nin eli ordu, güvenlik güçleri ve medyanın kontrolünü ele geçirmek için daha güçlü olacak. Parti, kurulduğundan beri devlet kadrolarındaki muhalifleri saf dışı bırakıyor.

2002’den itibaren AKP, Atatürk tarafından kurulmuş olan devlet kademelerindeki bütün muhaliflerini tasfiye etti. Resmi ve bağımsız medyanın neredeyse tamamı AKP’nin denetimine girdi. Bu da AKP’nin oylarını artırmasını açıklayan nedenlerden biri. Devlet televizyonu tamamen Erdoğan ve AKP’ye yer verirken muhalefet büyük ölçüde görmezden gelindi.

Son seçimlerden sonraki beş ay içinde Erdoğan’ın stratejisi Kürtlerle çatışmak ve HDP’yi PKK’nin kolu gibi göstermek oldu. AKP yandaşları, muhafazakâr ve dindar Kürtlerin “terörist” grupla bağlantısı nedeniyle HDP’yi terk ettiğini söylediler.

Kürtlerle çatışma AKP’ye milliyetçilik kartını oynama imkânı verdi. Bu sayede sağcı, kürt-karşıtı MHP oylarının büyük kısmını aldı. Etkisiz liderliği ve siyasetsizliği MHP’nin oy oranının yüzde 16’dan yüzde 12’ye düşmesine neden oldu. Ana muhalefet partisi olan merkezi ve laik CHP yüzde 25’lik oy oranını korudu ancak siyasi üstünlük kuramadı ve kendisini AKP’ye alternatif olarak sunamadı. 

Türkiye’nin 1950 seçimlerinden beri merkez sağa oy vermesi AKP’nin 2002’den beri güçlü olmasının nedenlerinden biri.  Fakat, geçmişte farklı güç merkezlerinin de bulunması bu derece otoriter olmasını engelliyordu. Birçok liberal ve laik AKP’nin yükselişini ordu ve yargının müdahil olduğu sisteme demokratik bir alternatif olarak görüyordu. Şimdi bunların birçoğu kendilerini AKP’nin tek güç olmasını sağlayan “faydalı aptallar” olarak suçluyor. Son seçimden önce bir tanesi “Biz AKP’nin devleti değiştireceğini sanıyorduk, ele geçireceğini değil” demişti.  

Halktan aldığı yetkiyle Suriye’deki gelişmelere müdahale konusunda Erdoğan’ın eli güçlenecek. Şimdi, Türkiye’nin Suriye’de askeri açıdan daha büyük bir rol oynaması için bastırabilir. Ankara’nın değişmez önceliği olan Beşar Esad’ın devrilmesi konusundaki başarısızlığının seçmenler üzerinde bir etkisi olmadığı görülüyor. Fırat’ın kuzeyindeki ABD destekli Suriye Kürtlerine dönük olarak da Davutoğlu askeri müdahaleyi dillendirmişti.

Erdoğan’ın geçmişte Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi konusundaki ısrarı ordu tarafından frenlenmişti. Ancak, 58 milyon seçmenin yüzde 86’sının katıldığı seçimlerde elde ettiği başarı Erdoğan’ın Suriye’de daha büyük bir askeri adımı zorlamasını sağlayabilir. 

Hükümetin siyasi belirsizliğin sona ermesiyle güçleneceğinin belirtisi ise dün gece dolar karşısında hızla yükselen Türk lirası oldu. Birçok seçmen belirsizliğin sona ermesini istediklerini söylüyordu. Ancak giderek büyüyen etnik, mezhepsel ve dinsel ayrışma ortadan kalkmayacak gibi görünüyor. Kürtler arasında HDP’ye desteğin azalması, tek yolun silahlı mücadele olduğunu düşünenlerin elini güçlendirecek.

Aynı zamanda, birçok kişi, AKP’nin halkı önce korkutup sonra da bunu sona erdirme vaadinde bulunduğu bir kriz ve korku atmosferi yaratarak kazandığını düşünecek.”